| Burada, bir sene içinde ölen özel kuvvetlerden 112 adamın fotoğrafları var. | Open Subtitles | في العام الأخير هذه هي صور 112 رجلا من مجتمع القوات الخاصه |
| Bay. Thompson, size özel barış yemeğimdem sunmama izin verin, | Open Subtitles | سيد ثومبسون , اسمح لي ان اصل الى قطعتك الخاصه |
| Okuduğum bir yazıda eski özel kuvvet elemanlarının karteller için çalıştığı yazıyordu. | Open Subtitles | قرأت مقاله عن أن جنود القوات الخاصه السابقين يعملون مع عصابات المخدرات |
| kendi adıma konuşayım senin kendini beğenmiş tavırların bana eski karımı hatırlatıyor. | Open Subtitles | من جهتي الخاصه .. أنتي مغرورة لا تطاقين و تذكرين بزوجتي السابقه |
| Ne dediğini anlamadım ama iyisi mi sen kendi işine bak. | Open Subtitles | انا لا اعلم ماقلته للتو, ولكن الافضل انهم تهتم بأمورك الخاصه |
| Yani kıyafetlerini, yiyeceğini, yemeğini kendi seçsin, kendi kararlarını kendi mi versin diyorsun? | Open Subtitles | تقصدي ان اتركها تختار غذائها الخاص و ملابسها الخاصه و تتخذ قراراتها الخاصه |
| Zufar'ın bulunması zor hayvanlarının özel hayatına bir pencere açıyor. | Open Subtitles | هي نافذتهم لمعرفة الحياة الخاصه للحيوانات الاكثر صعوبه في ظفار |
| İlk kez, bu zor bulunan hayvanların özel hayatına kısa bir bakışa sahibiz. | Open Subtitles | للمره الاولى على الاطلاق لدينا لمحه في الحياة الخاصه لهذه الحيوانات صعبة المنال |
| Ölen kişi, Ortak özel Operasyonlar Komutanlığı için beklenmedik olaylar tasarlıyordu. | Open Subtitles | لقد تسبب هذا فى فرض حاله الطوارئ لقياده العمليات الخاصه المشتركه |
| Ama onun sosyal çevresi özel jetlerde ve yatlarda yaşayanlardan oluşuyor. | Open Subtitles | ولكن دائرتها الاجتماعيه من النوع الذي يعيش بين الطائرات الخاصه واليخوت |
| - Evet öyle ama bu benim özel savaşım değil. | Open Subtitles | ربما يكون ذلك و لكنها ليست الحرب الخاصه بى |
| Bakmaları için Fletcher'in özel görev timini gönderebilirim oraya. | Open Subtitles | نيميتز سيرسل قوه فليتشر الخاصه للوقوف على ما يجرى |
| özel Birlik. Texas Thunder. Adını duyduk, Plissken. | Open Subtitles | كنت في القوات الخاصه لتكساس وقد سمعنا عنك كثيرا يا بليسكن |
| Şu durumlar altında anlayacağını düşünüyorum, neden kendi adamlarımla kalmayı tercih ettiğimi. | Open Subtitles | تحت هذه الظروف , أعتقد أنك تتفهم لم أفضل التمسك بجماعتي الخاصه |
| kendi yolunu takip ederek, kendi yolunu yaptığından gurur duyardı. | Open Subtitles | في الحقيقة أنها كانت فخورة أنك تقوم بالأمور بطريقتك الخاصه |
| Çünkü öyle insanlar var ki, burayı kendi kârları için kullanmak istiyorlar. | Open Subtitles | هذا لان هناك أشخاصًا في الخارج يفضلون إستخدام هذه الأرض لمنفعتهم الخاصه |
| Travmatik deneyimlerimizle başa çıkmak için, hepimizin kendi yöntemleri var. | Open Subtitles | كما نفعل كلنا لنا طرقنا الخاصه بالتعامل مع التجارب القاسيه |
| Bunun anlamı, kendi işlerinde kurban olmamalarını, böyle garanti altına aldılar. | Open Subtitles | والذي يعني وجود ضمان انهم لم تكون الضحية من انجازاتهم الخاصه. |
| Eğer bu kadar korkuyorsa, onu kendi yerini açmakla tehdit et. | Open Subtitles | اذا كان خائف, يشعر بالتهديد من قيامك بافتتاح عيادتك الخاصه بك |
| Halsey'in güçlerinin Midway'e ulaşması en az 48 saat sürer. | Open Subtitles | قوات هالسى الخاصه ستستغرق 48 ساعه للوصول الى ميدواى |
| Burada yaptığı tercih mesela onun belirlediği kişisel kriterlere göre iyi bir tercih. | TED | ليكون هذا الخيار بالتحديد هو إختيار جيد ، حسب طريقته الخاصه |
| Fakat bence, ya kendi firmanızın sahibi ya da benim gibi daha başlangıçta olun, insanların akıllarını ve öğrenimlerini genişletmeye devam etmesi çok önemli. | TED | هكذا، لكنني أعتقد سواء كنت تملك شركتك الخاصه أو أنت مبتدئ مثلي. مثل شئ حيوي كهذا فقط لكي يستمر الناس بتوسيع أفاقاهم و تعلمهم |
| Ben de kendi deneyimlerimden, bana ait olanı yazmaya başladım. | Open Subtitles | لذلك فقط بدءت بكتابة مايخصني حقاً و من تجاربي الخاصه |
| Kafe'nin Arbitrum Inc.'deki hesabinin kullanici adi ve sifresine ihtiyacim vardi. | Open Subtitles | احتجت لإسم مستخدم وكلمة سر للدخول على حساب شركة البريد الخاصه |
| Rene'in kendince fikirleri var ama ne zaman arasam cevap alamıyorum. | Open Subtitles | والآن لدى "رين" أفكارها الخاصه ولكن كلما اتصل لا توجد إجابه |