| Sen ciddi bir şekilde paranoyaksın. Ben sadece senden kurtulmak istedim. | Open Subtitles | أنت مريض بالبارانويا حقاً يا رجل لقد أردت التخلص منك فقط. |
| Biliyormusun, senden kurtulmak istesem, seni en yakın dükkanlardan birine koyarım. | Open Subtitles | أتدري؟ لو أردت التخلص منك كنت ساخفيك في أقرب محل |
| senden kurtulmak isteyen kızgın ve güçlü biri var. | Open Subtitles | ثمة شخص قوياً وساخطاً للغاية يحاول التخلص منك الآن. |
| Ta başından beridir, senden kurtulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هى تحاول التخلص منك منذ البداية. |
| Ki bu da, seni ortadan kaldırmamı çok daha kolaylaştırır. | Open Subtitles | لأننا تقابلنا لتونا، والذي سيُسهّل علي التخلص منك |
| Kocanızın sizden kurtulmak istemesi için bir sebep var mı? | Open Subtitles | هل يوجد سبب معين يجعل زوجك يود التخلص منك ؟ |
| Sizi atmak istedikleri şehirde sıkışır kalırsınız. | Open Subtitles | وتعلق في المدينة التي يُقرّرون التخلص منك فيها |
| Fırsatım varken senden kurtulmalıydım. | Open Subtitles | هذا ما كنت تردده طوال ساعة مضت كان يجدر بي التخلص منك عندما سنحت لي الفرصة بذلك |
| Çünkü seni başlarından savmak ve senden kurtulmak için öyle derler. | Open Subtitles | لأنهم بهذه الطريقة سيكونون يريدون طردك التخلص منك |
| Kanun adamı olan bir hedef değilsin ama kendi insanın senden kurtulmak istiyor çünkü onlar patron olmak istiyor. | Open Subtitles | أنت لست هدف من القانون فقط ولكن جماعتك يريدون التخلص منك لانهم يريدون ان يكونوا الزعيم ايضا |
| senden kurtulmak için tam altı ay uğraştım. | Open Subtitles | رباه، أمضيت ستة أشهر أحاول التخلص منك يا رجل |
| Ailen seni buraya şutladı çünkü senden kurtulmak istiyorlardı. | Open Subtitles | هل قام والديك برميك في الخارج؟ هما يريدان التخلص منك |
| Tamam, güzel. Ben de senden kurtulmak üzereyim | Open Subtitles | حسناً، لا بأس، كنت أحاول التخلص منك وحسب |
| Şimdi yapmam gereken tek şey senden kurtulmak. | Open Subtitles | الآن كل ما علي فعله التخلص منك |
| - İtiraf etmeliyim ki, senden kurtulmak zormuş. | Open Subtitles | يصعب التخلص منك بالتأكيد، أقر لك بذلك |
| Bunu gitmen için söylemedim, senden kurtulmaya falan çalışmıyorum Travis. | Open Subtitles | بربك، لم أخبرك بهذا لأجعلك تغادر (أنا لا أحاول التخلص منك يا (ترافيس - أعرف هذا - |
| senden kurtulmaya çalışmıyorum. | Open Subtitles | لم أحاول التخلص منك. |
| senden kurtulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول التخلص منك |
| Ki bu da, seni ortadan kaldırmamı çok daha kolaylaştırır. | Open Subtitles | لأننا تقابلنا لتونا، والذي سيُسهّل علي التخلص منك |
| Hayır, aslında sizden kurtulmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا لست لطيفة، أنا أريد التخلص منك |
| Sizi atmak istedikleri şehirde sıkışır kalırsınız. | Open Subtitles | وتعلق في المدينة التي يُقرّرون التخلص منك فيها |
| Beleşçi babanı dinlemeliydim daha sen doğmadan senden kurtulmalıydım. | Open Subtitles | كان ينبغي علي السماع لأبوك. التخلص منك قبل أن تولدي. |
| Peki çekip gitmen ne kadara mal olacak? | Open Subtitles | إذا ما هي تكلفة التخلص منك ؟ |
| Dışarıdaki Meksikalılardan birine yüz dolar vererek de senden kurtulabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التخلص منك بواسطة $أي غبي في الخارج بـ 100 |
| Sana yaklaşamıyorum, şimdi de senden kurtulamıyorum. | Open Subtitles | ، لا أستطيع الإقتراب منك والآن لا أستطيع التخلص منك أى كان |