ويكيبيديا

    "السئ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kötü
        
    • berbat
        
    • yazık
        
    • kötüyü
        
    Sıradan şeyler var: kötü kokan kıyafetler ve yavan yiyecekler. TED لدينا المشاكل الإعتيادية: الملابس ذات الرائحة الكريهة او الطعام السئ
    "Ama Bay Tribbiani bu yapımdaki en kötü şey değil." Open Subtitles و لكن مستر تريبيانى ليس الشخص الوحيد السئ فى المسرحية
    Amerika'yı kötü bir gelecek bekliyor ve sen bu zavallı neslin bir parçasısın. Open Subtitles أعتقد ان امريكا تخبئ مستقبل سئ لك وانت جزء من هذا الجيل السئ
    Evet, ve kötü kişi ona kendini sabah çok kötü hissettirecek. Open Subtitles نعم، وأنا أراهن بأن جانبها السئ سوف يشعر بالسوء في الصباح
    İşte bu yüzden ayrıIdım. Senin için kötü hissetmeye başlamıştım. Open Subtitles . لهذا غادرت . بدأت أشعر بهذا الشعور السئ لك
    Türk insanları bunun kem gözlerden ve kötü talihten koruduğuna inanır. Open Subtitles الأتراك يعتقدون أنها تحميهم من عين الشيطان أو من الحظ السئ
    kötü DNA etkilediği hücrelerin yüzeyinde bir tür protein oluşturur. Open Subtitles الحمض النووي السئ يصنع بروتين نادر على سطح الخلايا المتضررة
    kötü DNA etkilediği hücrelerin yüzeyinde bir tür protein oluşturur. Open Subtitles الحمض النووي السئ يصنع بروتين نادر على سطح الخلايا المتضررة
    Dürüst olmak gerekirse, bu tarz detayları sormak için kötü bir tavır. Open Subtitles و لأكون صريحاً فمن السئ أن تقومي بالسؤال عن مثل هذا التفصيل
    Asıl kötü haber; bu gidişle annemin yanına taşınacak olmam gibi görünüyor. Open Subtitles حسناً , الخبر السئ يجعل الأمور تبدو وكأنني سأعود وأسكن مع أمي
    Tek ortak noktamızın bir seri katil olması çok kötü. Open Subtitles من السئ ان كل ما نشترك به هو قاتل متسلسل
    Sanırım hepimiz farkındayız ki sahip olduğun tek şans, kötü şans. Open Subtitles اعتقد اننا متأكدين ان الحظ الوحيد الذي لديك هو الحظ السئ
    Duygusal çöküntünün hep haddinden fazla uyuşturucu ve kötü aşçılıkla olabileceğini hayal ediyorum. Open Subtitles دائماً تصورت أن الوصول للقاع بشكل أسوأ. مثل الكثير من المُخدرات والطبخ السئ
    Bunu görecek tek kişinin ben, köpeğim ve sen olması çok kötü. Open Subtitles من السئ جداً أن الوحيدان الذين رأوها على كلبي و الأن أنت
    Belki de kimin iyi, kimin kötü olduğunu öğrenmemiz gerekiyorsa? Open Subtitles ‫مثل , ربما ‫يجب علينا تميز ‫الشخص الجيد من السئ
    su laf sokma isine senden çok çalismama ragmen kötü hisseden yine benim. Open Subtitles أبذل جهداً أكثر منك بكثير فى هذا الكلام السئ وأنا التى يتأذى مشاعرها
    Niye? Karını doğmadan önce görmek kötü şans getirir diye mi? Open Subtitles لماذا، لأنه من الحظ السئ أن ترى زوجتك قبل أن تولد؟
    Bu kötü çocuğu diğer kötü çocuk beraber gün boyunca test ettim. Open Subtitles لقد كنت أجرب هذه السيارة الرائعة مع هذا الفتى السئ طوال اليوم
    Çin'in kötü davranışını eleştirmek yerine batı, kendi siyasi ve ekonomik sisteminin nasıl en üstün olduğunu gösteriyor olmalıdır. TED بدلا من انتقاد الصين بسبب السلوك السئ يجب على الغرب ان يظهر كيف ان نظامهم السياسي و الاقتصادي هو الاكثر تفوقا
    Engelli olmak kötü bir şey değil ve sizi özel kılmaz. TED انه ليس بالشئ السئ ولا يجعلك استثنائياً.
    Yarın kuzeyden yeni bir sıcak ve berbat hava akımı gelecek. Open Subtitles غدا سيكون فرصة لأستمرار الطقس السئ الطقس المزعج القادم من الشمال
    Daha işe yarar bir şey görmemeniz yazık, mesela onu bulabileceğimiz bir adres gibi. Open Subtitles حسناً من السئ أنك لم ترين شيئاً أكثر نفعاً ،كعنوان أين قد نجدها
    Sakın ondan daha iyi olduğumu söyleme. kötüyü bırakıp, iyiyi almamı da söyleme. Open Subtitles لا تقولي لي أنني أفضل منه لا تقولي لي خذ الجيد و اترك السئ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد