| Yoluma kırmızı halı sermezler. Evet, iskambil... | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم سيفرشوا السجادة الحمراء لى |
| Kanser de kırmızı halı da bana vız gelir. | Open Subtitles | سأركل مؤخرة السرطان ومؤخرة تلك السجادة الحمراء |
| kırmızı halıda bir gösteri yapmaya ne dersiniz bakalım? | Open Subtitles | هل يافتيات تريدون بالفعل الظهور على السجادة الحمراء? |
| Şekil, ağırlık, berraklık. Kimse benim mücevherlerimi takmadan kırmızı halıda yürümez. | Open Subtitles | لا أحد يمشي السجادة الحمراء بدون تصميماتي |
| - Kız direğin üstünde. Haydi kırmızı halıyı sallayalım. | Open Subtitles | إنها على العامود دعينا نمشي على السجادة الحمراء |
| Bunları üretebiliriz, bu Kırmızı halıdan biraz daha büyük bir alanda, bir haftada yaklaşık 20 milyon tane üretebilirim. | TED | نستطيع أن ننتجه في مساحة أكبر قليلًا من هذه السجادة الحمراء. بإمكاني أن أنتج 20 مليون بعوضة في الأسبوع. |
| Çalıştığım kulüplerden başla, "Carson and Carson to Fox" gündüz şovum, bir Emmy ödülü sonra da kırmızı halıya kadar. | Open Subtitles | للانتقال من النوادي إلى كارسون وكارسون إلى فوكس وعرضي الخاص في النهار وجائزة الايمي وبعد ذلك على السجادة الحمراء |
| Perdeden önce saat 7 gibi kokteyl alırız hem de Kırmızı halının, paparazzilerin ve en azından bir heyecanlı alkolizm ve finansal çöküş hikâyesinin olduğu yerde. | Open Subtitles | كما يفعل كثير من الناس في بروكلين سنشرب بعض المشروبات قبل فتح الستاره في الساعه السابعة حيث سنجد عند السجادة الحمراء مصوروا الفضائح وعلى الأقل |
| kırmızı halı üzerine kötü bir perukla çıkamam. | Open Subtitles | انصت, لا استطيع ان اكون على السجادة الحمراء بشعر سيء, هل تفهم؟ |
| Bu gece kırmızı halı partisi var. | Open Subtitles | فالليلة سيكون هناك حفل راقص كبير على السجادة الحمراء |
| İlk gelenler şovu, ön-kırmızı halı, gelenler, kırmızı halı, röportajlar, pist görüntüleri moda görüntüleri, son-kırmızı halı, ve son röportajlar özetleri. | Open Subtitles | وبرنامج ما قبل وصول النجوم وبرنامج ما قبل السجادة الحمراء وبرنامج وصول النجوم وبرنامج السجادة الحمراء |
| Efendim, bu akşamki programınızla alakalı olarak öncelikle kırmızı halı var ardından yabancı konuklarla kokteylde tanışma. | Open Subtitles | سيدي، بخصوص جدول الليلة إنها السجادة الحمراء ومن ثم الإختلاط إنتهاءاً بحفلة المشروبات |
| - Eminim kırmızı halı sererler. | Open Subtitles | أنا واثق من أنهم سيقوموا ببسط السجادة الحمراء |
| Ama dün akşam kırmızı halıda çırılçıplak dururken, o heriflerin çığlık attığı bir sürü poz verirken düşünecek vaktim oldu. | Open Subtitles | الليلة الماضية عندما كنت عارية على السجادة الحمراء أقوم بالاوضاع التي اهتاج عليها الرجال لقد فكرت بالفعل .. |
| Bilirsin, onunla kırmızı halıda yürüyen ve hava alanında kavga eden kız. | Open Subtitles | تعلمين, تلك التي تمشي معهم علي السجادة الحمراء وكذالك التي تتشاجر معهم في المطار |
| Jenny Humprey, Kızıl Baron Chuck Bass'in kollarında kırmızı halıda görüldü. | Open Subtitles | كشف في السجادة الحمراء جيني همفري بين يدي البارون الأحمر، تشاك باس |
| kırmızı halıda yanımda olmanı istediğim için arıyorum. | Open Subtitles | أتصل بكِ لأنني اريدكِ أن تكوني بجانبي على السجادة الحمراء |
| Hatta, bu kırmızı halıyı bile Ateş Ulusu'ndan ithal ettim. | Open Subtitles | حتى السجادة الحمراء مستوردة من أمة النار |
| kırmızı halıyı serin buyur gel Hollywood'lu! | Open Subtitles | إفرشوا السجادة الحمراء ما الذي تفعله هنا؟ |
| Kırmızı halıdan yürüyeceğim ama filme girmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً, سأذهب الى السجادة الحمراء ثم سأذهب الى السينما |
| Eğer onunla Kırmızı halıdan geçip hâlâ birlikteymiş gibi davranmayı kabul edersen K.C.'ye istediği flaş reklamı verebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أعطاء كاي.سي القنبلة الأعلامية التي تريدها اذا كنت تستطيعين مشي السجادة الحمراء معه فقط مثلي أنك لازلتم مع بعضكم |
| Bayanlar ve baylar, kırmızı halıya hoşgeldiniz. | Open Subtitles | إنه قادم, رجاءً رحبوا على السجادة الحمراء |
| - "Kırmızı halının tadını beğendim" de. | Open Subtitles | -نعم -قل انك تحب أكل السجادة الحمراء |