ويكيبيديا

    "الدخل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gelir
        
    • gelirli
        
    • geliri
        
    • gelirin
        
    • gelirler
        
    • vergi
        
    • kazanç
        
    • gelirleri
        
    • gelirinin
        
    • para
        
    • gelirliler
        
    • gelire
        
    • Maliye
        
    Ancak daha çarpıcı olan şey ise gelir dağılımının en tepesindeki dengesizlikte görülüyor. TED ولكن الأكثر إثارة للانتباه هو ما يحدث في أعلى القمة من توزيع الدخل.
    Bağış yapmanın mutluluğa etkisi, iki kat fazla gelir ile aynı gibi. TED بدا أنه الإعطاء للجمعيات الخيرية أعطى نفس الاختلاف للسعادة كامتلاك ضعف الدخل
    "Hangi üretim kaynağından elde edilirse edilsin bütün gelir vergilerinin paylaştırılmadan toplama hakkı, Open Subtitles الحق لفرض جباية على ذوي الدخل من مصادر مشتقة دون توزيع أو تخصيص
    Aslında, düşük gelirli vergi dilimine geçiş yaparsanız, mali yardım hakkı kazanabilirsiniz. Open Subtitles لو أبقيته في قسم أصحاب الدخل الأقل فقد تحصلين على مساعدات مالية
    geliri yükseltmelisiniz ve insanların kendi paralarıyla ne yapmak istediklerine karar vermelerini sağlamalısınız. TED يجب أن تقوم بزيادة الدخل وتَتْرُك الناس يقررون ما يريدون القيام به بأموالهم.
    O meyve suyu makinesi annemin nişanlısının tek gelir kapısıydı. Open Subtitles آلة عصير البرتقال تلك كانت مصدر الدخل الوحيد لخطيب والدتي
    Birincisi, kirmizi hat, Britanya'nin Hindistan'a olan orani, kisi basina dusen ortalama gelir de. TED 1, الخط الأحمر يوضح، نسبة دخل الشخص البريطانى إلى الهندى فيما يتعلق بنصيب الفرد من الدخل.
    Ama şimdiki taraf çok tasarruf yaparsa, gelecekteki seviniyor, burada gelir neredeyse yüzde 100 oluyor. TED بينما في حين قامت النفس الحاضرة بادخار الكثير سوف تغدو النفس المستقبلية سعيدة جداً حيث الدخل يكون قرب 100 بالمائة.
    Her gelir grubundan tüm Müslüman ülkeler ve orta gelir seviyesindeki Hıristiyan ülkeler benzer şekilde aşağı düşüyor. TED وكل الدول ذات الأغلبية المسلمة بغض النظر عن الدخل تنخفض، نفس الشيء بالنسبة للأغلبية المسيحية في نطاق الدخل المتوسط.
    Çünkü gelir eşitsizliğini gerçekten umursuyorsanız, evliliği teşvik etmeye çalışan bazı aşırı tutucu Hristiyan gruplarla konuşmanız gerekir. TED لأنك اذا كنت تهتم بخصوص مساواة الدخل فقد تريد ان تكلم بعض الجماعات الانجيلية المسيحية التي تعمل في الدعاية الى الزواج
    Demek ki bu eyalet nüfusunu teşkil eden tüm gelir gruplarına son derece somut ve yüksek miktarda maddi faydalar sağlayan bir yatırımdır. TED لذلك هذا استثمار يؤتي ثماره بشكل ملموس جداً لمجموعة واسعة من فئات الدخل في السكان للدولة و ينتج فوائد كبيرة وملموسة.
    En tepedekiler ve diğer herkes arasındaki gelir eşitsizliğinin giderek tırmandığı bir çağda yaşıyoruz. TED إننا نعيش في عصر من عدم المساواة في الدخل المتزايد، لا سيما بين أولئك في القمة وأي شخص آخر.
    gelir eşitsizliğinin en tepeye tırmandığı bir çağda yaşıyoruz. TED لذا نحن نعيش في عصر من عدم المساواة في الدخل المتزايد، خاصةً في أعلى الهرم.
    Ancak en azından düşünsel olarak eş dost kapitalizmi sorunun basit parçası ise, tırmanan gelir eşitsizliğinin ekonomik sebeplerine baktığınızda işler daha karmaşık bir hal alır. TED ولكن إذا كانت الرأسمالية المحسوبية، فكرياً على الأقل، الجزء السهل من المشكلة، الامور تصبح أكثر تعقيدا عندما تنظر إلى الدوافع الاقتصادية لعدم المساواة في الدخل المتنامي.
    Şehir meclisinin düşük gelirli ev amaçlı arazi kullanımı yasasını onayladığı haberini aldım. Open Subtitles جاءني توًا نبأ أن مجلس المدينة صدّق على تشريع لإنشاء مساكن لمحدودي الدخل.
    Suçla Savaş Birimi, düşük gelirli barınağı silah mevzuatındaki sağduyu... Open Subtitles وحدة مكافحة الجريمة إسكان ذوي الدخل المنخفض تشريعات حيازة الأسلحة
    Sana hedeflediğin yıllık geliri vereceğim vergi iadelerindeki rakamları değil, gerçek rakamları. Open Subtitles سأعطيك الدخل السنوي المستهدف ليس أرقام عوائد الضرائب , بل أرقام حقيقية
    Şimdi de per capita (kişi başı) gelirin seviyesine bakacağız. TED الآن سوف نغير وننظر إلى مستوى نصيب الفرد من الدخل.
    Richard, milli gelirler idaresi oğlumla benim resmimi nasıl buluyor? Open Subtitles كيف حصلت مصلحة الدخل على تلك الصورة لنا أنا وابني؟
    kazanç Temelli Eğitim Harcı diyelim (IBT). TED دعونا نسميه رسوم دراسية على حسب الدخل أو أي بي تي.
    Ve bu problemi çözmek için, nihayetinde geleneksel işlerden gelirleri ayrıştırmak için bir yol bulmamız gerekecek. TED وأعتقد أنه لنتمكن من حل هذه المشكلة، علينا أن نجد وسيلةً لفصل الدخل عن الإنتاجية في العمل التقليدي.
    Küresel hanehalkı gelirinin yüzde 90'ından fazlasına sahipler. TED لديهم أكثر من تسعين بالمائة من الدخل العالمي للأسرة.
    Kusura bakma ama son iki günde kazandırdığın para inanılamayacak kadar düşük. Open Subtitles آسف، ولكن الدخل الذي احضرتيه في اليومين الماضيين قليل جدًا ليتم تصديقه.
    Singapur'da inşaat hâlinde, yine orta gelirliler için evler, bahçeler, halka açık caddeler ve parklar vesaire. TED وفي طور البناء في سنغافورة، من جديد، سكن ذوي الدخل المتوسط، حدائق شوارع عامة، متنزهات، الخ.
    Kâr oranlarıyla. Eğer kâr oranlarıyla para kazanıyorsanız elbette en yüksek gelire sahip insanların olduğu yere gidersiniz. TED وإذا كنت تجني المال من خلال نسب الأرباح فإنك بالتأكيد، ستذهب إلى حيث الأشخاص ذوي الدخل الأعلى
    Maliye Bakanlığı'nın başı olarak içki yasağının yürütülmesinden vergi toplanmasında da sorumlu... Open Subtitles ورئيس وزارة المال إنه متجاوب مع قانون الحظر وكذلك ضريبة الدخل أيضا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد