"الذي نحن" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğumuz
• bulunduğumuz
• olduğumuzu
• peşimizdeyken

Almak üzere olduğumuz bu hediyeler için şükranlarımızı sunarız Tanrım.
يارب بارك لنا هذا الطعام الذي نحن على وشك تناوله

Arkayı iyice almaya çalış. Ne kadar yüksekte olduğumuz görünsün.
حاولي إظهار مدى الإرتفاع الذي نحن فيه على قدر الإمكان

Yüce Tanrım, yemek üzere olduğumuz yiyecekler için teşekkür ederiz.
إلهي الحبيب، شكرًا على الطعام الذي نحن على وشك تناوله

içinde bulunduğumuz dünya ile ruhlar alemi arasında herhangi bir engelin bulunmadığıdır.
إذا جاز التعبير بين العالم الذي نحن فيه و بين عالم الأرواح

Biz içinde bulunduğumuz yeri ısıtmaya çalışıyoruz, ve bütün ısı pencereden çıkıp gitmeye çalışıyor.
نحن نحاول تسخين المكان الذي نحن فيه، وكل ذلك يحاول الخروج من النافذة.

Gezegenimizin ne kadar özel olduğunu takdir etmeyi öğrenirsek evimize iyi bakmanın önemini, başkalarını bulmayı ve evrenin farkında olduğumuz için bile ne kadar şanslı olduğumuzu, insanoğlu bir süre daha hayatta kalabilir.
وإن تعلمنا كيف نقدر كم هو مميز كوكبنا، وكم هو مهم أن نعتني بأرضنا ونعثر على غيرها، كم هو قدر النعيم الذي نحن فيه حتى نعي ببساطة هذا الكون، قد يعيش الإنسان لفترة.

Polisler peşimizdeyken Van Zant'e savaş oyunu mu oynayacaksın?
فان زانت؟ مع المأزق الذي نحن فيه.. هل تريد اشعال الحرب العالمية الثانية في الشارع مع فان زانت؟

Tanrım, yemek üzere olduğumuz bu harika yiyecekler için sana şükürler olsun.
يا ربّنا العزيز، نشكركَ على هذا الطعام الذي نحن على وشك أكله

Karşı karşıya olduğumuz şeyler, bu hükûmetin ve benim karşı karşıya olduğumuz şeyler...
الوضع الصعب الذي نحن فيه وما تواجه هذه الإدارة، أو ما أواجه أنا

Bu birleşmede biyoloji dünyasından ne yardımcı olabilir, bizi içinde olduğumuz bu "evrimsel budak deliği"nden ne geçirebilir?
ماذا يوجد في عالم الأحياء قد يكون مفيداً في هذه المرحلة، ليعبر بنا من خلال هذا المعبر التطوري الذي نحن فيه؟

1950'den 2050'ye kadar olan yüz yıllık sürece bakarsanız, bu yüz yıllık süreç, tüm dünya şehirlerini inşa ettiğimiz asır; bizim de şimdi tam ortasında olduğumuz.
و إذا نظرت إلى القرن من 1950 إلى 2050 هذا القرن حين نبني كل مدن العالم، القرن الذي نحن في منتصفه الآن.

İçinde olduğumuz kutu, güneş sistemi bir kutu.
هذا الصندوق الذي نحن فيه، النظام الشمسي صندوق.

Çünkü evrende yaşanılabilir olduğundan emin olduğumuz tek gezegen o.
لأنّه الكوكب الوحيد في الكون الذي نحن متأكدين أنّه صالح للحياة.

Bu silah teröründe, potansiyeline sahip olduğumuz değişimin büyüklüğü.
هذا هو حجم التغير الذي نحن قادرون على أن نوجده بخصوص عنف الأسلحة النارية.

Öyle sanıyorum ki, bilinçle içinde bulunduğumuz durumda işte böyle birşey.
حسنا أعتقد أن شيء من هذا القبيل هو الوضع الذي نحن فيه فيما يتعلق بالوعي.

Ama bunun, insan kaçakçılığı açısından içinde bulunduğumuz dağınık ve bitmemiş durumu yansıttığını düşünüyorum.
و لكني أعتقد أنها تعكس حالة الفوضى والوضع غير المكتمل الذي نحن فيه، عنما يتعلق الأمر بالاتجار بالبشر.

Senin gibi kıvrak zekâlı biri... içinde bulunduğumuz karmaşık durumu muhakkak kavrar.
بالتأكيد يستطيع عقلك الحكيم تفهّم الموقف المعقد الذي نحن فيه.

Senin inatçı Fransız beynin içinde bulunduğumuz durumu anlamayı reddediyor.
عقلكِ الفرنسي العنيد يرفض فهـم الموقف الذي نحن فيه

Cinsiyetin problemi, kim olduğumuzu umursamadan nasıl olmamız gerektiğini buyurmasında.
الإشكال مع الجنس، أنه يحدد الحال الذي يجب أن نكون عليه بدلًا من الاعتراف بالحال الذي نحن عليه.