ويكيبيديا

    "الحق أن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hakkı
        
    • hakkın
        
    • hakkım
        
    • hakkına
        
    Dinle, soyulmuş adamın buna bakmaya hakkı vardır. Open Subtitles إسمع .. الشخص الذي سُرق له الحق أن يلقي نظرة
    Evet, hayatı konusunda ona ufak bir seçim hakkı tanımalıyız, öyle değil mi? Open Subtitles حسنا, أليس لها الحق أن تنتهز الفرصة بالشكل الذى هى تراه؟
    Hayır senin benim adıma bu kararı vermeye hakkın yok. Open Subtitles لا. لم يكن لك الحق أن تخذ القرار عوضا عني
    Hadi bakalım, o sana elini süremez. İstediğin yerde yaşamaya hakkın var. Open Subtitles تعالي ، تعالي ، إنه لا يستطيع أن يؤذيك لك الحق أن تعيشي أين ما ترغبين
    Ben Vampir Avcısıyım. O kadar sert vurmaya hakkım yoktu. Open Subtitles أنا المبيّدة ما كان عندى الحق أن أضربه مثل ذلك
    Sessiz kalma hakkına sahipsin ama avukat ücretini karşılaman gerekiyor. Open Subtitles لك الحق أن تبقى صامتاً يحق لك أن توكل محامي
    Bir örtbas gibi görünüyor. Basının bilmeye hakkı var. Open Subtitles أشم رائحة تعتيم، الصحافة لديها الحق أن تعرف
    Ne kadar emin olursan ol .suçlamaların ne kadar ağır olursa olsun kendini savunma hakkı var. Open Subtitles مهما كنتِ متأكدة، مهما كانت فظاعة الإتهامات، فلديه الحق أن يدافع عن نفسه.
    Peder Bobby bu işe kalkışacaksa... neye bulaştığını bilmeye hakkı vardı. Open Subtitles اذا كان الأب بوبى سوف يتورط فى الأمر له الحق أن يعلم ما الذى سيتورط فيه
    Kraliçe'nin maskesini giymeye onun hakkı yok! O bizim ırkımızda doğmadı! Open Subtitles ليس لديها الحق أن ترتدي قناع الملكة إنها لم تولد في قبيلتنا
    - Burada olmaya hakkı var. - Çok az hakkı var. Open Subtitles ـ لديه الحق أن يكون موجوداً ـ لديه بعض الحقوق
    Sayın Yargıç, bu kadının adil yargılanmaya hakkı var. Open Subtitles لديها الحق أن يتم الحكم عليها من قبل المحلفين
    Tam bir açıklamada ısrarcı olabilirsin ama alma hakkın yok. Open Subtitles أجل ، لك الحق أن تطلب ذلك لكن ليس من حقك الحصول على أي رد
    Yere düşüp, yüzünü yarmaya veya benimle gelmeye hakkın var. Open Subtitles لديك الحق أن تركع وأكسر وجهك وتأتي معي, تعال
    Saçma varsayımlarla dalga geçmeye hakkın yok. Open Subtitles ليس لديك الحق أن تفضحي افتراضات جاهلة أنها ليست افتراضات
    - Yalan mı? - Senin konuşmaya hakkın yok! Bu doğru değil! Open Subtitles ذلك غير صحيح، حتى الهراء له الحق أن يتكلم
    Benim duyulmaya hakkım var! İşte buradasın. Ben de seni arıyordum. Open Subtitles لدي الحق أن يتم سماعي ها انت لقد كنت أبحث عنك
    Tekrardan özür dilerim. Sana bağırmaya hakkım yoktu. Open Subtitles لذا أكرر اعتذاري، لم يكن لي الحق أن أصيح عليك.
    Mutluluk beni reddettiğinden beri, hayattan zevk almaya hakkım var. Open Subtitles وحيث أن السعادة أنكرتني، فإن لي الحق أن أحظى بالمتعة بدلًا عنها.
    Savunma sadece bir tanık çağırdığı için, ki bu mahkumdu, son olarak dinlenme hakkına sahiptir. Open Subtitles بما أن الدفاع قد قام باستدعاء شاهد واحد و هو السجين فاٍن له الحق أن يتحدث أخيرا
    Bay Pupkin, size söylemem gerekenler var. Şu andan itibaren sessiz kalma hakkına sahipsiniz, anladınız mı? Open Subtitles يجب أن أخبرك هذا منذ هذه اللحظة , لديك الحق أن تبقي صامتاً
    Sorgulama sırasında avukat bulundurma hakkına sahipsin. Open Subtitles لديك الحق أن يكون لديك محامي أثناء الاستجواب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد