ويكيبيديا

    "التفتيش" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kontrol
        
    • arama
        
    • teftiş
        
    • denetim
        
    • Denetleme
        
    • teftişi
        
    • Engizisyon
        
    • Bomba
        
    • kontrolü
        
    • kontrolünde
        
    • araması
        
    • teftişe
        
    • inceleme
        
    • kontrolünden
        
    • aramayı
        
    Harbatkin? Bir süredir kontrol noktasından geçmiyoruz efendim. Adamımı görecek misiniz? Open Subtitles لم نمر على نقاط التفتيش من فترة هل ستفحص رجلنا ؟
    20 dakikada bir kontrol noktaları hakkında bilgi veriyorlardı, kaybolan konvoy vermedi. Open Subtitles كان من المفترض أن يتصلوا بنقطة التفتيش كل 20 دقيقة ولم يفعلوا
    Biliyorum. Bu yüzden, tüm askeri kontrol noktalarını PDA'ma aktarmanı istiyorum. Open Subtitles أعرف، أريدكِ أن ترفعي لي كل نقاط التفتيش العسكرية على شاشتي
    Daha girişken bir arama yaparsam, farkına varmaları kaçınılmaz olur. Open Subtitles وإذا قمت بمزيد من التفتيش العدواني سيرفع هذا الراية الحمراء
    O izinde ellerini cebime atabileceğin yazmıyorsa kendini yasa dışı arama ve gasp suçu hakkında bir konuşmanın içinde bulursun. Open Subtitles مالم تنص تلك المذكرة على أن بإمكانك وضع يدك في جيبي، ستجد نفسك في محادثة عن التفتيش والمصادرة غير القانونية.
    Evet, ama teftiş oIması bir şeyIeri yeniIememiz Iazım demek. Open Subtitles أجل، لكن مع حملة التفتيش هذه، يجب أن نطوّر شيئاً.
    Etrafta çok fazla askeri kontrol noktası var. Arabamızı durduracaklardır. Open Subtitles هناك العديد من نقاط التفتيش العسكرية في المنطقة، سيوقفون سيارتنا
    kontrol kapısına vardığında alarmı tetikleyecek muhafızlar yaklaşacak ve bu düğmeye basacağım. Open Subtitles عندما ستصل إلى نقطة التفتيش سيُطلق الإنذار سيقترب الحرّاس وسأكبس هذا الزرّ
    Salem'e giriş kontrol noktalarından birinin dışında dün gece bir hadise yaşanmış. Open Subtitles كان هناك حادث الليلة الماضية خارج واحدة من نقاط التفتيش في سالم.
    Yeni olan şey, son zamanlarda ailelerin ve çocukların kontrol noktalarına gelip iltica talebinde bulunmalarındaki ani artış. TED الجديد هو، تزايد ظهور العائلات، الأطفال والعائلات، على حواجز التفتيش وطلبهم اللجوء.
    Adamımız Rastenburg'da üçüncü kontrol noktasına yaklaşıyor olmalı. Open Subtitles في هذا الوقت ، لا بد أن رجلنا يقترب من نقطة التفتيش الثالثة
    Dikkatli olun, geçiş iznine sahip 2 Amerikalı ajanın 386 numaralı kontrol noktasından 3. bölgeye girişlerine izin verildi. Open Subtitles انتباه لقد دخل عميلان مسلحان أمريكيان عبر الحدود من نقطة التفتيش 386
    Ofisimden başka bir yeri arama izniniz yok gibi görünüyor. Open Subtitles بوضوح لديك حق في التفتيش للبحث في مكتبي ليس الا
    arama emrini ancak insan haklarını çok iyi bilen bir yargıç çıkarabilir. Open Subtitles أمر التفتيش يصدر من القاضى الذي يعلم لائحة حقوق الإنسان حرفياً
    arama emri için yeterli kanıtın var mı artık? Open Subtitles ألديك ما يكفى لأستخراج أمر التفتيش الآن ؟
    arama emrini ancak insan haklarını çok iyi bilen bir yargıç çıkarabilir. Open Subtitles أمر التفتيش يصدر من القاضى الذي يعلم لائحة حقوق الإنسان حرفياً
    Bu kadar sıkı teftiş varken büyük ihtimalle üste öldürüldü. Open Subtitles مع اجراءات التفتيش الصارمة . يمكن أنها وقعت في القاعدة
    Balık ve AvcıIık Şubesi, istilacı türler ile ilgili rastgele denetim yapıyor. Open Subtitles بلح البحر الوحشي. الأسماك واللعبة تقوم بتشغيل عمليات التفتيش العشوائية للأنواع الغازية.
    "Söz konusu olaylar üzerine, Denetleme Başkanlığı "birkaç ayı kapsayan bir araştırma yapmıştır. Open Subtitles بناء على ملاحظة هذه الحوادث أجري تحقيقا بواسطة قسم التفتيش العام على مدى فترة من عدة اشهر
    Evet, evet. Doğru. Sağlık teftişi. Open Subtitles نعم, نعم, صحيح, التفتيش على الصحة, هذا ذكرني بشيء
    Kutsal Engizisyon'un yerinde hükmüne itiraz etmek için hiç bir sebep bulamıyorum. Open Subtitles لكني لا أجد سبباً يجعلني أفند الحكم العادل الذي أصدرته محكمة التفتيش
    Ama CTU'yu tahliye edip bir Bomba imha ekibi göndermeniz gerekiyor. Open Subtitles ولكننا نحتاج لاخلاء المبنى وانذار فريق التفتيش
    1996, Ocağın 2'sinde Mongkok da kimlik kontrolü yaparken, birini dövmüşsün ve suçlunun leğen kemiğini üç yerinden kırmışsın. Open Subtitles الثاني من كانون الثاني ، 1996 مونغوك، شارع ستانلي، محطة التفتيش لقد أهنت شخصاّ وخرقت القوانين في ثلاث أماكن مختلفه
    Mongkok, Stanley Caddesinde, kimlik kontrolünde, aniden birisine saldırmışsın. Open Subtitles مونغوك، شارع ستانلي، محطة التفتيش لقد أهنت شخصاّ
    Ve bir çocuk hapishanedeki anne veya babasını ziyarete gittiğinde yetişkinlerle aynı güvenlik araması süreçlerinden geçer. TED وإذا رأى الأطفال أحد الأبوين في السجن، عليهم أن يتعرضوا لنفس التفتيش الخاص بالكبار.
    Bay Burns! Nükleer Düzenleme Komisyonu habersiz teftişe gelmiş! Open Subtitles سيد بيرنز لجنة مراقبة المفاعلات هنا من أجل التفتيش
    Uzun zamandır yapmak zorunda olduğumuz oldukça değişken sonuçlar sunan şeyleri kasten erteliyorduk. Bu boşlukları inceleme ve saptama zahmetine de katlanmıştık, fakat bu da yetmemiş gibi ilerlemiştik. TED نحن مقيديين بصوره غير طبيعيه بفتره لعمل شيء ما، والتأكيد على الحصول على نتائج متغيرة، وتكلفنا عناء التفتيش لمعرفه تلك الفجوات، ولكن قمنا بالبناء فوق هذه الفجوات.
    Parayı bagaj kontrolünden kaçırmaları daha kolay olur. Open Subtitles سنقوم بمراجعة رحلات الطيران العارضة من الأسهل تمرير العملة المطلوبة من خلال التفتيش
    Köpekler yasa dışı madde tespit edince çıplak aramayı kendisi kabul etti. Open Subtitles لقد وافقت على التفتيش العاري بعد أن إكتشف الكلب مادة غير قانونية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد