Bütün hırsızlar dikkat etsin! Çalınan bu mücevher için 24 kırbaç cezası. | Open Subtitles | تحذير لكل اللصوص 24 جلدة لكل من يحاول سرقة تلك الجوهرة |
Gerçekten, seni görmeliyim. Şu mücevher hırsızlığı filmine bayılmıştım. | Open Subtitles | أريد أن أراك أنا أحببتك في فيلم لصّ الجوهرة. |
Bu güzel mücevheri aramaya bir rahibe takımını yeni dünyaya gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلت فريقاً من الراهبات للعالم الجديد لكي يجدن الجوهرة الرائعة |
Bu binanın derinliklerinde yatan iyi saklanmış bir sır var efsanevi Neptün mücevheri, annadın mı? | Open Subtitles | هناك سر محفوظ في أعماق هذا المبني توجد الجوهرة الأسطورية نبتون، حسناَ |
Seninki on karatlık pahalı bir taş. | Open Subtitles | الجوهرة التي تتحدثين عنها تزن 10 قراريط. |
Çocuklarının tek yaptığı seni utandırmak, karın da tacının en kıymetli taşı Mode'u elinden alıyor. | Open Subtitles | أبناءك كل واحد منهم يعمل على هواه وزوجتك أخذت المود الجوهرة الأثمن في تاجك |
Bu nedenle gözetimimizde olan elması almak için saldırı ekibi tuttunuz. | Open Subtitles | ولهذا السبب استأجرت فريق هُجومٍ لإستعادة هذه الجوهرة من عُهدتِنا. |
Tabi ki, Aku bu mücevherin gücünü istiyor böylece kötülük tüm dünyayı yönetebilsin ki olsa iyi olur. | Open Subtitles | ومن الطبيعي، آكو يريد قوة الجوهرة ليسطير الشر علي العالم كما ينبغي له |
mücevher benim olduğunda hepsi ölecek. Merak etme. | Open Subtitles | الآن ، عندما أحصل على الجوهرة كلهم سيموتون ، لا تقلقى |
Çünkü en değer verdiğim mücevher onda. | Open Subtitles | منذ حصل على الجوهرة التي أحببتها و أقسمت أن تصونها لى |
Ona Ateşin Kalbi gibi muhteşem bir mücevher alacak kadar. | Open Subtitles | لدرجة ان تشترى لها هذة الجوهرة الثمينة: قلب النار: |
George'un başını çektiği yüksek rütbeli bir grup gizli mason, mücevher arayışlarını saklamak için sahte bir Bağımsızlık Savaşı düzenlediler. | Open Subtitles | بقيادة بنيامين فرانكلين وجورج واشنطن والملك جورج الثالث دخلو بحرب استقلال زائفة لتغطية بحثهم عن الجوهرة |
Ve böylece Toprak, hava ve ateş elementleri mücevheri yüzyıllarca korudular, annadın mı? | Open Subtitles | وهكذا حرست الأرض، الرياح و النار الجوهرة لعقود، حسناَ |
Şifreyi biliyordu, mücevheri her zaman alabilirdi. | Open Subtitles | لحظة واحدة كان لديها الأرقام السرية كان يمكنها سرقة الجوهرة فى اى وقت |
Bir saniye, Bu mücevheri daha önce görmüştüm. | Open Subtitles | ،إنتظري لحظة واحدة سبق وأن رأيت تلك الجوهرة |
Seninki on karatlık pahalı bir taş. | Open Subtitles | الجوهرة التي تتحدثين عنها تزن 10 قراريط. |
Gösterişi eski ama taş yakın zamanda 150 yıl öncesinde olmayan bir teknolojiyle kesilmiş ve parlatılmış. | Open Subtitles | الترصيع يأخذ فترة لكن الجوهرة قُطعَت وصقلت مؤخرًا بإستخدام تقنية لم تكن موجودة قبل 150 عامًا |
taşı hareket ettirirsek Ejder savunmasız kalır. | Open Subtitles | إن قوته تنبع من الجوهرة في صدره إذا إستطعنا إستخراج هذه الجوهرة |
Beni yakınında tutarak, elması bulmasına yardım etmemi sağlamak. | Open Subtitles | كي تبقيني إلى جانبها وتساعدني على العثور على الجوهرة |
Bilirsin, Aziz Teresa, efsane onu ölüm döşeğinde yakaladığında, uyum ve barış getirecek mücevherin önsezisine sahipti. | Open Subtitles | أترين لقد عرفنا الاسطورة وهي في فراش الموت سانت تريزا رأت حلماً عن الجوهرة وكان في بالها السلام والتعايش |
Bu Palmerston mu, yoksa bu cevher mi? | Open Subtitles | هذه المرستون أو هذه الجوهرة من القبعات؟ * المرستون= سميت باسم رجل كان يلبس مثلها |
Özellikle de mücevhere şekil vermek için gerekli aletler yokken bu yaratık hayattaydı. | Open Subtitles | خاصة لأن أدوات قطع الجوهرة الثمينة لم تكن حتي موجودة وهذا المخلوق حى |
İstersen başka birilerinin oyununa... dahil olup bir elmas gibi parlayabilirsin. | Open Subtitles | لا زال بمكانك أن تخرج لامعاً مثل الجوهرة بلعبة شخصٍ أخر |
İlk olarak, Elmasın ve etrafın güvenliğini sağlamalısın. | Open Subtitles | أولا : لا بد مراقبة المكان حول الجوهرة وتأكد من كل شيء في تأهب أمني. |
Malum sona kadar yeşil taşlı bileziğimi takacağım. | Open Subtitles | سألبس سواري ذو الجوهرة الخضراء حتى النهاية |
Mikroskobik. taşın kalitesine not vermek için lazerle okuyoruz. | Open Subtitles | إنها مجهرية، عندما نحدد جودة الجوهرة تضع عليها الليزر |
Ya da bu lanet yakutu bulmak için bir arama izni çıkartabilirim. | Open Subtitles | أو سأقوم بإحضار مُذكرة تفتيش للعثور على الجوهرة اللعينة |
kristal benim olmalı! Haklıymışsın. - Sönüyor! | Open Subtitles | يجب ان احصل على تلك الجوهرة لقد كنت محقا بخصوص جوهرتي انها تنطفئ |
Bu arada, seni suçlayabilecek taklit Mücevherden de kurtuldun. | Open Subtitles | وتوقفت فقط لتتخلص من الجوهرة المزيفة التى قد تُدينك |