Bunların hepsi, göç etme kararının ürünü olan milyonlarca insandan birkaçı. | TED | هؤلاء جميعًا قلة من ملايين الأشخاص الذين كانوا نتاج قرار الهجرة. |
Ayrıca ilk başta asıl hedef grubumuz olan dirseğin üzerinden kolları kesik kaybetmiş olan insanlarla çalışmamıza devam ettik. | TED | لذا اتجهنا أيضاً إلى الأشخاص الذين كانوا في الأصل محور بحثنا الأشخاص الذين يعانون من بتر في أعلى المرفق. |
Acıkan ve canı acıyan insanlar sıkıntılarını belirtiyorlar, yardıma olan ihtiyaçlarını duyuruyorlardı. | TED | الناس الذين كانوا جوعانين ومصابين كانوا يبثون محنتهم، كانوا يبثون حاجتهم للمساعدة. |
Sarah, seni daha önce takip eden adamlar şu anda kumarhanedeler. | Open Subtitles | سارة ، الرجال الذين كانوا يتبعوننا منذ ساعات هم بالكازينو الآن |
Totem direğinin en altındakiler için değil, ama zincirin her yerindeki kişiler için, cerrahlar dahil bütün bir takım için. | TED | ليس لشعب أدنى على القطب، ولكن للناس الذين كانوا طوال الطريق حول السلسلة، الفريق بأكمله بما في ذلك الجراحين. |
İki adamımızı ve kafesteki o insanları kaybettik. Hepsi öldü. | Open Subtitles | فقدنا رجلين، وأولئك الأشخاص الذين كانوا في القفص، ماتوا جميعًا |
Size emir verebilecek kişilerin isimlerini bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف اسماء الأشخاص الذين كانوا يصدرون لك الاوامر |
Herkesin daha fazla yaratmaktan bahsettiği o altyapı işleri bu insanlar -- sürekli düşüşte olanlar. | TED | وظائف البنية التحتية التي يتحدث الجميع عن إنشائها هي عباره عن هؤلاء الأشخاص. الذين كانوا في تناقص، مراراً و تكراراً. |
Eski ordu yetkilileriyle, eski pilotlarla hatta silahları geliştiren ve bu konuda yardımcı olan bilim adamlarıyla görüşmeler yaptım. | Open Subtitles | لدي المسؤولين السابقين في الجيش والطيارين وأجرت مقابلات مع عدد قليل من العلماء، الذين كانوا نشط في تطوير أسلحة. |
Ben bir şüpheliyim, fakat orada olan herkes de öyle. | Open Subtitles | انا مٌشتبه به وكذلك ايضاً جميع الاشخاص الذين كانوا متواجدين |
Biz,vergi esasının bir parçası olan... ...ve eskiden vergi ödeme yükü bulunan insanlara... ...kapı açan bu sistemleri değiştirmek istiyoruz. | TED | ونريد أن نحول النظم التي تفتح الأبواب للناس الذين كانوا سابقا من الأعباء الضريبية إلى جزءا من قاعدة الضرائب. |
Burada olan eğitimcilerin ne kadar kaliteli olduklarını sizler gördünüz. | TED | لقد رأيت جودة المدرّسين الذين كانوا هنا. |
Eskiden beri esnaf ve teknik tamirci olan insanlar şimdi üreticiler ve çok büyük miktardaki yeniliklerden sorumlular. | TED | الناس الذين كانوا حرفيين و هواة أصبحوا الآن صنّاعا، و مسؤولون على العديد من الابتكارات. |
Bir örnek verecek olursak, en az 6 aylık bir sürede işsiz olan yaklaşık beş milyon Amerikalı var. | TED | لإعطاء مثال واحد فقط، هناك حوالي 5 مليون من الأمريكيين الذين كانوا عاطلين عن العمل لمدة ستة أشهر على الأقل. |
Doğrusu, 1980'lerin sonlarında bütün büyük çeteleri idare eden aynı insanlar Chicago'da bugün yine aynı büyük çeteleri yönetiyor. | TED | فعلاً، نفس الأشخاص الذين كانوا يديرون العصابة في نهاية الثمانينيات هم نفسهم الذين يديرونها الآن. |
Esir edilmiş kişiler, 20'lerinin ortalarına kadar bir sözleşmeli kölelik dönemi yerine getirmeye zorlanmıştı. | TED | أولئك الذين كانوا مستعبدين وقتها كانوا مجبرين على قضاء فترة من العبودية التعاقدية حتى منتصف عشرينياتهم. |
Ama etrafımdaki diğer insanlar korkup, geri çekilmediler bile. | TED | ولكن كان هناك آخرون من حولي الذين كانوا حتى لا يرتعدون. |
Bu sayede gece müdürü sonsuz çoklukta bütün tek sayılı odaları boşaltmış ve bu odalara da sonsuz otobüsten inen insanları yerleştirmiştir. | TED | بهذا يكون قد فرغ كل الغرف اللانهائية ذوات الأرقام الفردية وأعطاها للأشخاص الذين كانوا في الحافلة اللانهائية. |
Bildiğime göre bu prosedürde kişilerin %50'si kalp krizi geçirmiş. | Open Subtitles | كما فهمت أن خمسين بالمائة من الذين كانوا تحت التجربة عانوا من السكتة القلبية أثناء هذا الإختبار |
Ve bizim efendimiz olanlar şimdi bizim hizmetkarlarımız! | Open Subtitles | وأولئك الذين كانوا أسيادنا هم الآن خدَامنا |
Kodesteki diğer herkes gerçekten ceza çekiyordu. Bir arada, domuz gibi yaşıyorlardı. | Open Subtitles | الأخرون الذين كانوا يعملون بالمطبخ كانوا يقومون بالكثير من العمل، ويعيشون كالخنازير |
Ya anahtarı ele geçirdi ya da ona eşlik edenler adamı salıverdi. | Open Subtitles | إما أنه امتلك المفتاح أو أن الأشخاص الذين كانوا يحرسونه سمحوا بفراره |
- Peki bize o zamanlarda burada bulunan cerrahların listesini verebilir misiniz? Bunun için sizi kovamazlar, değil mi? | Open Subtitles | وأنت يمكنك إعطاؤنا قائمة بأسماء الجراحين الذين كانوا هنا خلال تلك المدة أعني لن تطردي من عملك لأجل ذلك |