| Onlara istatistikleri gösterdikten sonra "Tamam, bütün radyo istasyonlarını, hatta televizyon istasyonlarını kullanabilirsin." | TED | وبعد ان اعطيتهم بعضاً من الاحصائيات وافقوا على اعارتنا جميع محطات الراديو والتلفاز |
| Alışverişe gidip birkaç lamba, radyo ve bunun gibi birşeyler alıcaz. | Open Subtitles | نحن ذاهِبونَ إلى الحجرةِ و نأخذ المصباح و الراديو و الأغراض |
| Bunu radyoda çaldırmanı istiyorum. DJ'lere kendi ellerinle vermelisin onu, anladın mı? | Open Subtitles | أريدك أن تذيعي الشريط في الراديو يمكنك أن تفعلي هذا بنفسك أتسمعيني |
| Televizyonumuz sadece DVD oynatıyor ama Radyoyu bir kontrol edelim. | Open Subtitles | حسنا، لدينا تلفاز ولكن نستخدمه فقط لدفيدي ربما نجرب الراديو |
| Görev başında uyuyan bir telsiz operatörüne vurduğum için atıldım. | Open Subtitles | أنا مأمور لضرب مشغل الراديو الذي سقط نائماً في موقعه |
| Fotoğraf makineleri, kısa radyo frekans kodları verildi ve öylece gönderildiler. | Open Subtitles | اُعطوا كاميرات وشفرات محطات بث الراديو القصيرة وببساطة أرسلوهم إلى الشرق |
| Biraz da radyo tecrübem var. Hindistan'da radyo işi yapabilirim. | Open Subtitles | أنا أيضا عملت لدي راديو سأعمل أي وظيفة بمحطة الراديو |
| Ama senin şu aptal radyo programın biraz gelir elde ettiği anda, bana tüm borcunu geri ödemeni istiyorum. | Open Subtitles | ولكنى سأقول لك ماذا اتوقع اتوقع ان تدفع لى بالكامل وقتما تعود ايها الحثاله ذميم المؤخره مذيع الراديو السخيف |
| Ben de severim. radyo dinlerken zamanın nasıl geçtiğini unuturum. | Open Subtitles | أنا أيضا أقوم بقضاء معظو وقتى فى الأستماع الى الراديو |
| Kendi enerjimiz üretmeyi ve radyo dalgaları üzerinden haberleşmeyi başardık. | Open Subtitles | تمكنّا من إنتاج الطاقة الخاصة بنا والتواصل عبر موجات الراديو |
| Taşların arasında etkili olan kısalan bir radyo dalgası şablonu. | Open Subtitles | إنه قصور متسلسل في نمط موجات الراديو معاكسة بين الأحجار |
| Hadi ama bu gerçekten iyi. radyoda bunun gibisi yok. Yok! | Open Subtitles | هيا بحقك, هذه أغنية جيدة حقاً لايوجد شيء كهذا على الراديو |
| Ondan değil. Her gün radyoda çalacak bir şeyler bulmak zorundayız. | Open Subtitles | لا, بل كأننا يجب ان نضع هراء على الراديو كل يوم |
| KR: Radyoyu aç. Diskoya git. | TED | كاتي ستون: شغل الراديو. موسيقى البوب داخل المرقص. |
| Kenyalılara, Kenya'nın çeşitliliğini duyurmak için Radyoyu kullanabiliriz. | TED | نستطيع استخدام الراديو لمساعدة الكينيين للاستماع للتنوع في كينيا. |
| Kaptan, telsiz'den Vossler, efendim. Nefes almaya başladı. Çok çok yakınız. | Open Subtitles | كابتن ، أنا فوسلر سيدي أعتقد أنني على وشك إصلاح الراديو |
| Ben bir telsiz operatörüyüm ve sanırım bir soygun gerçekleşmek üzere. | Open Subtitles | نعم أنا ُمشغل الراديو , وأعتقد أنه هناك عملية سطو تنفذ |
| radyodan dinlemek istersen yedinci yarış 4:30'da başlayacak. | Open Subtitles | السباق السابع يبدأ الساعة 4: 30 إذا أردت أن تتابعه على الراديو |
| Uçağı ve telsizi kullanırsam sen ne yapacaksın? | Open Subtitles | تريدني الطيران وأن أعمل على الراديو ؟ وماذا أنت ؟ |
| Bunu radyonun menzilini bildirmek için söylüyor. | Open Subtitles | ليس حقيقيا , الغرض هو اعلامك بمجال موجات الراديو |
| Onlara telsizden ulaşamıyoruz ve sinyallerini de yarım saat önce kaybettik. | Open Subtitles | لا نستطيع التقاطهم على الراديو وفقدنا إشارتهم منذ حوالي نصف ساعة |
| Radyodaki herif 1 dereceye kadar düşeceğini söyledi. 1 derece. | Open Subtitles | المُذيع في الراديو يقول أن الحرارة ستنخفض إلى 34 درجة. |
| Büyükannem bütün gün dişlerini radyoya tıkırdatırdı. | Open Subtitles | وجدتي دائما ما تطقق أسننها على أنغام الراديو طول اليوم |
| Spitter bizimle geliyor. Ana telsize git ve birilerini yakalamaya çalış. | Open Subtitles | سبيتر سيأتي معنا، اذهبي إلى الراديو الرئيسي وحاولي التقاط أحد ما |
| Haklısın. telsizle ara onları. Gübre çuvallarını boşaltınca dönüp onları alacağımızı söyle. | Open Subtitles | تكلم على الراديو قل لهم أننا سنعود لنقلّهم بعد أن نوصل الحثالة |
| İşe yaramazsa, telsizin başına gidip onları burada olanlarla ilgili uyarırız. | Open Subtitles | و لو لا ، يمكننا أن نستعمل الراديو لنحذرهم بالخارج هناك |
| Önemli biri şarkılarımı duyabilir, ve gelecek ay radyolar şarkılarımı çalabilir. | Open Subtitles | شخص ما مهم سيسمع أغنياتى والشهر القادم شخص ما اخر قد يغنيها فى الراديو |
| Örneğin civar çıkışlardaki kızlar hakkında telsizde bir şey duyduklarında | TED | مثل سماع حديث على الراديو عن بنات متواجدين في شوارع قريبة. |