ويكيبيديا

    "السحب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bulutlar
        
    • bulutların
        
    • bulutları
        
    • bulut
        
    • çekici
        
    • Çek
        
    • çekme
        
    • bulutlara
        
    • Çekmeye
        
    • çekmek
        
    • sürükleme
        
    • draft
        
    • bulutun
        
    • sis
        
    • buluttan
        
    Sonra bir gürleme duyarsınız ufukta kanserli bir sis ve kara bulutlar toplanır. Open Subtitles وبعدها يتهدم كل شيء ثم تأتي السحب السوداء وكأنه السرطان , يأتي إلينا
    Onu çevreleyen bulutlar atomun tek elektronunun dolaşmasına izin verilen alandır. Open Subtitles السحب التي تحيط بها هي العوالم التي يجوبها إلكترون الذرة الوحيد
    2009 yılındaki Cebeli Tarık Boğazı geçişinizi izledik orada kontrolü kaybedip bulutların içine ve daha sonra da okyanusa daldınız. TED ب.ج. : لقد رأينا عبور 2009 فوق مضيق جبل طارق عندما فقدت التحكم ثم غطست في وسط السحب وفي المحيط.
    Ve böylece insanlar bulutları araya giren şeyler olarak düşünüyorlar. TED ولهذا ترتبط السحب عند الناس بفكرة كونها أشياء تعترض الطريق.
    Kuru hava teleskoplar için çok elverişli, ve ayrıca, bulut örtüsü dağın zirvesinin aşağısında böylece teleskoplar 300 gün bulutsuz gökyüzüne hakim olabiliyor. TED والهواء الجاف مناسب جدا للتلسكوبات، وكذلك، غطاء السحب هو أدنى من قمة هذا الجبل بحيث يكون للتلسكوبات حوالي 300 يوما من السماء الصافية.
    Bir çekici ve hatta bizi kasabaya götürecek bir taksi çağırmam lazım. Open Subtitles أعتقد أنني يجب أن أتصل بشاحنة السحب وربما سيارة أجرة لتأخذنا للمدينة
    Yan kısımlarda gördüğünüz bulutlar aslında karbondioksit yoğunluğunun gerçek zamanlı veri gösterimi. TED السحب التي في الجوانب هي في الحقيقة تمثيل صوَري حي للبيانات لكثافة ثاني أكسيد الكربون الذي أطلقناه.
    Ve bu topluluk insanlara şunu hatırlatmak için var oldu: bulutlar, haklarında sızlanılacak şeylerden değillerdir. TED والجمعية موجودة لتذكير الناس بالفكرة التالية: السحب ليست أمرًا ينبغي أن يتذمر الناس منه.
    Bu bulutlar her yeri bombalıyorlar, fakat buradan, aşağıdan, incelikle, yavaş yavaş hareket ediyor gibi görünüyorlar tıpkı diğer çoğu bulut türü gibi. TED تمر هذه السحب بانفجارات، ولكن هنا من أسفل، تبدو وكأنها تتحرك برشاقة وبطء، مثل معظم السحب.
    bulutlar doğanın görüntüsünün en eşitlikçi varlıklarıdır, çünkü hepimiz çok güzel, inanılmaz bir gökyüzü manzarasına sahibiz. TED السحب هي أكثر عروض الطبيعة تكافؤًا لأننا جميعًا لدينا منظر رائع للسماء.
    Sen bana durmadan hatırlatana kadar, renklerin, bulutların falan hiç farkında değildim ben. Open Subtitles انت تعلم, لم الاحظ الالوان ابدا, السحب وتلك الاشياء حتى بدأت تذكرني بها
    En son 1924'te Everest dağının zirvesinin yakınlarında bulutların arasında kaybolurken görülmüştü. TED في عام 1924 شوهد آخر مرة يختفي بين السحب بالقرب من قمة ايفرست.
    Şu bulutları menevişleyen boz çizgiler de günün müjdecileri. Open Subtitles وهذه الخطوط الرمادية التي تشق السحب هي بشائر النهار
    Uçağın, bulutları yararak giden kanatlarını ve kokpit penceresinden gördüğü göğü hatırlıyor. Open Subtitles يتذكر الأجنحة وهي تمر عبر السحب ويتذكر نظرته للسماء من خلال نافذة قمرة القيادة
    Bunun yoğunlaşma katmanına girip çıkan düz bir bulut tabakası olduğunu biliyor muydunuz? TED هل تعلم أن هذه هي الصحيفة المستمرة من السحب التي تغطس داخلة و خارجة من طبقة التكاثف؟
    Ve bunun nedenini size bazı favori bulut türlerimi göstererek açıklamak istiyorum. TED وأود أن أوضح لكم السبب بمساعدة بعض أنواعي المفضلة من السحب.
    O çekici birazdan dönüp arabanızı çeker. Open Subtitles شاحنة السحب ستذهب لألتقاط سيارتك خلال وقت قصير ماذا عن بقية متعلقاتى ؟
    Özür dilerim Bay Delko, ama Çek hesabınızdan çok fazla para çekilmiş. Open Subtitles " حسناً أنا آسف سيد " ديلكو لكن حساب تحققك مفرط السحب
    Bu çekme işlemi, kılcal hareket de denilen suyun temel bir özelliğiyle desteklenir. TED وهذا السحب معزز بخاصية أساسية للماء تسمى الخاصية الشعرية.
    Buradaki kim hatırlamaz ki, çocukken bulutlara bakarak onlarda şekiller bulduğunu? TED من منكم لا يتذكر، حسنا، كيف كان يتأمل السحب ويجد أشكالا عندما كان طفلاً،
    Avazı çıktığı kadar bağırıyordu ben de daha sert Çekmeye başladım. Open Subtitles و كانت تصرخ بصوت عالي و استمريتُ في السحب بشكل أقوى
    Aynı gün, ben Belize'de uygun kimlik ve şirket belgeleriyle parayı çekmek için ortaya çıkarım. Open Subtitles في اليوم نفسه سأظهر في بيلز بالهوية الصحيحة وسأجرى المعاملة ليتم السحب
    Todd'un yarasından kan aktığını biliyoruz ama sürükleme izlerinde kan damlası yoktu. Open Subtitles ونحن نعلم تود أنزف، ولكن لم تكن هناك قطرات الدم في جميع أنحاء علامات السحب.
    Bu iki aydır üzerinde çalıştığımız draft analizi. Open Subtitles هذا السحب الذي كنا نعمل عليه في الأسبوعان الماضيان
    Bir bulutun altındaki küçücük bir renk izi bile onları bilgilendirebilir ve en hassas doğrulukla yön bulmalarına yardım edebilirdi. TED وحتى التغير البسيط في ألوان السحب في السماء يمكنها ان تدلهم وتساعدهم على الابحار بدقة
    Bunlar saçak buluttan daha nadir bulutlardır. Ama çok da nadir değiller. TED حسنًا. هذه السحب أكثر ندرة من سحب القزع ، ولكنها ليست نادرة إلى هذه الدرجة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد