ويكيبيديا

    "السكاكين" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bıçak
        
    • bıçakları
        
    • Bıçaklar
        
    • bıçaklardan
        
    • bıçakların
        
    • bıçaklı
        
    • bıçakla
        
    • bıçağı
        
    • bıçaklara
        
    • bıçaklarla
        
    • bıçağa
        
    • bıçağın
        
    • bıçaktan
        
    • bıçaklarda
        
    • bıçaklarını
        
    Öldürmek için genellikle sessiz bir alet; çekiç, bıçak veya balta kullanmakta. Open Subtitles طريقة الموت كانت بآلة صامتة مثل المطارق ، و السكاكين و الفؤوس
    Keskin bir bıçak gibi cümleleri fırlattın, ama bedelini ödemelisin. Open Subtitles أن تلقي الجمل كما تلقي السكاكين ولابد أن تدفع الثمن
    Kadınlar testereyle ikiye bölmeye ve üstlerine bıçak atmaya yarar. Open Subtitles ،السيّدات هنّ اللاتي نقوم بنشرهن لنصفين و نرمي السكاكين عليهن
    En kaliteli çatal ve bıçakları ısmarlayacaksın. Open Subtitles أنتِ المسؤولة عن إختيار أجود السكاكين والشوك الذهبية
    Hiç bir şey hissetmeyen, bıçakları, ateşi, hiç bir şeyi hissetmeyen bir at. Ve seni yılanlarla buluyorum. Open Subtitles لا يخاف من السكاكين أو الشعلات ، أو أي شيء وفجأة أجدك مع الثعابين
    Ancak seni harcamak için çıkacak Bıçaklar için... sana ben bile yardım edemem. Open Subtitles لكن السكاكين ستظهر حالما تخطئين وفي ذلك الوقت حتى أنا لن أستطيع مساعدتكِ
    Eğer emrinizde kalmalarını istiyorsanız onlara ellerini o uzun bıçaklardan çekmelerini söylersen iyi olur. Open Subtitles اذا اردت ان يبقوا في خدمتك اخبرهم ان يبقوا اياديهم بعيدا عن هذه السكاكين الطويلة
    Bu bıçak gösterisiyle, mecazi olarak yeni kitabımın kurdelesini kesmiş olacağımı düşündüm. Open Subtitles لقد توقعت ان هذه السكاكين ستكون مجازياً كـ قص الشريط لكتابي الجديد
    Peki ya bir bıçak eksildiğinde bana ne yapacaklar dersin? Open Subtitles وإذا علموا بفقدان إحدى السكاكين ماذا تتوقعين بأنه سيحصل لي؟
    Sonra yaşlı kadın elinde bir bıçakla bana doğru geldi. Keskin, paslı bir bıçak. Daha önce hiç su ya da güneş yüzü görmemiş gibiydi. TED أتت المرأة تجاهي حاملة سكينا صدئت واحدة من السكاكين الحادة، برتقالية المظهر، لم ترى الماء أو ضوء الشمس من قبل
    Düz, keskin köşeler bıçak ağzı gibi. TED الأسطح الحادة المسطحة تشبه انصال السكاكين.
    Çatal ve bıçak daha uygun olmaz mı sizce? Open Subtitles ألا تعتقد بأن السكاكين والشوك أكثر ملائمة لهم؟
    Yüksek dereceli sesler beynimi bıçak gibi kesiyor. Open Subtitles أى أصوات مبالغ فيها تكون مثل السكاكين التى تتقطع فى رأسى
    bıçakları ve geri kalanları. Open Subtitles احضر كل ما تريده من الخارج السكاكين و ما يلزم
    - Bu bir yanlış anlama. - bıçakları yere at! Yapamam. Open Subtitles هناك فقط سوء فهم - ضع هذه السكاكين علي الارض -
    bıçakları at, ellerini kaldır. Open Subtitles ألق بهذه السكاكين و إرفع ذراعيك في الهواء
    Bir çok kişinin evinde Bıçaklar testereler ve ipler bulunur. Open Subtitles الكثير من الناسِ لديهم السكاكين والمناشير والحبال فى منازلهم
    Bana kalırsa, şu öldürücü bıçaklardan biri. Open Subtitles أقول ,و هذا تخمين خبير بهذا الشأن بأنها كانت واحدة من تلك السكاكين القاتلة
    O zaman o korku filmi için yapılan bütün bıçakların izini sürmeliyiz. Open Subtitles ثم نحن بحاجة لتعقب كل السكاكين التي تم قدمت لهذا فيلم رعب.
    Silahlı ve bıçaklı 6 kişi uçağı ele geçirdi. Open Subtitles هناك ستة ارهابين مسلحين بالمسدسات الألية و السكاكين و يختطفون الطائرة
    bıçağı bir insanın göğsünde bırakmak hiç doğru değildi. Open Subtitles ليس لطيفاً أن تترك السكاكين في صدور الناس.
    Uçakta bıçaklara, silaha, bombalara müsaade edilmediğini bilmiyorsun da. Open Subtitles لاتعرف ان بالطائره السكاكين, الاسلحه, القنابل غير مسموح
    Ve yap-bozun son parçasını yerine koymanın ödülü ucu bıçaklarla dolu bir çeşit mızrakla öldürülmek. Open Subtitles والمكافأة لوضع أخر قطعة باللغز أن تُخوزق من قبل حشية دائرية من السكاكين
    Çelik yelek bıçağa karşı işe yaramaz. Open Subtitles السترة المضادة للرصاص . عديمة الفائدة ضد السكاكين
    Duvar dolusu bıçağın kanıt sayılacağını sanmıyorum, ama ürkütücü olduğu kesin. Open Subtitles لا أعلم إن كان حائطٌ من السكاكين يعتبر دليلاً و لكنه مخيف بالتاكيد
    Bunlar kaptan köşkündeki bıçaktan alınan örnekler. Open Subtitles هذه مسحاتَ أَخذتْ مِنْ السكاكين على الباخرة بمنامِ.
    Çatal bıçaklarda cila bıraktı ve heykeli karıştırdı. Open Subtitles لقد ترك المنظف على السكاكين و بدل الصيني
    Bütün mutfak bıçaklarını eve getir. Open Subtitles إحضري جميع السكاكين الموجودة هنا للبيت الكبير

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد