ويكيبيديا

    "التجسس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • casusluk
        
    • casus
        
    • gözetlemek
        
    • casusluğu
        
    • istihbarat
        
    • Karşı
        
    • ajanlık
        
    • gözetleme
        
    • ajan
        
    • gizlice
        
    • casuslukla
        
    • casusluktan
        
    • gizli
        
    • dinleme
        
    • gözetlemeni
        
    Moskova'da Powers'ın casusluk mahkemesi medya için büyük bir olaydı. Open Subtitles في موسكو، كانت محاكمة باورز بتهمة التجسس حدثًا إعلاميًا كبيرًا
    Sevdiğim kadını öldürmenize neden olan, sadakatsizlik miydi casusluk mu? Open Subtitles هل كان الخيانة أو التجسس ذلك حفّزك لقتل الإمرأة أحببت؟
    Hayır, müstakbel eniştemi hükümetin karıştığı bir casusluk görevine bulaştırmam, olmaz. Open Subtitles لا لن أدخل من سيكون أخى قريباً فى أحدى عمليات التجسس
    Ben daha çok casus uydu ya da deneysel teknolojiyi düşünüyordum. Open Subtitles لقد كنت أفكر في أشياء مثل أقمار التجسس أو التقنيات التجريبية
    Adam en gizli casus yazılımımızı "prime time"da mı açıklayacak? Open Subtitles سيقوم هذا الرجل بكشف أكثر برامج التجسس سرية، أمام الملايين؟
    Bir arkadaşım casusluk yaptığı için burada beş yıldır hapiste. Open Subtitles زميل لي هو في السجن هنا لخمس سنوات لأعمال التجسس
    Efendim, affersiniz ama sanki benden sizin için casusluk yapmamı istiyorsunuz. Open Subtitles سيدي، سامحني.. ولكن هذا يبدو كأنك تطلب مني التجسس عليها لأجلك
    Bir gizli ajan virüs bakteriye bulaştığı zaman biraz casusluk yapar. TED عندما يقوم عميل سري من الفيروسات بإصابة بكتريا بالعدوى، فإنهم يقومون بالقليل من أعمال التجسس.
    Dreyfus'un dairesine gittiler ve casusluk işaretleri için aramalar yaptılar. TED لقد ذهبوا وفتشوا شقة درايفوس، بحثًا عن أي دلائل تُشير إلى التجسس
    Kurumsal casusluk kolay bir oyun değil— ancak bazen sosis işte böyle yapılır. TED التجسس على الشركات ليست بلعبة سهلة ولكن أحياناً، هذه هي الطريقة التي تُصنع بها النقانق.
    Anlayacağınız ben casusluk filmleriyle büyüdüm. Open Subtitles كما ترون لقد نشأت في مشاهدة أفلام التجسس
    Unutmadan, kendinizi sürekli casusluk üzerine hikâyeler yazan yazarlara pek kaptırmayın. Open Subtitles لا تترك نفسك لتأثير هؤلاء الروائيين غالباً يكتبون قصصاً عن موضوعات التجسس
    Katilin ve casus yazılımı yükleyen adamın aynı kişi olduğundan emin olabiliyor muyuz? Open Subtitles وكيف نتأكد من أن القاتل والرجل الذي نصب أداة التجسس هما ذات الشخص؟
    Onu casus okuluna gönderip, sahte bir isim verdiler. Open Subtitles ولأنه كان يتحدث بلغتنا أرسلوه ليدرس التجسس واعطوه بطاقة تعريف مزيفه
    Beni öldürüyorsun, Seymour... yavaş yavaş bu aptal casus işleri ile hemde. Open Subtitles تقتلنى بالموت البطيء بأعمال التجسس الحمقاء.
    Belli ki, yönergeniz diğer kültürleri gizlice gözetlemek konusunu kapsamıyor. Open Subtitles تعليماتك حَسْب الظاهر لا تتضمن التجسس على ثقافات الآخرين.
    Ne yönetiyordun yani, şirket casusluğu yapan ayak takımını mı? Open Subtitles حسنا , ماذا كنت تدير نوع من منظمات التجسس ؟
    Asla, istihbarat konusunda kuralları biliyoruz. Ayrıca, Cybercom'dan ayrılırken gizli bütün eşyaları aldınız. Open Subtitles إستحالة، نحن نعرف القواعد حيال التجسس الأسود بالإضافة أنكم أخذنم كل الملفات السرية
    Ben FBI'ın Karşı İstihbarat Bölümü'nün başıyım ve sekreterim bir KGB memuruyla evli. Open Subtitles انا مسؤول من المخابرات الأمريكية بمكافحة التجسس وسيكرتيرتي تزوجت من ضابط مخابرات روسي
    Belki haklısındır, ajanlık ve aile işleri bir arada yürümez. Open Subtitles ربما انت على حق التجسس والأبوة والأمومة فقط لن يتوافقان
    İnsanları gözetlememiz gerekecek ve bir gözetleme kulesi kurabiliriz. Open Subtitles أعلم أنه يتضمن التجسس على الناس و ربما بناء قلعة
    - Evet, görünüşe göre ajan dünyasının yeni gözdesi durumundayım. Open Subtitles نعم على ما يبدوا أنا السلعه الرائجه في عالم التجسس
    Araştırmalarımda insan vücudundaki bakteriyel topluluklarını gizlice dinlemeye odaklandım. TED في بحثي، قمت بالتركيز على التجسس على مجتمعات البكتريا في الجسد البشري.
    Görevi başarsak bile federal mahkemede casuslukla suçlanıp, ceza almamız mümkün. Open Subtitles وفي الحالات المستبعدة اننا نلغي هذه العملية قد نقاضى على التجسس ونواجه القضاء الفيدرالي
    Fakat Rusya'nın 2016'da yaptığı casusluktan çok öteydi. TED لكن ما كانت تفعله روسيا في عام 2016 ذهب لحدِّ أبعد من التجسس.
    dinleme aygıtı yerleştirme fiyaskosundan sonra... sadece tek bir seçeneğimiz kaldı: Open Subtitles بعد الفشل التام لزراعة رأس التجسس أقول بأننا لدينا فقط اختيار
    Teknede yaşamanın en büyük sorunu 577 00:21:16,433 -- 00:21:18,049 birileri gelip eski kız arkadaşının, evini gözetlemeni istediğinde, evde değilmişsin gibi yapamazsın. Open Subtitles أترين , مشكلة العيش في قارب انه لا يمكنك التظاهر انك لست بالمنزل عندما يأتيك الناس ويطلبون منك التجسس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد