Ben Yalnızca hava sahamızın canlı bölüklerle dolu olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أريد التأكد من أن دعمنا الجوي سيتكون من جنود أحياء |
Ben sadece aramızdaki anlaşmazlığı onlara söylemeyeceğinizden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط التأكد من أن خلافنا لن يؤثر على ذلك |
Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de dünyadaki en zengin ülkelerinin gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak. | TED | وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام هو التأكد من أن أغنى دول عالم تساعد الدول النامية. |
Senin görevin buradaki herkesin tarafımızda olduğundan emin olmak. | Open Subtitles | لقد كان من المفترض عليك التأكد من أن كل شخص يعمل هنا هو إلى جانبنا |
Bunu mu seçeceğiz, onu mu? nasıl emin olabiliriz? | Open Subtitles | كيف يمكننا التأكد من أن شيء ما بهذه الطريقة أو بتلك الطريقة؟ |
Tanrı'ya şükür. Nabzını kontrol etmek üzereydim. | Open Subtitles | أحمد الله كنت على وشك التأكد من أن نبضكِ لا زال يعمل |
Çocuğun sende kalmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التأكد من أن تحتفظ بأبنك |
Benim tek ilgilendiğim onun gittiğinden emin olmak, ve gittide... kendi isteğiyle. | Open Subtitles | لم أسمح له بذلك، لقد كنت مهتماً فقط في التأكد من أن يذهب بعيداً وقد فعل ذلك |
Sadece Sigmund'un o mor kukladan kaçtığından emin olmak.... Kaç, Kaç, Kaç, Kaç, Kaç... Kaç, Kaç, Kaç ... | Open Subtitles | أردت التأكد من أن سيغموند سيفلت من تلك الدمية الأرجوانية، انطلق انطلق |
Senato onayı sırasında gözünü dört açacağından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | تريد التأكد من أن تحصل على موافقة المجلس مع انتباهك التام |
Üslerimizin güvenliğinin sağlam olduğundan emin olmak istiyor. | Open Subtitles | و على ماذا كانا يخططان. يريد التأكد من أن أمن قواعدنا لم يتم اختراقه. |
Gömülü olan şeyin gömülü kalmasından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التأكد من أن ما كان مدفوناً يبقى مدفوناً |
Evet, yakutun evine güvende gittiğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | نعم، أردت التأكد من أن الياقوتة بطريقها للوطن بسلام |
bir şeyin bile doğru gittiğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | التأكد من أن شيئ ما يسير في الإتجاه الصحيح |
Ve bu kazaların gerçekten kaza olduğundan emin olayım. | Open Subtitles | و التأكد من أن تلك الحوادث كانت فعلاً حوادثٍ. |
Federico'nun adam olduğundan emin olmak zorundasın. | Open Subtitles | ولكن يجب عليك التأكد من أن فيديريكو . أصبح رجلا حقيقيا. |
Bana şirket helikopterinin kalkışa hazır olduğundan emin olmamı söyledi. | Open Subtitles | طلب مني التأكد من أن هليكوبتر الشركة معدة للإقلاع |
Tabii ki bu kalıntıların Truva Antik Kenti kalıntıları olduğundan emin olmak zor ve araştırmacılar Truva Savaşı'nın hâlâ Homer'ın anlattığı gibi olup olmadığı konusunda anlaşmaya varmadı. | TED | بالطبع من الصعب التأكد من أن هذه الأنقاض هي بالفعل بقايا حقيقية لطروادة القديمة، وما زال العلماء يتجادلون فيما إذا كانت حرب طروادة قد حدثت بالفعل كما وصفها هوميروس. |
Kadınların istediğinden nasıl emin olacağız? | Open Subtitles | كيف يمكننا التأكد من أن تكون المرأة في ذلك؟ |
Tanrı'ya şükür. Nabzını kontrol etmek üzereydim. | Open Subtitles | أحمد الله كنت على وشك التأكد من أن نبضكِ لا زال يعمل |
Çocuğun sende kalmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التأكد من أن تحتفظ بأبنك |