Sessiz kalma hakkın var ama ben bunu tavsiye etmem. | Open Subtitles | لديك الحق فى البقاء صامتاً و لكنى لا أوصى بهذا |
Ama ne yapmış olursa olsun, onu öldürmeye hakkın yok. | Open Subtitles | مهما كان ما فعله هذا الرجل لك ليس لديك الحق فى قتله |
Bir Amerikalı olarak, adamın tekiyle diz teması kurmadan yemek yemek hakkına sahibim. | Open Subtitles | كمواطن امريكى لدى الحق فى تناول الطعام بدون ان تلمس قدمى رجلاً اخر |
Senin için de çok korktum. Seni bu işe sokmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | انا خائفة جداْْ لأجلك أيضاْ ليس لى الحق فى توريطك فى هذا |
Hayır. Buna hakkınız yok. Kim olursanız olun, hakkınız yok. | Open Subtitles | لا, ليس لديك الحق فى ذلك, أياً من كنت, فليس لديك الحق فى ذلك |
Böyle tehlikeli bir silah bulunduran herkesi... sorgulayamaya hakkımız var. | Open Subtitles | و لنا كل الحق فى مساءلة رجل يخفى سلاحا خطيرا |
Pekala, teknik olarak Toprak Kraliçesi'nin vatandaşlarını askere almaya hakkı var. | Open Subtitles | حسنا, من الناحيه العمليه ملكه الارض لديها الحق فى تجنيد مواطنيها |
Senin bilmeye hakkın var. Görünüyorki sıcak savaşın içindeyiz. | Open Subtitles | من المفترض الا أخبرك بذلك ولكنك ضابط جيد ولك الحق فى المعرفة |
Senin bilmeye hakkın var. Görünüyor ki sıcak savaşın içindeyiz. | Open Subtitles | من المفترض الا أخبرك بذلك ولكنك ضابط جيد ولك الحق فى المعرفة |
Saklanmasına yardım ediyorsun. Bunu yapmaya da hakkın olduğunu söylüyorsun | Open Subtitles | ثم تساعدينهم على التخفى وتقولين أن لكِ الحق فى فعل ذلك |
Çünkü, herkes yaşamak ve mutlu olmak hakkına sahiptir tolşoke edilmeden ve boğazlanmadan! | Open Subtitles | هذا خطأ لأن لكل شخص إنسان الحق فى الحياة بسعادة دون أن يتعرض للضرب أو للطعن |
Ve bu hissemi de uygun gördüğüm şekilde kullanma hakkına sahibim. | Open Subtitles | ولدى كل الحق فى التخلص من أسهمى بأى وسيله أرى أنها ملائمه |
Susma hakkına sahipsiniz ve... | Open Subtitles | اتبعني، فلك الحق فى أن تبقى صامتاً فأي شيء ستتفوّه به سيستخدم ضدّك في المحكمة |
Kalpın çarpıntılarına göre karar vermeye hakkım yok. | Open Subtitles | ليس لدى الحق فى اتخاذ قرارات مبنية على العواطف |
Irkımın on yıllardır anlamaya çalıştığı bu Okyanusla, hayali de olsa bir ilişki kurma olasılığını geri çevirmeye hakkım var mı? | Open Subtitles | هل لدى الحق فى رفض حتى مجرد إمكانية خيالية للإتصال بهذا المحيط الذى ظلت ذريتى تحاول فهمه لعقود؟ |
Bunu yapmaya hakkınız yok. Güllerimi mahvediyorsunuz. | Open Subtitles | ليس لك الحق فى ان تفعل هذا, انك تُفسد ازهارى |
Ama bunu yapamazsınız. hakkınız yok. Asla aynı şey olmayacaktır. | Open Subtitles | ولكنك لن تستطيع، لم يعطك أحد الحق فى أن تحاول، انك ستخرج شيئاً مختلفاً تماماً. |
Zalim olmaya hakkımız yok. Eğer bir şeyden eminsem, işte bu odur. | Open Subtitles | ليس لديك الحق فى ان تكون قاسيا, لو انا واثقة من اى شئ, فانا واثقة من هذا |
Ama onurlu bir yuvarlak masa şövalyesinin sözünden süphe etmeye hiç hakkımız yok. | Open Subtitles | لكن ليس لدينا الحق فى التشكيك فى شرف فارسآ موثوقآ به لأجل كلمه من مرافقآ |
bir babanın buna hakkı var. | Open Subtitles | لو أردت ذلك ، يمكننى الذهاب للمحكمة فالوالد له الحق فى ذلك |
Ve içki içmeyi hak eden birileri varsa; onlar koşulların kurbanlarıdır. | Open Subtitles | و إذا كان لدى أى احد الحق فى شربه للخمور, فإنها ضحية للواقعة. |
Ama bu sana bir başkasının hayatını alma hakkını vermez. | Open Subtitles | لكن ما تزال لا تعطيك الحق فى أخذ حياة أخرى |
Yapma baba. Senden bunu istemeye hakları yok. | Open Subtitles | لا تفعل يا أبى, فهم ليس لهم الحق فى ان يطلبوا منك ان تفعل ذلك |