Bütün bunlar onun gelecekte iyi şeyler yapmaktan uzak tutmak ve hayatını aşama aşama tehlike altına atmak olurdu. | Open Subtitles | كل ما من شأنه القيام به هو الحفاظ عليه من الجيد القيام المستقبل وتعرض حياتك للخطر في هذه العملية. |
Ama yıllar önce ona bir söz verdim ve ve sözümü tutmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكني قطعت له وعدًا قبل سنوات عديدة وأنا أعتزم الحفاظ عليه |
Demek istediğim bu cihaz onu bulmak için dizayn edilmiş yakalayıp gözlem altında tutmak için. | Open Subtitles | هذا الجهاز صمم لجذبه إليه و أسره و الحفاظ عليه للتجارب |
Onun yaptığı hep kazanmak. Yenilmez ruhu var. Gözünü diktim ama sarsıntı riskinden dolayı en az 8 saat onu ayık tutmak zorundasınız. | Open Subtitles | سـيكون بخير ولكن عليك الحفاظ عليه مستيقظا لمدة 8 ساعات |
tutmak için söz verdiğine eminim ama tutabildiği sürece tutacaktır. | Open Subtitles | الصمت وأنا متأكد أنه يعني لكن بالقدر الذي يستطيع الحفاظ عليه |
Ama yıllar önce ona bir söz verdim ve ve sözümü tutmak istiyorum. | Open Subtitles | ولكني قطعت له وعدًا قبل سنوات عديدة وأنا أعتزم الحفاظ عليه |
Hiç içimden gelmese de, bir söz verdim ve tutmak zorundayım. | Open Subtitles | بقدر ما يتعارض هذا مع غرائزي لكني قطعت وعداً وعلي الحفاظ عليه |
Onu hayatta tutmak için oldukça özgün şartlar gerekiyor. Bir güç kaynağı olmalı. | Open Subtitles | الحفاظ عليه حيا يتطلب مجموعة فريدة جدا من الشروط. |
İnsanların güvende tutmak istediği her şeyi saklıyorlar. | Open Subtitles | يحفظون كل ما يرغب الناس في الحفاظ عليه |
Onu burada tutmak Cisco'yu öldürüyor! | Open Subtitles | الحفاظ عليه هنا هو قتل سيسكو! |