Sanıyorum ki makineler kalıba zarar verecek kadar güçlü ve baskı sonrasındaki her paranın üzerinde çarpışma izi oluyor. | Open Subtitles | أتصور أن الآلات قوية بما يكفي لإتلاف القوالب فعلاً، وأية قطعة نقدية تُدمغ بعد ذلك ستكون عليها آثار التصادم. |
Etrafındaki iki gramlık karbon fiber kafes pervanelerin dolaşmasını engelliyor; ancak aslında çarpışma absorbe ediliyor ve robot Çarpışmaya cevap veriyor. | TED | فالقفص الكربوني حول المراوح الذي يزن جرامين، يحميها من التشابك. لكن التصادم يتم إمتصاصه، والروبوت يستجيب لهذا التصادم. |
Ve gerçekten de birkaç kaza testi yaptırmaya çalıştık. | TED | لذا حاولنا في الواقع اجراء بعض اختبارات التصادم |
Anında herkesin dikkatini çekmişti. Çünkü Dünya'ya çarpma olasılığı hayli yüksekti. | Open Subtitles | وفي الحال نال إنتباه الجميع لأن إحتمالية التصادم أصبحت عالية جدا |
Böyle bir darbe suda 8 km genişliğinde ve 2700 m derinliğinde bir krater açıp tsunamiler oluşturur. | Open Subtitles | مثل هذا التصادم يمكنه أن ينتج فوهة بركان في الماء عرضها 5 ميل وعمقها 9000 قدم والتى من شأنها إطلاق تسونامي |
- çarpışma noktasını ver. - 11 dakika, Doğu Asya. | Open Subtitles | أعطنى أحداثيات التصادم شرق آسيا ، 11 دقيقة |
Birisi sana bu şirketin çarpışma testlerini hiç geçememiş ön koltuklar monte ettiğini, fren balatalarının birkaç bin milden sonra bozulduğunu ve yakıt enjektörlerinin patlayıp insanları canlı canlı yaktığını bildiriyor. | Open Subtitles | شخص ما أعلمك أن هذه الشركة مساند للمقاعد الأماميه فشلت في أختبارات التصادم ومكابح تبلي بعد ألف ميل |
Askeri modda çalışıyor. çarpışma ayarlarını değiştirmiş. | Open Subtitles | انها تعمل الآن بالنمط العسكرى لا بد أن التصادم هو ما فعل هذا |
çarpışma, dinozorları yok etmekle yeni bir hayvan türünün yükseliş yolunu da açmış oldu memeliler ve son olarak bizler. | Open Subtitles | بإبادة الديناصورات، مهّد التصادم الطريق لنشوء نوع جديد من الحيوانات، الثدييات، وفي النهاية نحن. |
Bu, kafa kafaya bir çarpışma için çok sıradışı bir durum. | Open Subtitles | هذه جروح غير عادية بالنسبة للرأس فى هذا التصادم |
Her iki arabadaki çarpışma hasarını da incelediğine emin ol. | Open Subtitles | تأكدي من فحص اثر التصادم على كلتا السيارتين. |
Şimdi bunun, saatte 30 mil hızla, önden bir duvara çarptığımız bir kaza olduğunu düşünelim. Ve görelim bakalım sonuç ne olacak, tamam? | TED | الان سوف يحدث التصادم حيث أنهم سيقومون بصدم هذا الشيئ في الحائط بسرعة ثلاثين ميلا في الساعة ، ونرى ما سيحدث. |
kaza yerinin etrafından git. Sakın oraya girme. | Open Subtitles | اذهب بأتجاه هذا التصادم بإمكانك المرور من خلاله |
Tabii, benzin deposu çarpma esnasında tamamen dolu değilse ve parçalanmamışsa. | Open Subtitles | حتى ولو كان خزان الوقود كامل الامتلاء وقت التصادم -اوه,انا لاافهم |
Bu darbe kolay kolay atlatılacak bir şey değil. | Open Subtitles | هذا التصادم لن يكون سهلاً ليخرج منه سالماً |
Çarpışmaya 39 dakika kala, göktaşı güvenlik sınırı konumuna ulaşacak. | Open Subtitles | 39 دقيقة قبل التصادم الكويكب سيصل لنقطة اللاعودة |
Eve dönerken belki Çarpışan arabalara gider hoş bir muhabbet edebiliriz. | Open Subtitles | ربما بطريق عودتنا نزور حلبة سباق سيارات التصادم ، ونتحاور معاً |
çarpışmadan sonra sadece bir yörünge manevra motoru kaldı ve yakıt sızdırıyor. | Open Subtitles | التصادم ترك لنا محرك واحد صالح وهو يسرب الوقود |
çarpışmanın şiddeti 200 nükleer bombanın aynı anda patlatılmasına eşdeğermiş. | Open Subtitles | لقد افترضوا أن الانفجارالناتج عن التصادم يساوى مائتى صاروخ قذفوا فى وقت واحد |
Düşündüğümüz şey, kazadan kurtulmasının sebebi, bu şeyin saldırısına uğramış olması, | Open Subtitles | نعتقد بانه قد نجى من هذا التصادم لكي يتم مُهاجمته من هذا الشئ |
Kıç halatını gevşetin. Pruvayı gevşetin. Çarpmaya hazır olun. | Open Subtitles | أطلقوا حبل المرساة الخلفية أطلقوا القوس، تجهزوا لنقطة التصادم! |
İki tren kafa kafaya çarpışmak üzere ve ben onları konuşarak ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | قطاران على وشك التصادم و انا احاول اقناعهم بألا يفعلا كأنني نسيت شيء |
Ancak sonradan olanlar çarpışmayı küresel bir felâkete dönüştürdü. | Open Subtitles | لكن ما حدث لاحقاً هو ما جعل التصادم كارثة عالمية. |
Kazayı önlemesi gereken bir anti-çarpışma sistemi geliştirdiler. | Open Subtitles | لقد .. صنعوا نظام مضاد التصادم و الّذي كان يجب أن يمنع الحادث. |
Dünyanın bu en yüksek dağları, diğer büyük sıradağlar gibi, kıtaların çarpışması sonucu oluşmuştur. | Open Subtitles | هذههيالجبالالأعليفيالعالم، مثلالمجاميعالعظيمةالأخري، قد خُلقوا نتيجة التصادم بين القارات. |
Herhangi bir Çarpışmada, tam olarak hangi parçacıkların üretileceğini kestiremeyiz. | TED | لا يمكننا معرفة نوع الجسميات التي سينتج عنها التصادم بكل دقة.. في أي تصادم فردي. |