Yani tüm bunlar bir tuzaktı. Sen sadece Beşinci'den kurtulmak istedin. | Open Subtitles | حسنا كل ذلك كان خطوه أنت فقط أردتى التخلّص من العضو الخامس |
Wally Walker'den kurtulmak istediniz ve de Marvin Webster'i onu öldürmek için tuttunuz. | Open Subtitles | (أردت التخلّص من ( والي والكر لذا إستأجرت ( مارفين ويبستر ) لقتله |
Toksinlerden kurtulmak için birebir. | Open Subtitles | إنّه كوخ التعرّق، إنّه مفيدٌ في التخلّص من السموم |
DNA ve kanıtlardan kurtulmak için mi? | Open Subtitles | التخلّص من الحمض النووي وآثار الأدلّة؟ |
İşte bu yüzden Petrol Bakanı Şeyh Yamani'den kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | لهذا السبب يجب التخلّص من وزيرهم للنفط، الشيخ (اليماني) |
İşte bu yüzden Petrol Bakanı Şeyh Yamani'den kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | لهذا السبب يجب التخلّص من وزيرهم للنفط، الشيخ (اليماني) |
Ayrıca neden o kadar yıl geçtikten sonra şimdi yok etmek istiyor? | Open Subtitles | ولماذا تريد ساكلك التخلّص من كل هذه الآن بعد طيلة هذه السنين ؟ |
Kötü kokuyor, bir şeyden kurtulmaya çalışıyor, izini kaybediyor, | Open Subtitles | رائحته نتنة، ويريد التخلّص من شيء لتغطية آثاره |
Belki sigorta parasını almak istiyordur ya da Harry'den kurtulmak. | Open Subtitles | ربما أراد الحصول على نقود التأمين (أو أراد التخلّص من (هاري |
Bu termitlerden kurtulmak için ne yapmalıyız? Yani, bu ciddi. | Open Subtitles | أنّى لنا التخلّص من كلّ هذا النمل؟ |
Konuyu açarsak, karını istiyorum, şu öğretmenden Lisa'nın yedek öğretmeninden kurtulmak için. | Open Subtitles | دعني أشرح لك، أنا أريد زوجتك، المدرّسه. أن تساعدني في التخلّص من المدرّس الإحتياطي لـ(ليسا). |
Onu yok etmek zorunda olan bizler dışında. | Open Subtitles | عدا الذين عليهم التخلّص من تأثيره |
Hoess de, Auschwitz'te, Dr. Eberl'in Treblinka'da karşılaştığı üst üste yığılmış binlerce cesedi yok etmek gibi bir sorun yaşıyordu. | Open Subtitles | في "آوشفيتس" واجه هيس" نفس الصعوبة" التي واجهت الدّكتور "إيبرل" في "تريبلنكا" وهى التخلّص من الآلاف والآلاف من الأجساد |
Ayrıca bu, kurtulmaya çalıştığınız mal tutkusundan arınmak için iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | و بتلك الحالة , تستطيعون التخلّص من أمتعتكم القديمة |
Savcılık onu cesetlerden kurtulmaya yardım etmekle suçlamış. | Open Subtitles | إتّهمه المُدّعي العام بالمُساعدة في التخلّص من الجثث. |