| Sindirim yolunuzda ilerlerken tüm sindirim sisteminizin fotoğraflarını çekerek size tanı koymaya ve tedaviye yardımcı oluyor. | TED | إذ يمكنه التقاط صور لجهازك الهضمي، و المساعدة على التشخيص و العلاج حين يتحرك في مسالك جهازك الهضمي. |
| Erkek arkadaşımın arabasının fotoğraflarını çeker misin? | Open Subtitles | رائع، هل بإمكانك التقاط صور لسيارة صديقي؟ |
| İronik ve beklenildiği gibi bu varoluşu ve bağlantıyı buldum ayrıca daha zorlayıcı fotoğraflar çekmeme yardımcı oldu. | TED | ومن المفارقات والمفاجآت، وجدت أن هذا الوجود والارتباط يساعد أيضاً في التقاط صور أكثر إثارة. |
| Bu sunum için fotoğraflar kullanacaktım ama sonra fark ettim ki gerçek Will Burton bir film ile yakalanamaz. | Open Subtitles | كنت سأستخدم صور في هذا المشروع ولكنني اكتشفت ان ويل الحقيقي لا يمكن ان يتم التقاط صور له |
| Polis toplum içinde ateş açanları arıyor. Şüpheliler güvenlik kamerasına yakalandı. | Open Subtitles | التقاط صور لمشبوه به بكاميرا المراقبه |
| Polis toplum içinde ateş açanları arıyor. Şüpheliler güvenlik kamerasına yakalandı. | Open Subtitles | التقاط صور لمشبوه به بكاميرا المراقبه |
| Senin evin "Indoor Living" için yapacağım fotoğraf çekimi için çok uygun olurdu. | Open Subtitles | تعرف , منزلك سيكون رائع من اجل التقاط صور للمجلة التى اعمل بها |
| fotoğraf çekimi, adayların tanıtımı, konuşmalar. | Open Subtitles | التقاط صور تذكارية، والمرشحين خلاط، والخطب. |
| Tunus'taki görev, kayan kum tepelerini... hiç denenmemiş biçimde çekmek. | Open Subtitles | في تونس المهمه كانت التقاط صور الكثبان الرمليه, شي لم يجربه احد اطلاقا |
| Sonra insanların fotoğraflarını çekip sokak duvarlarına yapıştırırken, "Onlar var." diyordum. | TED | ثم انتقلت إلى التقاط صور للناس ولصقها في الشارع "لأقول، "هم موجودون. |
| Ancak, sadece hayvanların fotoğraflarını çekmenin yanında, bu hayvanların yaşadıkları habitatların resimlerini de çekeriz, çünkü bu habitatların durumunu takip etmek istiyoruz. | TED | ولكن بالإضافة إلى التقاط صور للحيوانات نفسها، فقط ونحن أيضا نلتقط صور الأماكن التي تعيش فيها هذه الحيوانات، لأننا نريد ان نتابع معرفة مدى ملائمة هذه الأماكن للعيش. |
| Butters'ın çıplak fotoğraflarını çekmekten daha yararlıdır. | Open Subtitles | مفيد أكثر من التقاط صور عارية للأشخاص |
| Harika fotoğraflar çekmesi için ona yardımcı olacağınız konusunda hepinize güveniyorum. | Open Subtitles | أعتمد عليكم لتجعلوها تشعر أنها في بيتها وتتمكن من التقاط صور عظيمة |
| İnanılmaz fotoğraflar çekebilirsiniz fakat onların takdim edilmesine ihtiyacınız vardır halkın onları bir şekilde kabul etmesi ve anlaması gerekir. | Open Subtitles | يمكنك التقاط صور مذهلة ولكن يجب تقدم الصور بشكل جيد بطريقة يقبلها ويفهمها الجمهور |
| Sence ben mükemmel olmayan bir şey için fotoğraf çekimi planlar mıyım? | Open Subtitles | اني اخطط لي التقاط صور للمجله . |
| Öğleden sonraki fotoğraf çekimi. | Open Subtitles | التقاط صور بعد ظهر اليوم |
| Einstein denklemi bu halkanın şeklini ve büyüklüğünü tahmin eder, bu sebeple bunun resmini çekmek sadece mükemmel olmayacak, ayrıca denklemin, kara delikteki olağanüstü durumlarda geçerliliğinin doğrulanmasına yardım edecektir. | TED | تنبأت معادلات آينشتاين بحجم وشكل تلك الحلقات، لذا التقاط صور لها لن يكون مذهلًا فقط، لكن سيكون برهاناً على أنّ تلك المعادلات صحيحة حتى في الظروف المتطرفة التي توجد بقرب الثقب الأسود. |
| Bizim resimlerimizi çekmek ne işine yarayacak ki? | Open Subtitles | لكن ما المغزى من التقاط صور لنا جميعا؟ |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 