ويكيبيديا

    "الدليل على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıtı
        
    • dair kanıtlar
        
    • dair kanıt
        
    • kanıtları
        
    • kanıt var
        
    Bunun kanıtı ise sadece bazı partilerde işe yarayan süper bir parti hilesidir. TED الدليل على ذلك خدعة كبيرة ومن المعترف به أن يعمل فقط مع بعض الأعداد
    Bunun kanıtı da hem sıradan insanların hem de aydınların senin çalışmalarını tutarsız bulması. Open Subtitles الدليل على ذلك أن الأشخاص العاديون و المثقفون يجدون عملك غير متماسك بالمرة
    Güçlü varlıkların kanıtı Tanrı'nın kanıtı olmaz. Open Subtitles الدليل على وجود كائنات قوية ليس دليلاً إلهياً
    Ve umuyorum ki, Jill, bir gün bu gezegendeki insanlar arasında da akıllı canlılar bulunduğuna dair kanıtlar buluruz. TED وأرجو، يا جيل ، في يوم ما أن نجد الدليل على أن هناك حياة ذكية بين البشر على هذا الكوكب.
    Hayır. Beni rahatsız eden, nasıl yapıldığına dair kanıt. Open Subtitles كلاّ، الأمر الوحـيد الذي يزعجني هو الدليل على كيفية ارتكاب الجـريمة
    15 yıl sonra, küresel ısınmanın kanıtları çok daha güçlüydü. TED بعد 15 سنة، الدليل على الاحترار العالمي كان أكثر قوة.
    - Elinizde kanıt var mı? Open Subtitles ما هو الدليل على ذلك؟
    David Palmer'ın bugün beni uyarmak için aradığının kanıtı. Open Subtitles ما الذى تتحدثين عنه ؟ الدليل على أنّ دايفيد بالمر إتصل بى لتحذيرى بشأن اليوم
    İşte size Terrianlıların saldırgan ve tehlikeli bir tür olduklarının kanıtı. Open Subtitles هذا الدليل على أن التيرانيون من الأنواع العدائية القاتله
    Burada bir yanlış olduğunun kanıtı. Open Subtitles الدليل على أن هناك شيء ما ليس على صواب هنا
    Kutsal Kâse'nin seni seçtiğinin kanıtı. Open Subtitles إنها الدليل على أن الكأس المقدسة قد اختارتك
    Muhafızların arasında bir seri katilin olduğunu gösteren kanıtı görmek istiyorum. Open Subtitles الدليل على أن الخطف المتسلسل من الحراس أريد أن أراه
    Hayır, hayır...katliamın kanıtı o askerlerin miğferleri üzerindeki kamera kaydında. Open Subtitles لا الدليل على المذبحة التي حدثت من قبل الجنود موجود على كاميرا تصوير خاصة أين ذلك الفيديو؟
    Profesör Baek'in eser hırsızlığı yaptığının kanıtı Open Subtitles الدليل على أنّ البروفسور بايك انتحلَ عملاً أدبيًا
    30 senedir anlattıklarımın kanıtı bu. Open Subtitles هذا هو الدليل على ما قلته منذ قرابة 30 عام.
    Araştırmanızı çöpe atmanızın imkanı olmadığına göre bunu yaptığınızın kanıtı bu binada bir yerlerde. Open Subtitles ومستحيل أنك أتلفت بحثك، مما يعني أن الدليل على أنك الفاعل موجود في المبنى
    Araştırmanızı çöpe atmanızın imkanı olmadığına göre bunu yaptığınızın kanıtı bu binada bir yerlerde. Open Subtitles ومستحيل أنك أتلفت بحثك، مما يعني أن الدليل على أنك الفاعل موجود في المبنى
    Suçluluğuna dair kanıtlar Albay Grau tarafından toplandı. Open Subtitles الدليل على اٍدانته كان قد جمع أولا بواسطة الكولونيل جراو
    Hem duruşma salonunun istilasını onun planladığını, hem de kilisenin üç üyesinin zehirlenmesini onun ayarladığına dair kanıtlar var. Open Subtitles لدينا الدليل على عمله بقاعة المحكمة و على وفيات التسمم لثلاثة من أعضاء الخيمة
    Burada her yerde Nazilerin yaptıklarına dair kanıtlar var. Open Subtitles الدليل على ما فعله النازيون يرقد فى كل الأنحاء هنا
    Belkide çoktan çalıntı yapmadığına dair kanıt bulmuştur. Open Subtitles من المحتمل أنها وجدت الدليل على أنها لم تنتحله
    Kadının kirli olduğuna dair kanıt gerekiyor. Open Subtitles اريد الدليل على انها غير نظيفه
    Biz buna inanmadık. Yüzyıl boyunca bunu neden yaptıklarına dair kanıtları görmemize rağmen biz inanmadık. TED لمئات السنين، بالرغم من وجود الدليل على أنها تفعل ذلك، لم نصدق
    Telefonunda kanıt var. Open Subtitles إنه يملك الدليل على هاتفه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد