Dünya dışında, biz sizin batırdığınız bu şeyi düzeltene kadar eve dönemeyecek 7 takımımız var. | Open Subtitles | عِنْدَنا سبعة فرقِ خارج العالمِ لا نستطيع إعادتهم إلى البيت حتى نصلح ما فعلت. |
Babam gerçeği öğrenene kadar eve gidemem. | Open Subtitles | اني لا استطيع الذهاب إلى البيت حتى يعرف أبي الحقيقة |
Emin olana kadar evden ayrılsanız iyi olur. | Open Subtitles | أنت من الأفضل أن تترك البيت حتى نعرف بالتأكيد. |
Bundan sonra beni 6'ya kadar evden arayabilirsin. | Open Subtitles | من الأن وصاعداً تستطيعين ان تتصلي بي في البيت حتى الساعة السادسة |
- Bu geç saate kadar evde olamamam demek. - Yani? | Open Subtitles | ـ لن أصل إلى البيت حتى وقت متأخر ـ إذاً؟ |
Ben de tam ölene kadar evde oturmak istediğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر للتو بأن أبقى في البيت حتى توافينا المنية. |
Bu sabah kontrol etmek için onu aradım. Evden bile dışarıya çıkamamış. | Open Subtitles | لقد أتصلتُ اليوم لأطمئن عليها، لا تريد مغادرة البيت حتى |
Bu sabah kontrol etmek için onu aradım. Evden bile dışarıya çıkamamış. | Open Subtitles | لقد أتصلتُ اليوم لأطمئن عليها، لا تريد مغادرة البيت حتى |
Ama bu arada, ben çıkana kadar eve gitmesi lazım. | Open Subtitles | لكن في هذا الأثناء، يحتاج أن يصل إلى البيت حتى يمكنني الخروج من هنا |
Saat 6:00'ya kadar eve dönemedim. | Open Subtitles | لم أصل إلى البيت حتى 6: 00 |
Beş yaşımdayken dizimi kestim, annem on altı yaşıma kadar evden çıkartmadı. | Open Subtitles | انظري، عندما كان عمري، خمس سنوات ،جرحت ركبتي ولم تدعني أمي أخرج من البيت حتى أتممت سن الـ16. |
Bu sabaha kadar evden ayrılmamışlar. | Open Subtitles | لم يغادران البيت حتى هذا الصباح |
Olaylar yatışana kadar evde kalacak. | Open Subtitles | أمي بدأت تبقيها في البيت حتى تهدأ الأمور. |
Geç vakte kadar evde olmam. | Open Subtitles | لن أصل البيت حتى وقت متأخر |