ويكيبيديا

    "الذاتي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kendini
        
    • öz
        
    • kendi kendine
        
    • Otomatik
        
    • kendimi
        
    • etme
        
    • kişisel
        
    • kendinden
        
    • kendilerini
        
    • bencil
        
    • kendilerine
        
    • kendiliğinden
        
    • otonom
        
    • kendime
        
    • otonomi
        
    Burada bakacağımız nokta öğrenmeye eğitimsel kendini örgütlemenin bir ürünü olarak bakmak. TED اعتقد ان ما يجب النظر فيه هو التعلّم كناتج لتنظيم التعلم الذاتي
    Sizler de kendini Örgütleyen Öğrenme Ortam'ları oluşturabilirsiniz. evde, okulda, okul dışında, kulüplerde. TED يمكنكم صناعة بيئة للتعلم الذاتي في البيت، في المدرسة، خارج المدرسة، في النوادي.
    Aynı zamanda yarım kalmış bir kendini yok-etme mekanizması var. Open Subtitles هناك أيضا تسلسل التدمير الذاتي المتوقف في منتصف عدة التنازلي
    Size burada, öz farkındalığa ulaşmaya çalışmanın boşuna zaman kaybı olduğunu söyleyecek değilim. TED أنا لست هنا اليوم لأخبركم أن السعي وراء الوعي الذاتي هو إضاعة للوقت.
    Şahsen, bunun bize gelecekte fiziki yapıların, binaların ve makinelerin kendi kendine kurulumları, çoğalmaları ve onarımları ile ilgili yeni olanaklar sağlayacağını düşünüyorum. TED أعتقد أنه يخبرنا أن هناك إمكانيات جديدة للتجميع الذاتي والتكرار والإصلاح في بنياتنا المادية ومبانينا وآلاتنا.
    Ego, kendini koruma ile Otomatik olarak bu dürtüye karşı koymaz mı? Open Subtitles و الكبرياء ، و يقاوم الدفاع الذاتي فى النفس الحافز المؤثر ذاتيا
    Ekosistem nakavt olmuş ve kendi kendini takviye etmeye devam etmiş olmalı. Open Subtitles لابد وأنّ النظام الإيكولوجي تغلّب على الحصار وإستمر في التعزيز الذاتي فحسب.
    Ancak kendi kendini kurgulayan çözümler, bize bu ikilemden bir çıkış yolu gösterir. Open Subtitles و رغم ذلك ، تمنحنا فكرة التناسق الذاتي وسيلة للخروج من هذه المفارقة
    Yasal sebepler yüzünden bir Sentetik kendi kendini kontrol edemez. Open Subtitles لأسباب قانونية، هي الاصطناعية الأجهزة لا يمكنها القيام بفحص الذاتي
    O kendini beğenmiş ifadeyi yüzünden silerken büyük zevk alacağım. Open Subtitles سأستمتع في مسح نظرة التعجرف والرضا الذاتي عن وجهك هذا.
    Kompülsif kumarcılar kendini yanıltmanın ustalarıdır. TED المقامرون القهريون هم خبراء في الخداع الذاتي.
    Bu da bir anlamda bir tür kendini çoğaltma yöntemine sahip olduğumuzu gösteriyor. TED ويعني ذلك أنه يمكننا الحصول على نوع من التكرار الذاتي.
    Berbat bir öz saygım var ve bu telafi etmeme neden oluyor. Open Subtitles لدي كثيراً من الإحترام الذاتي لنفسي و ذلك بسبب رغبتي بالتعويض بإفراط
    Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. TED ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف.
    öz denetimli Öğrenme Ortamı yaratmaya karar verdim. TED حسناً، انا انوي بناء هذه البيئة التي ينشاء فيها التعلم الذاتي.
    Ama yarattığımız o cüretkarlık, bağımsızlık, kendi kendine yetme üzerine kurulu yapıyı, bu insanların herbirine dayattığımızda felaket oldu. TED ولكن التمسك هذا الهيكل بنينا حول جرأة، الاستقلال، الاكتفاء الذاتي لكل واحد من هؤلاء الناس وقد أصبح كارثة.
    Bu bizim bağımsızlık, kendi kendine yetme, otonomi gibi yetiştirilişimizin zıttı. TED وهذا هو عكس ما تم بناؤه على: الاستقلال، الاكتفاء الذاتي، الحكم الذاتي.
    Birileri Otomatik yoketmeyi uzak bir yerden yeniden çalıştırmış olmalı. Open Subtitles لابد أن شخص ما أعاد تنشيط التدمير الذاتي من موقع آخر
    Yeniden bağ kurmak için buradayım kendimi yok etmek için değil. Gerçekten. Open Subtitles جئت من أجل إعادة البناء لا من أجل التحطيم الذاتي ، أعدكِ
    Okula gitmek istemiyordum. Kendimden nefret etme, anksiyete sorunlarım vardı. Open Subtitles لم أودا لذهاب للمدرسة، لدي الكثير من القلق والكره الذاتي.
    Üçüncü öğe de iç gelişime ve kişisel gelişime odaklanmak. TED المكون الثالث التركيز على التطوير الداخلي و النمو الذاتي
    ...ve yaptığın her sapıkca, sefilce, kendinden nefret ettiren şeyleri de. Open Subtitles وأتذكر كل الدنيئة، لئيم، الاشمئزاز الذاتي الشيء الذي فعلته بعد ذلك.
    Karmaşık sistemler olan ormanlarla ilgili en harika şey muazzam bir kendilerini yenileme gücüne sahip olmalarıdır. TED حسناً، تعرفون، الشيء الرائع حول الغابات كأنظمة معقدة هو أن لديها قدرة هائلة على الشفاء الذاتي.
    Takıntılı, bencil, sırf kendini düşünen biri olduğu için mi... Open Subtitles أتعني هاجسها الذاتي بشأن مصالحها الذاتية المتمحورة حول ذاتها
    Genç kızlara insanlardan gördüğü şiddetten kaçmak için kendilerine şiddet göstermeleri! Open Subtitles حيث أخبر الشابات أن التأثير الذاتي للعنف سيحررهم من العنف المتسبب على يد أشخاص آخرين
    Ve bence burada kilit nokta kendiliğinden kurulma işlemidir. TED وأظن أن السبيل إلى ذلك هو التجميع الذاتي.
    Ama aslında, otonom araba geliştirme sürecinde geliştirdiğimiz başka bir şey var. TED ولكن في الواقع، هناك شيء آخر قمنا بتطويره في خلال عملية تطوير هذه السيارات المتمتعة بالتحكم الذاتي.
    Ve bundan daha kötüsü, çok daha kötüsü, kendime göre kendi değerim buharlaşıyordu. TED و، أسوأ من ذلك، أسوأ من ذلك بكثير، منظري لتقديري الذاتي نوعاً ما تبخّر.
    Ve ortak hukuktaki en üstün çıkar, otonomi ve özgür irade haklarıdır. TED والمصلحة العليا في القانون العام هي الحق في الحكم الذاتي وتقرير المصير.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد