| Evet , ama yanlış bir kesimin ilgisini çekmeye başladığını düşünüyorum. | Open Subtitles | نعم انها كذلك اظن انك بدأت تجذبين النوع الخاطئ من الجماهير |
| Tarihin yanlış tarafında duran kafirler onlar. İşe yarıyor hem. | Open Subtitles | كفارٌ على الجانب الخاطئ من التاريخ وقد كأن الأمر يعمل |
| Gençlerle ve bizleri çitin yanlış tarafında gören kesimle anlaşmaya başladık. | TED | بدأنا بالتعامل مع شبابنا وأولئك الذين نعتبرهم على الجانب الخاطئ من السياج. |
| Yalnız bir karmaşa var, şiddetten nefret etmiyoruz, onun yanlış türünden nefret ediyoruz. | TED | ولكن هناك مشكلة، وهي أننا لا نكره العنف، ولكن نكره النوع الخاطئ من العنف. |
| Bu hikâyenin yanlış versiyonuna tutunmanızı sağlayan kişiler kimler? | TED | من هم الأشخاص الذين يساعدونك في تأييد الإصدار الخاطئ من هذه القصة؟ |
| Yolun yanlış tarafında sürüyorlar. Bu çılgınca. | Open Subtitles | إنهم يقودون على الجانب الخاطئ من الطريق .. |
| - yanlış tarz ayakkabı giyiyormuşum ve kızlarda sadece büyükleri seviyor. | Open Subtitles | أنا أرتدي النوع الخاطئ من الأحذية والفتيات فقط يحبون من هم في المرحلة الأخيرة |
| Biri arabanın şanzımanına yanlış yağ koymuş. | Open Subtitles | أحدهم وضع النوع الخاطئ من سائل ناقل الحركة |
| Bizim yabancı teknolojilerle ilgili anlaşma yapmaya çalıştığımız her dakika, sen onların yanlış tipte uzaylılar olduğuna karar veriyorsun! | Open Subtitles | الدقيقة التى تحاول أن نصنعها ، معاهدة لتكنولوجيا الحليف، أنت تقرر أنهم النوع الخاطئ من الحلفاء |
| Anlıyorum. Hep yanlış ayrıntılara dalıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُرَكَّز .على كُلّ النوع الخاطئ من التفاصيلِ |
| Onu belirgin şekilde, ana konunun yanlış tarafına koyacak birşey... ki insanlar bunu arzuyla düşünsün. | Open Subtitles | شيئاً ما لوضعها على الجانب الخاطئ من المسألة الرئيسية حيث يتحمس لها قومنا |
| Diğer adam yanlış şeritteydi. | Open Subtitles | الرجل الذي أصطدم بي كان بالجانب الخاطئ من الطريق |
| Sanırım yanlış tür bir boya kullandı. | Open Subtitles | اعتقد أنني استعملت النوع الخاطئ من الطلاء |
| Konuşmanın yanlış tarafındaymışız gibi hissediyorum. Cam arıyor. | Open Subtitles | أشعر أننا في الجانب الخاطئ من الجدال هنا |
| Burada yanlış arkadaşlar edinmek istemezsin. | Open Subtitles | لن تريد أن تُصاحب النوع الخاطئ من الأصدقاء هنا |
| Birisinin beyninin yanlış tarafını ameliyat eden cerrah mı? | Open Subtitles | الجرّاح الذي أجرى عملية في القسم الخاطئ من دماغ المريض؟ |
| yanlış bir şey için, şehrin diğer tarafında, kendi kuyruğumuzu kovalamak istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لا نريد أن نعلق في الطرف الخاطئ من المدينة نلاحق أنفسنا، صحيح؟ |
| Arabanın yanlış tarafına gitmeseydim, vurulmayacaktım. | Open Subtitles | لو لم أتوجه للجانب الخاطئ من السيارة لما تعرّضتُ للإصابة |
| Burada yollara alışabileceğimi sanmıyorum yolun yanlış tarafını kullandığımdan. | Open Subtitles | لم أظن أبدا أنني سأعتاد القيادة على الجانب الخاطئ من الطريق |
| Ajanlar, yanlış mürekkep tonlamasından kullanılmayan harf büyüklüklerine kadar en ufak tutarsızlıkları yakalamak için eğitilmişlerdir. | Open Subtitles | الجواسيس مدربون على معرفة حتى أصغر التناقضات من التاريخ المكتوب به إلى النوع الخاطئ من لون الحبر الحراري |