"التي أحبها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• aşık olduğum
• çok sevdiğim
• sevdiğim bir
• sevdigim
• En sevdiğim
• in sevdiğim
• sevdiği kadın
• benim sevdiğim
• sevdiğim kadına
• sevdiğim kadınla

aşık olduğum kız, eski sevgilisiyle birlikte olmak için buraya taşındı.
هذه الفتاة التي أحبها إنتقلت إلى هنا مع حبيبها السابق

Annesi aşık olduğum kadın ve isimlerimiz de aynı.
أمه هي المرأة التي أحبها ونحمل نفس الاسم

Bu çok sevdiğim hayvanların korunması için gerçekten ne katkı yaptığımla ilgili olarak kendimi sorguluyorum.
أسال نفسي عن المساهمات الحقيقية التي قمت بها من أجل المحافظة على تلك الحيوانات التي أحبها

Sen, sevdiğim bir kadın ve dünyaya yeni getirmiş olduğu çocuğumdan bahsediyorsun.
انت تتحدث عن المرأة التي أحبها والطفلة التي أنجبتها لتوي إلى العالم.

Her şeyden daha çok sevdigim kız oluyor ve bu da benim suçum.
الفتاة التي أحبها أكثر من أي شئ تموت وهذا بسببي

Senin En sevdiğim yönün değil ama kulüplerden anlarsın ve eğlenmeyi de biliyorsun.
هذه ليست الميزة التي أحبها فيك لكنكَ تعرف مظهر الملهى وكيف تحظى بالمرح

Piz'in sevdiğim yanlarından biri de bu.
هذا واحداً من الأشياء التي أحبها في (بيز)

Kont yıkılmıştı. sevdiği kadın ona ihanet etmiş, yalan söylemişti.
الكونت كان محطماً , المرأة التي أحبها عروسه , خدعته

Ve bu cihazlardan biri, benim sevdiğim, video kullanımı.
وإحدى الأدوات التي أحبها شخصيًا هي استخدام الفيديو.

Yalnızca eve gitmek ve aşık olduğum kızı görmek istiyorum ama onun yerine belki hiçbir zaman yapmayacağım şeyler yüzünden ölebilirim!
أريد فقط العودة للمنزل و أريد رؤية الفتاة التي أحبها ولكن بدلا من ذلك قد أموت على شيء ما

Muhtemelen bunu aşık olduğum hatuna dememeliyim ama korkağın tekiyimdir.
, ربما لا يجب أن أقول هذا للمرآة التي أحبها لكنني ضعيف

aşık olduğum kadını, evleneceğim kadını verdi.
لقد منحني المرأة التي أحبها ... المرأة التي سأتزوجها

2014'te, yasanın değiştiği günde, gerçekten çok sevdiğim eşimle evlendim.
وفي عام 2014، وفي اليوم الذي تغير فيه القانون، تزوجتُ زوجتي التي أحبها كثيرًا، بالفعل.

Sonra da çok sevdiğim o büyük, mavi gözleri gördüm ve bana şüpheyle bakıyorlardı.
وبعدها رأيت هذه العيون الزرقاء الواسعة التي أحبها كثيرًا، تحدق فيّ بشك.

Ben üzerime düşeni yapıyorum, bir feminist olmaya çalışıyorum, dünyadaki kadınların seslerini yükseltiyorum ve evde de, en çok sevdiğim kadınları susturmak için yüksek sesimi kullanıyorum.
لذلك فإنني هنا أقوم بواجبي، محاولًا لأكون مناصرًا للمرأة، موصلًا أصوات النساء حول العالم، وفي البيت، أستخدمُ صوتي العالي لإسكات صوت المرأة التي أحبها أكثر شيء.

Ama İngiliz çalışmasıyla çalışmış olan bilim insanları sebepleri elde etmek için çok çalıştılar, Ve bu, benim özellikle sevdiğim bir çalışma.
ولكن العلماء الذين يعملون مع هذه الدراسة البريطانية يعملون بجدية ليعلموا الأسباب، وهذه هي الدراسة التي أحبها بشكل خاص.

sevdiğim bir şey de nasıl iç karartıcı olduğu.
إنها أكثر الأشياء التي أحبها فيها، مدى إثارتها للإحباط.

Her şeyden daha çok sevdigim kız oluyor ve bu da benim suçum.
الفتاة التي أحبها أكثر من أيّ شيء تحتضر ، والذنب ذنبي

Fakat tahta benim En sevdiğim malzeme ve size tahta hakkındaki hikayeyi anlatacağım.
ولكن الخشب هو المادة التي أحبها أكثر، وسأخبركم قصة الخشب.

Diane'in sevdiğim milyonlarca şeyi var.
من الأشياء الكثيرة التي أحبها بخصوص (ديانا)

sevdiği kadın geçen sene ölmüş o da kendini çalışmaya vermiş:
المرأة التي أحبها توفت العام الماضي وهو أغرق نفسه في العمل على الطريقة اليابانية كرجل مجنون

Söyle kızlara, benim sevdiğim şarkıyı çalsınlar.
‫اطلبي من الفتيات أن يعزفن الأغنية التي أحبها‬

sevdiğim kadına benden ayrılması için yüz bin dolar teklif ettin.
عرضت على المرأة التي أحبها مئة ألف دولار لهجري

Ona sevdiğim kadınla arabamın arka koltuğuna gittiğimi.... ...ve 10 dakika dönmeyeceğimi söyle.
أخبره انني ذاهب للمقعد الخلفي لسيارتي مع المرأة التي أحبها ولن أعود لمدة 10 دقائق