Benimle Başkanlık Sarayında buluşmanı istiyorum. ve çantamı da oraya getir.. Çabuk ol! | Open Subtitles | اريدك أن تقابليني في الفندق الرئاسي و أسرعي , زانيا في خطر محدق |
Evet, hiç istemememe rağmen her zaman Başkanlık süitine geçiriyorlar. | Open Subtitles | لم أطلب ذلك قط لكنهم يضعونني دوماً في الجناح الرئاسي |
Başkanlık sarayına doğru ilerleyen protestoculara dair bilgisi olup olmadığını sor. | Open Subtitles | اسئله ان كان يعلم شيئًا عن المحتجين المتجهين الى القصر الرئاسي. |
Başkan adayı arkadaşım Donald Greenleaf, senin onuruna... özel bir yemek daveti düzenliyor. | Open Subtitles | الليلة، هناك عشاء خاص على شرفك يستضيفه صديقي المرشح الرئاسي السيد دونالد غرينليف |
Gizli servis onu Oval Ofis'ten alıp bodruma mı attı yani? | Open Subtitles | تقولين أن الجهاز السري أخذها من المكتب الرئاسي ورماها في القبو؟ |
Başkanın Oval ofisinden çıktım ve yürürken bir sonraki Cumartesi gecesini görecek kadar yaşayamayabilirim diye düşündüm.. | Open Subtitles | خرجت من المكتب الرئاسي البيضاوي، وبمجرد خروجي خطر لي أنني قد لا أعيش لأرى ليلة سبت أخرى |
Heliopolis'teki Başkanlık sarayına doğru harekete geçen protestocular olduğu haberini aldık. | Open Subtitles | لدينا أخبار عن متظاهرون في طريقهم إلى القصر الرئاسي في هليوبليس |
Bugün Başkanlık Makamı Özgürlük Madalyası'nı feminist bir ikona veriyorum. | Open Subtitles | و أنا سأمنح وسام الحرية الرئاسي اليوم إلى رمز نسوي |
Başkanlık sarayı da dahil olmak üzere devlet kurumlarının tümü yıkıldı. | TED | المؤسسات الحكومية قطع رأسها، بما في ذلك القصر الرئاسي. |
Bir çoğu Başkan olabilmek için çok genç yaşta. Ama orada sorunları ortaya koyarak, Başkanlık yarışını etkiliyorlar. | TED | كثير منهم من أصغر من أن يخوضوا انتخاباتٍ رئاسية. ولكن من خلال عرض القضايا هناك ، هم يؤثرون على السباق الرئاسي. |
Bu otelin Başkanlık süiti, beyler. | Open Subtitles | هذا فندق دان بوري, الجناح الرئاسي أيها السادة |
Ve bu akşam Başkanlık sarayındaki akşam yemeğinde konuğum olursan onur duyarım. | Open Subtitles | وسأتشرّف بدعوتك، على العشاء الليلة في القصر الرئاسي. |
Kahraman denizcilerinizi tebrik ederim. En azından Başkanlık Sarayına dönüp sizi bu yükten kurtarabilirim. | Open Subtitles | تحياتي لرجال المارينز الشجعان أخيراً ساريحكم من وجودي و أعود إلى القصر الرئاسي |
Onu imzalayacaksın ve sonra Başkanlık kayıtlarına geçirecek olan başsavcıyla dosyalayacaksın. | Open Subtitles | ستوقعينها و ستحفظينها لدى المدّعي العام الذي سيذعن للأمر الرئاسي |
Başkanlık süitinden kaçtıktan iki saat içerisinde kayboldu. | Open Subtitles | خلال ساعتين من الهروب الجناح الرئاسي كان ضائع |
Başkan gerekeni yaptı. Aflarımızı alacağız. Haftanın sonunda almış oluruz. | Open Subtitles | لقد وافقت الرئيسة، وسنحصل على العفو الرئاسي بحلول نهاية الأسبوع |
2015'te, Başkan Obama, Kenya'yı ziyaret etti ve Nairobi'deki belediye binasındaki yemekte akşamın eğlencesi olma zevkine erdik. | TED | في عام 2015، جاء الرئيس أوباما إلى كينيا، وكان لنا شرف أداء الفقرة الترفيهية خلال العشاء الرئاسي الذي حدث في نيروبي. |
Özgür dünyanın lideri Oval ofiste Başkanlık makamında azıcık sarhoş olarak karşında duruyor. | Open Subtitles | قائد العالم الحر يقف على الختم الرئاسي في المكتب البيضاوي، وهو ثملٌ بعض الشيء |
Başkanın ofisi güney duvarları. | Open Subtitles | المكتب الرئاسي يقع أمام الحائط الجنوبي بالمكتب البيضاوي |
Eminim ki Kral dairemizi çok konforlu bulacaksınız. | Open Subtitles | أنا واثق من أنك ستجدين جناحنا الرئاسي مريح جداً |
Burada, bu odaya Kral dairesi derler. | Open Subtitles | ـ الجناح الرئاسي ، هذا مايسمونه هنا |
Bu adamlar, Joseph Galbrain'i Beyaz Saray'a sokmak ve başkanlığın kontrolünü ele geçirmek için kız kardeşimi öldürdüler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال قتلوا أختي لوَضع "جوزيف جالبراين" في المنصب ونيل ثأثير التحكم الرئاسي |
Diğerleriyle buluşup Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yarın bir saldırı planlarız. | Open Subtitles | سأجتمع مع الآخرين في الغد لنخطط لهجوم على القصر الرئاسي |
Ve Bay Nötron'a Başkan dairesini Verin. | Open Subtitles | حتى تكبر اجسامهم واعطي السيد نيوترون الجناح الرئاسي |