İçerideki asilzademizi ziyaret etme vakti geldi. | Open Subtitles | . لقد حان الوقت لذهاب إلى نبيلنا الذي في الداخل |
Onların içerideki adamın ben olduğumu düşünmeleri haricinde bu doğru. | Open Subtitles | إلا أنهم تقبلوا فكرة أن الشخص الذي في الداخل هو أنا |
İçerideki herif cinayet şüphelisi. | Open Subtitles | الرجل الذي في الداخل هوَ المشتبهَ الرئيسي |
İçerdeki Profesörümüz, sessiz olup yolculuğun tadını çıkarın. | Open Subtitles | بروفيسورنا الذي في الداخل, الرجاء الهدوء تمتّع بالجولة |
Bizim parti içerdeki partiden daha iyi. | Open Subtitles | حفلنا أفضل من الحفل الذي في الداخل ، أليس كذلك؟ |
İçerideki, her kimsen dışarı çık hemen! | Open Subtitles | أياً كان الذي في الداخل أخرج إلى هنا الآن |
İçerideki adam gizli servisten mi? | Open Subtitles | الرجل الذي في الداخل هو الجاسوس المتخفّي السابق ؟ |
O içerideki dört yıllık üniversiteyi bitirdi ve şunu söylemek gerekir ki gerçekten şüpheliydi. | Open Subtitles | ذلك الفتى الذي في الداخل نجح في اجتياز 4 أعوام بالجامعة وهذا كان في الحقيقة أمرًا مُقلقًا |
- İçerideki adamımız onu kapatabilir. | Open Subtitles | رجلنا الذي في الداخل بإمكانه إغلاق ذلك. |
- Onların içerideki adamı bile olabilir. | Open Subtitles | أعني، ربما يكون... رجلهم الذي في الداخل |
İçerideki adamımız, Maya'nın Scorpions denen birileriyle yolda olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | رجلنا الذي في الداخل يقول أنّ (مايا) في الطريق مع شيءٍ يُدعى (سكوربيون). |
Çünkü senin gördüğün, içerdeki kişiydi. | Open Subtitles | لأنك ما ترينه... هو الرجل الذي في الداخل. |
Loomis Fargo büyük bir depo gibi gözükebilir ama içerdeki tüm para bankaya ait. | Open Subtitles | لوميس فارقو) قد يبدو مستودع كبير ، ولكن) المال الذي في الداخل ينتمي للبنك |
Loomis Fargo büyük bir depo gibi görünüyor olabilir ama içerdeki para bankaya ait. | Open Subtitles | لوميس فارقو) قد يبدو مستودع كبير ، ولكن) المال الذي في الداخل ينتمي للبنك |