Evet, bundan 12 kadar yıl önce senden iki yaş daha küçükken yönetmelik taslağında yaptığım küçük bir hata buldun. | Open Subtitles | أجل وجدت الخطأ الوحيد الذي قمت به أثناء سحب تلك اللوائح منذ 12 سنة مضت عندما كنت أصغر منك بسنتين |
Günümüzde, yaptığım bu video en çok ilgi gören videom. | TED | واليوم، هذا الفيديو الذي قمت به هو الأكثر شعبية. |
Bak hayatım, televizyoncularla yaptığın röportaj. | Open Subtitles | عزيزي، إنه اللقاء الذي قمت به على التليفزيون |
Neyi yanlış yaptım? Yanlış yapmadın. | Open Subtitles | ما العمل السيء الذي قمت به لم تفعلي أيّ شئ سيء |
Ama şunu söyleyebilirim, hükümet için yaptığınız gizli iş, artık gizli değil. | Open Subtitles | لكن قطعًا العمل السري الذي قمت به لصالح الحكومة لم يعد سريًا بعد الآن |
Pek çoğunuz beni radyodan, ve bu yüce cemaat adına yaptıklarımdan tanıyorsunuz. | Open Subtitles | العديد منكم يعرفونني من الإذاعة والعمل الذي قمت به لمصلحة هذه الكنيسة العظيمة. |
Bu arada, umarım Fransız ekibinin iyi görünmesi için yaptığım derin tarihî araştırmayı beğenirsiniz. | TED | بالمناسبة، أرجو أن تكون قد ثمنتم البحث التاريخي العميق الذي قمت به لألمع صورة الفرنسيين. |
Geçen gün sizin için yaptığım şu küçük iş, her şey yolunda mı? | Open Subtitles | ذلك العمل الذي قمت به لأجلك بالأمس هل هو بخير ؟ |
Hepinizi birlikte oynarken görünce yaptığım hatayı anladım. | Open Subtitles | عندما اراكم تلعبون سويا اليوم اري حجم الخطأ الذي قمت به |
O gece hayatımda uçuk bir şey yaptığım tek geceydi. | Open Subtitles | تلك الليلة كانت الشيء الوحيد الجامح الذي قمت به في حياتي |
O zamandan beri yaptığım tüm iyilikler, bu gerçeği silemez. | Open Subtitles | كل الخير الذي قمت به ومنذ ذلك الحين لا يمكن محو هذه الحقيقة. |
Bu Lisa dışında yaptığım en değerli şeydi. | Open Subtitles | انه الأمر الوحيد الذي قمت به ويستحق منذ ليسا |
Boya ve çöple yaptığın o şey, gerçekten iyiydi. | Open Subtitles | هيّا الشيء الذي قمت به بالدهان وغيره , كان حقاً جيداً جلّ ما فعلت هو توجيه |
Aynı geçmiş 3 damata yaptığın gibi. | Open Subtitles | الشيء نفسه الذي قمت به مع السابق رقم ثلاثة |
Kartlarını doğru oynadın, bir kaç aydır yaptığın tüm bu işler.. | Open Subtitles | إذا أحسنت انتهاز الفرص فكلّ العمل الذي قمت به |
Yani istiridye, şehir dizayn projesi gibi bir manifestonun temelini oluşturuyor Bunu New York limanında "İstiridye-tecture" adıyla yaptım. | TED | هكذا كان المحار أساس عرض مشروع التصميم المدني الذي قمت به في ميناء نيويورك ويسمي "المحار، الملمس." |
Fakat ben bir denizaltı gezisi yapabilecek durumda değilim. Özellikle de bugün burada olmam gerektiğini bilirken... Bu yüzden de Körfez'de petrol olup olmadığına bakmak için kendi kendime küçük bir deney yaptım. | TED | ولكني حتما لم استطع الذهاب برحلة بواسطة غواصة للتحقق من هذا خاصة ان المدة التي علمت بها انني مدعو فيها الى هذا المؤتمر وذاك اليوم ولكن الذي قمت به هو تجربة صغيرة لارى ان كان هناك نفط في خليج المكسيك |
Yılın başında yaptığınız bağıştan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أشير إلى التبرع الذي قمت به في بداية السنة. |
Esther teyzeme yaptığınız muhteşem iş için size teşekkür etme şansını bulamamıştım. | Open Subtitles | على العمل الرائع الذي قمت به لعمتي إستر |
Bugün yaptıklarımdan sonra, hak ettim. | Open Subtitles | انظري، بعد الذي قمت به اليوم أظن بأني أستحقها |
İnan bana, yaptıklarımdan sonra kimse ziyaretime gelmez. | Open Subtitles | انه يوم جيد بعد الذي قمت به, لن يقوم أحد بزيارتي . |