ويكيبيديا

    "التعب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yorgun
        
    • yorgunluk
        
    • yorgunum
        
    • yoruldum
        
    • bitkin
        
    • yorgunluğu
        
    • Yorgunluktan
        
    • yorucu
        
    • yoruldu
        
    • Halsizlik
        
    • yorulup
        
    • Yorulmak
        
    • Yorgunsun
        
    • yorulmaya
        
    • yorulmamıştım
        
    Biraz yorgun görünüyordu, ve oturacak bir yeri yoktu.. Open Subtitles بدا عليه التعب ولم يكن هناك طاولة ليجلس عليها
    yorgun görünüyorsun. Tüm gün neler yaptın? Open Subtitles يبدو عليك التعب ماذا كنت تفعل طوال اليوم ؟
    Son zamanlarda kendimi eskisi kadar kötü hissetmiyorum, sadece yorgunluk. Open Subtitles كنت أشعر بالسوء مؤخراَ لم اشعر يوماَ بشيء من التعب
    Sadece kanama ve DIC'i açıklamıyor, ayrıca yorgunluk ve ateşi de açıklıyor. Open Subtitles هذا لا يفسّر فقط التخثر المنتشر العميق والنزف بل أيضاً التعب والحمى
    Oh, öyle yorgunum ki. Bir adamın kaçışının da sonu vardır. Open Subtitles انا فى غاية التعب هناك حد يتوقف عنده ركض المرء
    - Biraz yoruldum da. - Evet, farkındayım. Open Subtitles ــ أشعر بالتعب, التعب الشديد ــ نعم أعلم هذا
    Terli ve yorgun görünmesi gerekiyor, neredeyse ölecekmiş gibi. Open Subtitles يجب أن نبدو فى غاية التعب أوحتى ميتين سيكون جيد.
    Bazıları ise kendini kurtaramayacak kadar yorgun düşüyor. Open Subtitles والبعض الآخر شديد التعب والإرهاق لإنقاذ أنفسهم
    - Ben çok çok yorgun hissediyorum. - Evet, biliyorum. Open Subtitles ــ أشعر بالتعب, التعب الشديد ــ نعم أعلم هذا
    Dahi, yorgun kıçını hep bu restauranta sürükler. Open Subtitles عبقرية، والإفراط في التعب الحمار يجر في جميع أنحاء هذا المطعم.
    Rolo teknesini yorgun düşüne kadar sürecekti. Open Subtitles عليك فقط أن تقود سفينة رولو هذه حتى يصيبه التعب
    Ne yazık ki şu an hissettiğim tek şey yorgunluk ve açlık. Open Subtitles ولسوء الحظ الشيء الوحيد الذي أشعر به الآن هو التعب و الجوع.
    ve özellikle de şeker arıyor. Yani yorgunluk ile kilo almaya yönelik metabolik eğilim arasında bir bağlantı var. TED ولا سيما السكريات. وبالتالي فهناك ارتباط بين التعب واكتساب الاستعداد الأيضي لاكتساب الوزن.
    Fetüs büyüdükçe artan kaynak ihtiyaçları, annede yoğun yorgunluk yüksek kan basıncı, diyabet ve pre-eklampsi gibi durumlara yol açabilir. TED إن حاجة الجنين المستمرة للموارد، قد تسبب التعب الشديد للأم، وارتفاع ضغط الدم، وحالات : كمرض السكري وتسمم الحمل.
    - Allah'ım! Öyle yorgunum ki! - Lydia ve ben her dansa kalktık! Open Subtitles ـ ياربى أنا فى غاية التعب ـ ليديا وأنا رقصنا كل الرقصات
    Aslında oldukça yorgunum. Open Subtitles في الحقيقة .. أشعر فعلاً بالقليل من التعب
    Ben bile düşünmekten yoruldum. Ben de biraz yoruldum. Open Subtitles . أنا منهك فقط للتفكير فى هذا الموضوع . هذا نوع من التعب
    Sadece Bayan Melly kendini biraz bitkin hissediyor ama sonunda herşey bitti. Open Subtitles السيدة مللي كانت تشعر ببعض التعب لكنه زال الآن أجل بإمكاني تصديق هذا
    Ve çocuklarını doktora getirmek için iki, üç ve bazen de dört otobüse binmiş annelerin yorgunluğu oldukça belirgindi. TED و التعب المضني للامهات اللواتي اخذن اثنان, ثلاثة, في بعض الاحيان أربعة باصات ليجلبن اطفالهن للطبيب كان واضحا تماما.
    Erkeklerin Yorgunluktan yavaş yürüdüğü, ve hayvanların açlıktan böğürdüğü bir köyde. Open Subtitles فى قرية يسير فيها الرجال ببطئ من شدة التعب و تصرخ الحيوانات من الجوع
    Birini 71 kere bıçaklamanın fiziksel açıdan ne kadar yorucu olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف مقدار التعب الجسدى الذى يستلزمه طعن شخص ما 71 مرة ؟
    Birçok asker yaralandı ve yoruldu. Open Subtitles وقد اصيب العديد من الرجال و نال منهم التعب
    Halsizlik, gerçekten olmayan bir hastalığın olduğunu düşünmenin bir semptomu ve uyuşukluk da halsizlikle eşanlamlı. Open Subtitles التعب هو عارض من التفكير انك مصاب بمرض لست مصابة به والكسل هو مرادف للتعب
    İşçiler yorulup tembelleşince, kovulup tazminat parası almak için böyle oyunlar yapıyorlar. Open Subtitles الموظف يصيبه التعب , يتكاسل و يصبح قذراً , ويعدّ مكيدة لكي يفصل , ويحصل على تعويضات الإقالة
    Bu kadar Yorulmak için çok gencim. Open Subtitles أنا صغير جدا على أن أكون بهذا التعب.
    Yorgunsun sen. Çok fazla kafa yormaya başlamışsın. Open Subtitles يبدو عليك التعب ولأنك تفكري كثيرا بشـأن مشكلتك
    Annem bile daha sert vurabiliyor. Hala şansım var, yorulmaya başladı. Open Subtitles تبا ، أمي تضربني بقوة أكبر منه لازالت لدي فرصة ، التعب ينال منه
    Jackee Harry'nin özel alışveriş sorumlusu işinden, beri bukadar yorulmamıştım. Open Subtitles نعم .. لم أكن بهذا التعب منذ أن عملت بتلك الوظيفة كـ المتسوق الخاص بـ الممثلة جاكي هاري

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد