Geri dönmek çok güzel. Yanlış alarmmış. Meraklanacak bir şey yok. | Open Subtitles | من الجيّد أن أعود بينكم لقد كان إنذاراً خاطئاً، لا تقلقي |
Uyuşturucu almış olduğunu gördüğüm insanlar tarafından iyileşiyor olduğum için alkışlanmak çok güzel. | Open Subtitles | مِن الجيّد التحدّث حول عملية الشفاء مِن الممنوعات مِن أشخاص أرى أنّهم مُدمنون. |
Seni hor gördüğümü sanma tatlım. Bir yeteneğin olması güzel şey. | Open Subtitles | لم أكُن أسخر منك يا عزيزي، من الجيّد أنّك تملك موهبة. |
Seni gördüğüme sevindim. Bunlar iyi insanlar, araca ihtiyaçları var. | Open Subtitles | من الجيّد لرؤيتك هؤلاء الناس الطيبون هنا، بحاجة الى توصيلة |
Sizi görmek güzeldi ama işimin başına dönmem lazım. | Open Subtitles | كان من الجيّد رؤيتك لكن عليّ العودة للعمل |
Çocuğunla güven üzerine kurulu bir ilişkin olduğunu bilmek güzel. | Open Subtitles | من الجيّد إقامة علاقة مبنيّة على الثّقة بينكِ وبين ابنكِ. |
Bu gazoz çok güzel. Başka ne güzel, biliyor musun? | Open Subtitles | يا رّجل , هذا ياهو أنه جيّد , تعرف ما آخر الجيّد ؟ |
Üçümüzü birden beklemiyor olması güzel bir şeydi. | Open Subtitles | الشيء الجيّد أنها لم تتوقّعنا نحن الثلاثة، |
Hayır, şey bunu bilmek güzel. | Open Subtitles | كلاّ، من الجيّد معرفة ذلك ولكن إليكِ الأمر |
Düştüğünde kaldıracak birinin olduğunu bilmek ne güzel. | Open Subtitles | من الجيّد أن يعلم المرء أنّ هنالك من يدافع عنه عندما يقع |
Evde bir kadın daha olması güzel. Betty biraz nefes alır. | Open Subtitles | من الجيّد أن يكون هناك إمرأة في الجوار , أعطوا بيتي الراحة |
Vergilerimizin boşa gitmediğini görmek güzel. | Open Subtitles | من الجيّد بأن نرى جامعي أموال الضرائب يجدّون في عملهم |
Bütün arkadaşlarım ziyaret etti. Ve ailemin yanımda olması güzel bir şey. | Open Subtitles | لقد زارني جميع أصدقائي، من الجيّد أن تملك عائلة حولك |
Yıkanmak, tıraş olmak ve seni atmak için bir yere sahip olmak güzel. | Open Subtitles | لمن الجيّد الحظي بمكان للإستحمام، للحلاقة، والعيثَ بكِ فساداً |
güzel haber şu ki sana hızlı bir cevap verebilirim. | Open Subtitles | حسناً، النبأ الجيّد هو أنّني أستطيع منحكِ رد سريع |
Yılbaşı olmasına rağmen tanışabilmemize sevindim, oturun. | Open Subtitles | من الجيّد أن نلتقي, بالرغم من أنّه عيد الميلاد, اجلسي |
Haberleri izlemene sevindim. | Open Subtitles | من الجيّد رؤيتك تتابعين مع وجود الأحداث الحالية |
- Buraya birkaç gün önce geldim de. - Seni gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | ـ لقد كنت في المنزل لبضعة أيام ـ من الجيّد رؤيتك |
Ama seni tekrar görmek çok güzeldi. | Open Subtitles | ولكنّه كان من الجيّد حقّاً رؤيتكَ مُجدّداً |
Ama ikimize birden sahip olması iyi bir şey belki de. | Open Subtitles | لكن كما تعلم، ربّما يكون من الجيّد أن يكون كلانا معه |
İtiraf etmeliyim sizin gibi biriyle tanışmak çok hoş. - Öyle mi? | Open Subtitles | عليّ القول بأنّه من الجيّد جدّاً مقابلة شخص مثلك |
Neyse nişanlanan iki çift gördük. Şans getirdiği söylenir, sözde. | Open Subtitles | على أية حال، لقد شاهدنا عروساً ويفترض بهذا جلب الحظ الجيّد |
Büroya dinleme cihazı yerleştirdiğin iyi olmuş. | Open Subtitles | من الجيّد أنكِ قد وضعتِ أجهزة تنصّت في المكتب |
Ve iyi haber şu ki, bu o kadar da pahalı olmayan bir çözüm yolu ve şatafatlı bir ilaç tedavisi veya yeni teknolojiler de gerektirmiyor | TED | والخبر الجيّد أنه ليس حلاً غالياً بالضرورة، وهو لا يتطلب علاجات طبية باهظة أو تقنيةً جديدة. |
Muhasebe bölümü de memnun, böyle çalışmaya devam et. | Open Subtitles | لنبسّط الموضوع, الزبائن راضين و أيضاً قسم الحسابات , واصل عملك الجيّد |
Ama kanserin de zamanımızın en korkulan rahatsızlığı olduğunu biliyordum. İyi ve kötü nasıl beraber olabilirdi? | TED | لكن سمعت أيضا أن السرطان هو أكثر الأمراض رهبةً في عصرنا، فكيف اجتمع الجيّد مع السيء؟ |
Çilingir bir kapıyı açamazsa başka ne işe yarar ki? | Open Subtitles | إذا صانع أقفال لا يمكنهُ فتح الباب، ما الجيّد فيك؟ |