Belki de etrafındaki insanlar, ona, ihtiyacı olan sevgi ve desteği sağlayamıyordur. | Open Subtitles | ربما كان الناس من حوله لا يوفّرون له الحب والدعم الذي يحتاجه |
İyi bir müdürün en çok ihtiyacı olan şey nedir? | Open Subtitles | ما الذي يحتاجه المدير العظيم أكثر من كل ذلك ؟ |
Benjamin, ihtiyacı olan bütün proteini peynir, fasulye ve tofudan alıyor. | Open Subtitles | إنه يحصل على البروتين الذي يحتاجه من الجبن والفاصولياء وفول الصويا |
Çünkü çalışmasında ihtiyacı olan oksijeni almak için mücadele ediyor. | Open Subtitles | لانه يكافح من أجل الحصول على الأكسجين الذي يحتاجه للعمل. |
1995'te bir üniversite öğrencisi olarak, Boston'da çok yoğun bir hastanede hekimlerle aylarımı geçirdim, onlara şunu sordum, ''Hastalarınızın sağlıklı olmak için en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?'' | TED | كطالبة جامعة في عام 1995 قضيت أشهراً أخاطب المختصين في مشفى بوسطن ما الذي يحتاجه مرضاكم ليكونوا بصحة جيدة؟ |
Tüm işi ve turizmi sen ele geçirirsen adam ihtiyacı olan işi yapamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه ان ينجز العمل الذي يحتاجه اذا اخذت كل العمل وتخصم للسياحة |
Bu onun tedavide ihtiyacı olan tek cihaz. | TED | هذا هو الجهاز الوحيد الذي يحتاجه في هذه المهمّة. |
Sonra Alaska teletıp teknolojisini uzmanlara bilgi aktarımında kullanıyoruz, Anuk'a ihtiyacı olan tedaviyi getirecek olan uzmanlara. | TED | ونطبق بعدها تكنولوجيا التطبيب عن بعد الخاصة بألاسكا لنقل البيانات للمتخصصين، الذين يربطون أنوك بالعلاج الذي يحتاجه. |
İhtiyacı olan sevgiyi ona vereceğinizden eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأنكم ستعطونه كل الحب الذي يحتاجه. |
Bu gencin ihtiyacı olan şey soğuk bir duş. | Open Subtitles | الذي يحتاجه هذا الشابِّ هو دُش بارد لمدة طويلة |
Artık ihtiyacı olan tek uzman, iyi bir mezar taşı ustası. | Open Subtitles | المتخصص الوحيد الذي يحتاجه هو خطاط الرخام |
Kapıyı çalmaları ihtiyacı olan tek uyarı | Open Subtitles | يطرقون البابِ أنه التَحذير الوحيد الذي يحتاجه. |
Dr. House'u vakadan uzaklaştırıp, Kenny'nin ihtiyacı olan ameliyatı olmasını sağlayabileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن أن بإمكاني كفّ هاوس عن هذه الحالة ومساعدة كيني في إجراء العمل الجراحي الذي يحتاجه |
Yoksa, bu parayı ihtiyacı olan başka birine verceğim. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، اعطي المال الشخص الذي يحتاجه. |
Takıma, Dom dönene kadar ihtiyacı olan desteği sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول اعطاء الفريق الدعم الذي يحتاجه حتى عودته. |
Her şeyi kendi elleriyle teslim ediyor bu da herkesin ihtiyacı olan bir garanti! | Open Subtitles | يقوم بتوصيل كل شيء بنفسه، وهذا هو الضمان الذي يحتاجه أي شخص |
Bunu yaparsam babam ihtiyacı olan tüm parayı alacak. | Open Subtitles | إن فعلت هذه المهمة ، فوالدي سيكون لديه المال الذي يحتاجه |
Ya ihtiyacı olan silah zaten binadaysa? | Open Subtitles | أقصد، ماذا لو كان المسدس الذي يحتاجه هو بالفعل داخل المبنى؟ |
Umarım ihtiyacı olan yardımı alıp dinlenecektir. | Open Subtitles | ذا، نأمل، سوف يحصل على مساعدة وبقية الذي يحتاجه. |
Sendeki şiddet öğesini ve psiko-seksüel imgeleri ön plana çıkaran vücut sanatı, kaldı ki burada içtiğin sigarayı saymıyorum,küçük bir oğlanı ihtiyaç duyduğu Saçlarımı neden topluyorsun? | Open Subtitles | والصور الجنسية العنيفة على جسدكِ بدون ذكر التدخين.. ليسا بالشيء الذي يحتاجه طفل صغير.. لمَ تأخدين شعري؟ |
Sürülerin ihtiyaç duyduğu otlar yavaşça büyümeye başlıyor. | Open Subtitles | الذي يحتاجه قطعان الصحراء بشدّة، يبدأ بالنموّ |