Sokakta yürüyor herkese selam veriyordum ama kimse bana selam vermiyordu. | Open Subtitles | كنت أسير في الطريق أوزّع التحيّات على الجميع و لكن لا أحد ردّ التحيّة |
Ama eminim onun gibi bir çocuk benim gibi bir kıza asla selam vermez. | Open Subtitles | لكن واثقة أن ولد مثله لن يلقي التحيّة عليّ |
Yürüyüşe çıkmıştık da bir uğrayıp selam vereyim dedim. | Open Subtitles | نحن كنّا نتمشى وحسب وفكّرت بالمرور عليكِ وألقي عليكِ التحيّة |
Hey, hazır başlamışken belki de babana uğrayıp bir merhaba diyebiliriz. | Open Subtitles | قد يمكننا زيارة و إلقاء التحيّة على والدكِ بينما نحن هنا |
Fazla kalmayacağım. Bir merhaba der, sonra yola koyulurum. | Open Subtitles | أنظر, أنا لن أبقى طويلا, ربما سألقي التحيّة فقط ثمّ سأغادر, موافق؟ |
İşten dönüyordum, düşündüm de uğrayıp, merhaba diyeyim. | Open Subtitles | لقد كنتُ عائدة للمنزل من العمل وفكّرت بأن أعرّج وألقي التحيّة |
Altıma kaçırırsam belki bana da selam verirler sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد إن بلّلت بنطالي، لربما قد يلقون التحيّة. |
Koridorda selam verdim sana, cevap bile vermedin. | Open Subtitles | لقد ألقيتُ عليك التحيّة في الرّدهة و لكنّك لم تستجب حتّى |
Bu yüzden geldim zaten. Uğrayıp selam vermek istedim. | Open Subtitles | أعلم، ولهذا جئت، وددت المرور وإلقاء التحيّة. |
Elimizde silahlarla yürüyen beş kişiyiz. Kimse selam vermeye gelmez. | Open Subtitles | نحن 5 أفراد نسير بأسلحة ناريّة، لذا لن يخرج إلينا أحد مُلقيًا التحيّة. |
Bölüyorum ama sana selam vermek isteyen birisi var. | Open Subtitles | إن سمحت لي بالمقاطعة، فثمّة أحد يود إلقاء التحيّة. |
Seni görmek çok güzel. İyi ki selam verdin. | Open Subtitles | سُعدت جداً برؤيتك ، وسُعدت أنك ألقيت التحيّة علي |
- Anne, babama selam vermek istiyor musun? | Open Subtitles | مرحباً، أمي أتريدين أن تُلقين التحيّة على أبي؟ |
Tanımadığım insanlara selam vermeyi restoranda oturup yemek söylemeyi arkadaşlarımla gülüp eğlenmeyi özlüyorum. | Open Subtitles | أفتقد إلقاء التحيّة على الغرباء وطلب العشاء في مطعم والضحك مع أصدقائي. |
Hızlı bir şekilde merhaba deyip çıkmamız mümkün mü? | Open Subtitles | أتعتقدين أننا لربما يجدر بنا الدخول وإلقاء التحيّة عليها بسرعة قصوى؟ |
Patronuna merhaba demek istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تذهبي ،افتحي آلتكِ الصغيرة أريد أن القي التحيّة على رئيسكِ |
Gelecek sefer beni gördüğünde, ben "merhaba" deyince bu güzel hissi anımsayacaksın ve bana gerçeği anlatmak isteyeceksin. | Open Subtitles | بالمرّة المقبلة التي ترينني فيها حين ألقي عليكِ التحيّة فستتذكرين ذلك الشعور الرائع و سترغبين بإخباري بالحقيقة |
Sana "merhaba" diyeceğim, ve kendini bir tüy kadar hafif hissedeceksin. | Open Subtitles | سألقي التحيّة , و ستشعرين بأنّكِ خفيفة كالريشة |
merhaba dediğim anda zaten ölmüştüm. | Open Subtitles | لقد كان مقدراً لي الموت باللحظة التي ألقينا التحيّة على بعضنا |
Çete mensubu olmaya bazı arkadaşlarımla yemek yiyordum da uğrayıp bir merhaba demek istedim. | Open Subtitles | كنت أتناول غدائي مع بعض الأصدقاء اللواتي لسن مقيّدات وفكرت بالمرور عليكِ وإلقاء التحيّة |
Bebeğim, saygıyla selamla onu. | Open Subtitles | عزيزتي، قدّمي التحيّة |
Birkaç hafta önce, merhabalaştık ve birbirimize gülümsedik ama adam, hâlâ çıkma teklifi etmedi. | Open Subtitles | قبل بضعة أسابيع القى علي التحيّة وابتسمنا، لكنه لم يسألني للخروج معه بعد |