10 yıldır pasaportumu kullanmadım. O da sadece Pasaport yenilemek içindi. | Open Subtitles | لم أستخدم جواز سفري منذ عشر سنوات وذلك فقط لتجديد الجواز |
Tutuklandığında bu Pasaport varmış yanında. | Open Subtitles | عندما تم القبض عليه، كان معه هذا الجواز. |
Pasaport ve öteki belgeler bu dolaptan alındı, Komiser. | Open Subtitles | الجواز والوثائق الأخرى أخذت من هذه الخزنة ملازم |
Kaptan ona, pasaportu verdi ama babamın gemide kalması şartıyla. | Open Subtitles | قام الكابتن بتسليمه الجواز لكنه قال لأبي , بأن يبقى لديه كرهينة |
Dolandırıcı onlar. Şu pasaportu düzelt de sefil hayatıma geri döneyim. | Open Subtitles | تعالي وأنجزي الجواز حتى أتمكن من استعادة حياتي البائسة |
O pasaportta bir Kolombiya damgası olup olmadığına bahse girerim. | Open Subtitles | اراهن ان هناك ختما كولمبيا في هذا الجواز |
Yani biz Pasaport, vize... ve diğer işlemleri karşıladıktan sonra... yedi ve ya sekiz milyon peso alacaksın. | Open Subtitles | هذا يعني بعد ان نسقط الجواز والفيزا وأوراقك .. سيكون لديك سبعة أو ثمانية مليون بيزو |
Pasaport seni son test edişi olmayacak. | Open Subtitles | ذلك الجواز لن تكون المرة الأخيرة التي يختبركِ فيها |
Nerede olduğumu kanıtlayacak Pasaport mührüm uçak biletim ve kredi kartı faturalarım var. | Open Subtitles | لدي فقط ختم الجواز وتذكرة الطائرة والمبالغ المستلمة على بطاقة الإئتمان لتثبت أين كنت |
Yeni Pasaport başvurusunda YÖS mağdurları için de bir bölüm var ve sertifikalı olup olmadığını soruyorlar. | Open Subtitles | ان استمارة الجواز الجديدة تختوي على قسم خاب بالنصف موتى وسوف تسال ما ذا شهدت ام لا |
"Yeni Pasaport, yeni hayat demektir," diyerek gelirler. | Open Subtitles | إنهم يأتون إليّ يظنون أن الجواز السفر الجديد هو حياة جديدة. |
Pasaport konusunda bana yardım etmen gerek. Gerisini ben hallederim. | Open Subtitles | أريدك أن تساعدني بأمر الجواز وسأفعل الباقي. |
Hanna evinde "Holly Varjak" isimli Pasaport bulmuştu . | Open Subtitles | هانا وجدت ذلك الجواز المزور بأسم هولي فارجاك في علية أليسون |
Yani Pasaport başvurusunun kabul edilip edilmediğini bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حاليا,لمستمالتأكدبعد... لذا لا يمكنني أن أجزم أن قرار حصوله على الجواز قد تم. |
Eğer zamanda bir Pasaport bulamazsa dayanamayacaktır. | Open Subtitles | اذا لم يتمكن من ايجاد الجواز سوف يموت |
O ev, o Pasaport, hepsi ikimiz için. | Open Subtitles | تلك الشقّة وذلك الجواز كلّها لأجلنا |
Onu kullanarak sana geçici bir Pasaport çıkartırız. Ayrıca temizlen. | Open Subtitles | حتى يمكننا وضعها في الجواز المؤقت |
Pasaport başvuruna Yarı Ölü olduğunu belirttin mi? | Open Subtitles | هل وضعت في استمارة الجواز انت نصف ميت؟ |
Sahte pasaportu hazırlayan adamla konuştum. Onu aradığını biliyorum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع مزور الجواز أنا أعلم أنك تبحث عنه |
- Şimdi bu kadın, aynı zamanda Hırvat pasaportu taşıyan torununu beraberinde geri götürmek istiyor. | Open Subtitles | التي تحمل الجواز الكرواتي أن تعود للديار معها |
- Tamam. Fanning pasaportu tamamlar ve kısa dönem kiralı daireye gidip Bay Jones'a teslim eder. | Open Subtitles | يكمل " فانن " الجواز ويوصله للسيد " جون " |