Bunlar geleneksel bir banka için kırmızı bayrak kaldıracak nedenler. | TED | وهذه العوامل وحدها كافية لرفض القرض من قبل البنوك التقليدية. |
Şüphesiz ki hayatımda hiç karşılaşmadığım en karmaşık ve en cesur banka soygunu girişimlerinden birini ortaya çıkarıp engellediniz. | Open Subtitles | لاشك انك اكتشفت ودافعت بطريقة رائعة عن واحدة من اكبر واخطر سرقات البنوك التى عاينتها فى خلال مسار حياتى. |
Çünkü bankalar bu bonoları uçuk rakamlara satıp para kazanmakla fazla meşguller. | Open Subtitles | لأن البنوك مشغولة بالحصول على الأموال لقد رأيت أموالاً لبيع هذه السندات |
Bilseler bile, sadece ordalardır, bankalar ele geçirilse bile rahatsız olmazlar. | Open Subtitles | لو يعلموا لذهبوا هناك ولم يهتموا حتى إذا ما سرقت البنوك |
"Belki de, insanların çalışmadığı saatlerde de bankaları açık tutmalıyız. | TED | ربما علينا إبقاء البنوك مفتوحة في الوقت الذي يعود فيه الناس من العمل. |
bankaların birikimlerimize el koyacağından korktuğumuz için parayı yanımızda getirdik. | Open Subtitles | كنا نخاف أن تأخذ البنوك مدخراتنا لذا جلبنا المال معنا |
Banks lisesi için iyi bir defans ve Woodlawn'dan özel Tony Nathan. | Open Subtitles | الوسط أفضل من البنوك مدرسة ثانوية ، وأيضا من وودلون، توني ناثان. |
Walter, amcaların 20'li ve 30'lu yıllardaki iki banka soyguncusunun tanımına uyuyor. | Open Subtitles | والت , أخوالك مطابقين لمواصفات اثنين من سارقى البنوك من العشرينات والثلاثينات |
Bu elemanların sabıka kayıtları yüzünden banka bunlara ihtiyaçları olan parayı vermez. | Open Subtitles | لأن هؤلاء الفتيان يملكون سجلا إجراميا، ترفض البنوك منحهم القرض الذي يحتاجونه |
Ve bu şişkin banka hesaplarının sahipleri, bizimle savaşmaya başlıyorlar | Open Subtitles | ومن هو صاحب تلك الحسابات الكبيرة في البنوك فهو يرد |
Beş yılda, İzlanda dışında hiç faaliyet göstermemiş olan bu üç küçük banka 120 milyar dolar borç aldı. | Open Subtitles | فى خلال خمسة سنوات قامت هذه البنوك الثلاثة الصغيرة التى لم تعمل أبدا خارج أيسلندا باقتراض 120 بليون دولار |
banka soygunları ortalama 6 dakika içinde meydana gelir ve biter. | Open Subtitles | سرقة البنوك تستغرق معدل 6 دقائق بين إعطاء التعليمات إلى الفرار. |
Gelecekteki banka soyguncusu ekibimle böylece tanışmış olacağım. Misketleri mi sevdiniz mi? | Open Subtitles | هنا حيث سأقابل زميلى المستقبلى فى سرقة البنوك كيف أحببتى ذلك البلى؟ |
Bazı kurtulanlara göre bankalar çökünce kağıt parayı sarıp sigara niyetine içeceğiz. | Open Subtitles | بعض المستعدين يعتقد عندما تسقط البنوك يمكنك أن تلف أوراق المال وتدخنها |
Eskiden bankalar saat 10'dan 3'e kadar çalışırlardı. | TED | لقد كانت البنوك تفتح مابين 10:00 و 15:00. |
Hatta durum yalnızca emeklilik fonlarıyla sınırlı değil, tüm bankalar, sigortalar ve fon yönetimleri de aynı durumda. | TED | ثم أدركت، لم تكن فقط صناديق التقاعد، كانت البنوك وشركات التأمين ومديري الصناديق. |
Dünyanın önde gelen yatırım bankaları ikinci el satış verilerini perakende ayakkabı sektörü analizinde kullanıyor. | TED | و البنوك ذات الاستثمارات الكبرى في العالم تستعمل الآن بيانات اعادة البيع لتحليل بيع المفرق لصناعة الأحذية. |
bankaların gölgesindeki şehir mezarlıkları, istasyonları ve tapınaklarıyla... | Open Subtitles | مع مقابر بلدها في ظلال البنوك و المعابد و المحطات |
Bu yat daha ne kadar Grand Banks önünde siste hareket edecek? | Open Subtitles | أي فكرة كم من الوقت هذا اليخت سوف تبقى هنا، حجزه الضباب من على البنوك الكبرى؟ |
Bu noktada hükûmet haritalar yaratarak bankalara kredi vermemeleri gereken yerleri gösterdi. | TED | هنا بالتحديد أنشأت الحكومة الخرائط لإخبار البنوك بالأماكن التي لا تستطيع إقراضها. |
Liberal iseler, büyük bankalardan petrol şirketleri ve Dick Cheney'den nefret edecekler. | TED | ولو كانوا ليبراليين سوف يكرهون البنوك الكبرى وشركات النفط وديك تشيني. |
bankacılık sektöründeki herkes altı hafta boyunca iş düzenini değiştirerek bir salgın hastalık varmış gibi çalıştı. | TED | لمدة 6 أسابيع جعلوا كل من يعملون في مجال البنوك يتظاهرون بوجود وباء منتشر. |
Bir bankada. Bugün burada bir bankadan para yatıracak. | Open Subtitles | ستذهب اليوم لتودع مبلغا من المال في أحد البنوك |
Bu teknolojinin maliyetinin bir düzine bankadan ancak sağlanabileceğini söylememe gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن ذكر أن تقنية كهذه ستكلف أكثر مما يمتلكه دزينة من البنوك |
Ve ilk kez bankacılar, kulüp evlerinden çıkıp striptiz kulübüne gittiler. | Open Subtitles | وللمرة الأولى موظفوا البنوك انتقلوا من النادي الريفي الى نادي التعري |
yoksa Yunanistan'a borç veren bir sürü aptal bankayı kurtarma paketi mi dersiniz? | TED | أو انقاذ عدد من البنوك الغبية المقرضة لليونان؟ |
Vietnamlılar bankaya güvenmez. Birbirlerine borç verirler. - Kazanıyor musun? | Open Subtitles | ونحن الفيتناميون لم نثق في البنوك نقرض المال لبعضنا البعض |
Bazılarınız geleneksel bir bankanın işleyişini gözlemlemiş olabilir, gözlemlememiş olanlarınız için anlatmama izin verin. | TED | الآن، لست واثقًا كم واحدًا منكم قد رأى بنكًا من الداخل، لذلك دعوني أوضح كيف تبدو العديد من البنوك التقليدية. |
Tamam, senden Fidelity Mutual bankasının iç mimarisini Chicago'daki soyulmamış bütün bankalarla karşılaştırmanı istiyorum. | Open Subtitles | يتضخم مستفيداً من تصميم البنك حسناً أحتاج منك ان تقارن لي كل تصاميم البنوك والأبعاد الداخليه للتصاميم للبنوك التي سرقت |