Ancak kişisel özgürlük pek bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | لكني اكتشفت بأن الحرية الشخصية ليست كافية |
kişisel özgürlük inancından bahsederken ciddi miydin? | Open Subtitles | هل أنتي جادة بخصوص إيمانكِ بمعتقد الحرية الشخصية |
Birlik kişisel özgürlük lafını çok duyuyor. | Open Subtitles | يسمع الواحدُ منا، العديدَ من أحاديث الحرية الشخصية |
Benim, bir şef olarak, çalacağımız müziğin dış mimarisi ile ilgili kesin bir algı ile provaya gelmem gerekir, ki böylelikle orkestra üyelerinin parlayabileceği çok geniş bir kişisel özgürlük sağlanabilsin. | TED | و كمايسترو علي ان اتي الى التمرين باحساس قوي ومتماسك كصلابة الحديد للتصميم الخارجي لتلك الموسيقى والتي من خلالها تتألق الحرية الشخصية الهائلة لدى كل من اعضاء الفرقة الموسيقية بابداع |
Normalde sana hür irade ile alakalı bir nutuk atardım ama... | Open Subtitles | يفترض أن أعطيك محاضرة عن الحرية الشخصية حالاً |
- "Kader ya da hür irade"deki kader gibi. | Open Subtitles | -الصدف ضد الحرية الشخصية |
Bu "Che" benim kişisel özgürlük inancımın bir ifadesi. | Open Subtitles | تشي يمثل إيماني في الحرية الشخصية |
kişisel özgürlük hepimizin ortak amacı olsun ki bu sayede ortak amacımız için savaşacak gücü bulabilelim. | Open Subtitles | لنجعل الحرية الشخصية هدفنا ...فنحن احرار في... ...الكفاح لهدفنا |
Ancak, kişisel özgürlük Yasası özgür doğan hiçbir bireyin bu kanun kapsamına alınamayacağını ifade eder. | Open Subtitles | ومع ذلك، قانون الحرية الشخصية ينصعلىأن من ولدمنأصلحُر... . لا يمكن تطبيق هذا القانون عليه ... |
kişisel özgürlük bir katilin özgürlüğüdür. | Open Subtitles | الحرية الشخصية ، هي حريةُ القتلة |
kişisel özgürlük yeterli değil. Kimya mühendisiyim. | Open Subtitles | الحرية الشخصية ليست كافية |
kişisel özgürlük arzu edilebilir. | Open Subtitles | الحرية الشخصية شيء محسود عليه |
O kişisel özgürlük fikrine inanmıştı. Howard uydusu bu hakkı insanların elinden almak için geliştirilmedi. | Open Subtitles | كان يؤمن بمفهوم الحرية الشخصية والقمر (هاورد) صمم لتحقيق هذا الحلم |