Tek köprü gerçektir, biz göz göze bakarken benden sana geçen köprü. | TED | الجسر الوحيد هو الحقيقة، يمر عبري وعبرك ونحن ننظر في أعين بعض. |
-Bu köprü sizi durduracak kadar yakılmamış ve adamlarım nehri geçecekler. | Open Subtitles | ذلك الجسر لم يحترق بالقدر الكافى ليوفقك أما رجالى فسيعبرون النهر |
Büyük şeyler düşünüyorsunuz, mesele, büyük eylemler değil, mesele köprüyü engellemek ya da kendini bir yere zincirlemek değil. | TED | وبينما تفكر في هذه الأشياء، إنها ليست المبادرات العملاقة فقط. وليست الذهاب وسد الجسر أو ربط نفسك بشيء ما. |
köprüyü havaya uçururken bize neşeli bir melodi mırıldanmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيك بأن نغني معاً اغنية الكريسماس بينما تقوم بتفجير الجسر |
O köprünün altında hepimizin 2077'den gelmesini bekleyeceksin sonra herkesi öldüreceksin. | Open Subtitles | كنت تنتظر اسفل الجسر حتى اصل الى 2077 ثم تقتل الجميع |
Beni eve götüren köprüden geçerken sözcüklerin içimde büyüdüğünü hissediyorum. | Open Subtitles | و أعبر الجسر الذي سيأخذني لمنزلي أشعر بالكلمات تتكون بداخلي |
O köprüde iyi bir iş çıkarabilmek için en az 8 saat lazım. | Open Subtitles | خذها مني فإن المرء بحاجة إلى ثماني ساعات لعمل أشياء جيدة لهذا الجسر |
Sizi temin ederim efendim,ikinci asma köprü ilkinden çok daha sağlam. | Open Subtitles | كن متأكدا ياسيدي أن الجسر المتحرك أقوي من الجسر الذي قبله |
köprü araçları taşıyamayacak kadar harap oldu. Adamları yayan getir. | Open Subtitles | الجسر لم يعد يصلح للمركبات يمكنك إحضار الرجال على اقدامهم |
Şu köprü efendim. Muhtar'ın onu uçurmaya çalışmamasına çok şaşırdım. | Open Subtitles | بالحديث عن الجسر فأنا متعجب بأن المختار لم يحاول هدمه |
Bu köprü olmazsa saraya yürümek için 4 gün daha gerekli. | Open Subtitles | , وبخروج الجسر من اللعبة . فأنها أربع ايام للوصول للبلاط |
köprüyü neden yapmak istedim biliyorum, ama diyebilirim ki en çok hatırasını istedim... oğlumun dünyaya geldiğini görmek... dünyaları bir araya getirmek. | Open Subtitles | اعرف لماذا كنت اريد بناء الجسر لكن باستطاعتى ان اقول لك اى ذكرى كنت اتوق اليها رؤية ابنى وهو يدخل هذا العالم |
Kortej ilk köprüyü geçtiği sırada, orada olan komplocu bombayı patlattı. | Open Subtitles | مع مرور الموكب عبر الجسر الأول قام احد المتآمرين بإلقاء قنبلته |
Buradan köprüyü görebiliyorsunuz. Her gün, gemilerin geçmesi için kalkıyor. | Open Subtitles | ارى الجسر من هنا كلّ يوم يُرفع لكي تمرّ السّفينة |
Onu köprünün oradan çıkardım. Akıntıyla sürüklenmeye bırakılmasına üzülmüş gibiydi. | Open Subtitles | أنا أخرجته بالقرب من الجسر بدا حزينا لتركه يعــوم بعـيدًا |
köprünün altından çok sular aktı. Bu aralar onunla çok samimiyiz. | Open Subtitles | الماء يجري تحت الجسر نخفى أمر الفيلم بتلك الفترة كأننا لصوص |
köprünün tam altında 1,5 metre arayla buldum. Böyle ortadan kırılmış. | Open Subtitles | عثرت عليها على بعد خمسة أقدام أسفل الجسر مكسورة نصفين هكذا |
Son hatırladığım şey limuzinin köprüden düşüşü... sonra da hastanede uyandım. | Open Subtitles | اخر شيء اتذكره عندما وقعت الليموزين من الجسر ثم الاستيقاظ بالمستشفى |
Ve siz beni köprüden attığınızda partiden haberiniz vardı ve benim gelmemi sağladınız. | Open Subtitles | وعندما دفعتماني من فوق الجسر كنتن تعلمن بشأن الحفلة وتتأكدان من وصولي لها |
Bana o gün, o köprüde söylediklerin, hiç aklımdan çıkmıyor. | Open Subtitles | كلّ يوم أفكّر فيما قلته لى ذلك اليوم على الجسر |
Sizlere beş tane kendine has sorun sunacağım. köprüdeki kadınlar bir başlangıçtı. | Open Subtitles | وأنا لدي خمس مشاكل والمرأتين اللتين وجدتموهن على الجسر كانوا مجرد بداية |
Ben sadece dokunma psiko bağlantı köprüsü üzerinden tecrübe ve bildiklerimi aktardım. | Open Subtitles | لقد نقلت لها مجموعة خبراتي ومعرفتي من خلال لمس الجسر الرابط النفسي |
Geçtiğimiz üç yıl, komşularımla birlikte New Orleans'ta "Under The Bridge" (köprü Altı) olarak bilinen bir yerde tasarım yapma ayrıcalığım oldu. | TED | على مدى السنوات الثلاث الماضية، حصلت على امتياز توقيع شفرة مع جيراني وهي مساحة في نيو أورليانز تُعرف بتحت الجسر. |
Ve sonra, kara köprüsünün üzerinden geçtikten çok sonra sıcak bir çöl ortamı için olan o kış özelliklerini güçlendirdi mi? | TED | وعندها، في وقت لاحق، بعد عبورها الجسر بفترة طويلة هل عدّلت ميزات الشتاء لتتأقلم مع البيئة الصحراويّة الحارة؟ |
Brooklyn'de arabamız bozuldu, biz de Brooklyn köprüsünü atla geçtik. | Open Subtitles | سيارتنا تعطلت في بروكلين لذلك نحن ركبنا الحصان وعبرنا الجسر |
briç oynamaya dalmıştım da. | Open Subtitles | كنتُ فقط.. كنتُ فقط مستغرق في لعبة الجسر. |
Evim Brooklynn köprüsünden çok uzak değil, ve koltuk değnekleriyle yürüdüğüm bir buçuk sene o benim için bir sembol olmuştu. | TED | ان منزلي ليس بعيدا من جسر بروكلين واثناء تلك السنة والنصف التي قضيتها على العكازتين بدا لي هذا الجسر كرمز |
Bilirsiniz öyle görünmese de hemen şu üst geçidin altındaki sığ sular bilhassa çok ilginç bir hayvanı bulmak için Dünya'daki en iyi noktalardan biri. | Open Subtitles | تعلمون، فإنها قد لا تبدو مثل ذلك، ولكن تحت هذا الجسر العلوي فقط في الماء الضّحل، هي واحدة من أفضل الأماكن في العالم |
Size yapilan bazi roportajlari gostermek istiyorum bu roportajlar acilis gununde koprunun uzerinde olan ve olayi aciklayacak kisilerle yapildi. | TED | أريد أن أريكم أولا حديث بعض الأناس الذين كانوا فوق الجسر يوم الإفتتاح، يصفون ما حدث. |
Bu senkronize hareket kopruyu hareket ettiriyor. | TED | بدا و كأن هذه الحركة المتزامنة تقود الجسر. |