- Uçurumdan aşağı inebiliriz. | Open Subtitles | لكن يُمكننا إكتشاف ذلك، لو نزلنا ذلك الجُرف بأنفسنا. |
Uçurumdan atlamanın güvenli olduğu anlamına geliyor olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ ذلك يعني أنّ الوضع آمن لكِ للقفز من ذلك الجُرف. |
Bütün bunlar biz yumurtayı Uçurumdan attıktan sonra oldu. Buna biz sebep olduk. | Open Subtitles | لقد حدث كلّ هذا بعد إلقائنا البيضة من على الجُرف. |
Eğer bu uçurum gerçekten bir çıkış yoluysa ucunun çıktı yerde bekliyordur. | Open Subtitles | لو كان ذلك الجُرف هُو المخرج من هُنا حقاً، فإنّه سيكون في الإنتظار أينما يقود. |
Bize lazim olacak ilk sey memur bey, o uçurum kenarinin arazi saglamligi raporu ki bir çözüm bulmak için çalisabilelim. | Open Subtitles | لذا فإنّ أوّل شيءٍ سنحتاجه، حضرة الضابط، هُو تقرير سلامة التربة على حافة الجُرف تلك -حتى نبدأ العمل على حل . |
Yaşam ve Ölüm'ün Kapısı bu uçurumun dibinde. | Open Subtitles | بوابة الحياة والموت في الجزء السفلي لهذا الجُرف |
Bu koca kayalığın dengesizliği ve her an yeniden kayarak çocuğun altında kalabilme ihtimali de cabası. | Open Subtitles | لا يُساعد كون هذا الجُرف كلّه غير مُستقر، ويُمكن أن ينزلق في أيّ وقتٍ ويدفنه. |
Uçurumdan atladığında bir şey olmuş olmalı. | Open Subtitles | -لابدّ أنّ شيئاً حدث له بعدما سقط من الجُرف . |
Evet, o Uçurumdan atlamak Chester's Mill'den çıkış yolu olmalı. | Open Subtitles | أجل، لابدّ أنّ السقوط من ذلك الجُرف هُو المخرج من (تشيستر ميل). |
Sen işleri batırıp yumurtayı Uçurumdan attığın için şimdi Melanie ölüyor. | Open Subtitles | الآن (ميلاني) تحتضر لأنّك أخفقت، ورميت تلك البيضة من على الجُرف. كلّ هذه المعمعة هي غلطتك! |
Rebecca ve ben Uçurumdan düşmeyelim diye. | Open Subtitles | -لإنقاذي و(ريبيكا) مِن السقوط مِن على الجُرف . |
Sam'in Uçurumdan atladığını gördüm. | Open Subtitles | -قفز (سام) من على الجُرف . |
Ve uçurumun sonunda ne olacağını öğrenebileceğimiz bir şey yapmıştık. | Open Subtitles | ولقد صنعنا أشياء قد تُساعدنا على إكتشاف ما يُوجد في قاع ذلك الجُرف بالضبط. |
Saniyeler içinde uçurumun dibinde ne varsa bize gösterecek. | Open Subtitles | وفي خلال لحظات، سوف تُرينا ما يُوجد في قاع هذا الجُرف. |
uçurumun sonu artık sadece derin bir çukur. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي يقود إليه ذلك الجُرف هُو قاع خورٍ. |