ويكيبيديا

    "الذهاب إلى الكنيسة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kiliseye gitmek
        
    • Kiliseye gitmeyi
        
    • kiliseye gidip
        
    • kiliseye gitmeye
        
    Herhalde Bay Doyle'la olduğu için... kiliseye gitmek ona iyi geliyor, bilmiyorum. Open Subtitles أظن بأن الذهاب إلى الكنيسة يجعلهاتشعربالارتياح... حول إبقاء الشراكة مع السّيد دويل.
    - Bir kiliseye gitmek istiyorum. Open Subtitles أريد الذهاب إلى الكنيسة أريد أن أقف أمام الكاهن
    Okumaktan hoşlandığım Kiliseye gitmeyi severim Open Subtitles أحب الذهاب إلى الكنيسة إنّها المكان المفضّل لي للقراءة
    Büyük annem ile Kiliseye gitmeyi bıraktım. Open Subtitles لقد توقفت عن الذهاب إلى الكنيسة برفقة جدتي.
    Ama kiliseye gidip bedava peynir vs. almakta bir sakınca görmüyorsun ama... Open Subtitles أنت لا تجدين مشكلة في الذهاب إلى الكنيسة والحصول على الجبنة المجانية
    Ama kiliseye gidip onunla konuşmaya inanmıyorum çünkü Tanrı her yerdedir. Open Subtitles ولكني لا أؤمن بضرورة الذهاب إلى الكنيسة للتحدث إليه لأنه موجود في كل مكان
    Bana göre bir kocaya sahip olmak, kiliseye gitmeye benziyor. Open Subtitles يبدو لي أن إمتلاك زوج يشبه قليلاً الذهاب إلى الكنيسة.
    Bugün kiliseye gitmeye karar verdim de. Open Subtitles حسناً، لقد قرّرت الذهاب إلى الكنيسة اليوم
    Sanırım artık kiliseye gitmek zorunda değiliz. Open Subtitles أعتقد أن هذا يعني أنه ليس علينا الذهاب إلى الكنيسة بعد الآن
    kiliseye gitmek istemiyorum. Rahip bana gıcık kapıyormuş gibi geliyor hep. Open Subtitles لا أريدُ الذهاب إلى الكنيسة أشعر بأن الكاهن يوبخني دائماً
    kiliseye gitmek, İncil'i okumak ve İsa'ya inanmak... Open Subtitles الذهاب إلى الكنيسة وقراءة الانجيل
    Evet ama ben kiliseye gitmek istiyorum. Open Subtitles نعم، ولكني أريد الذهاب إلى الكنيسة
    Küçük bir çocukken gerçekten Kiliseye gitmeyi severdim. Open Subtitles لقد أحببت حقاً الذهاب إلى الكنيسة عندما كنت طفلاً.
    Kiliseye gitmeyi bırakmana asla izin vermememiz gerekirdi. Open Subtitles لن نسمح لك أبداً بأن تتوقفي عن الذهاب إلى الكنيسة
    Tek yaptığı kiliseye gidip durmadan aşk romanı okumakmış. Open Subtitles كل ما كانت تفعله هو الذهاب إلى الكنيسة والانغماس في قراءة الروايات الرومانسية
    Sonra da tüm yapman gereken kiliseye gidip... bir mum yakmak ve aptal bir heykele yalvarmak olacaktı... ve herşey unutulup bağışlanacaktı, değil mi, Anne? Open Subtitles ثم كل ما عليك القيام به هو الذهاب إلى الكنيسة ... یایت شمعة، ونصلي لبعض تمثال غبي ... وكل شيء يغفر وينسى، أليس كذلك يا أمي؟
    Vay! kiliseye gitmeye başlasam iyi olacak. Open Subtitles عليّ مواظبة الذهاب إلى الكنيسة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد