İyilerle kötüleri ayırt etmek her zaman o kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ليس دائما بتلك السهولة أن نميزّ الأشخاص الجيدون من الأشخاص السيئين |
Fakat gerçekten bu kadar kolay değil, iyi bir hikaye. | TED | و لكنها ليست بهذه السهولة, أن تكون بأكملها سعيدة. |
Sanırım "mama" olmak kolay değil. | Open Subtitles | أظن أن ليس من السهولة أن تكون المرأة أمًا |
Gerçek bir erkek bulabilmek kolay mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه من السهولة أن تجد رجلاً حقيقياً |
Antrenörlük kolay sanıyorsan, mikrofonla ülserimi değiştireyim. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أنه من السهولة أن تكون مدرباً سأعطيك قرحتي مقابل الميكروفون الذي معك |
Antrenörlük kolay sanıyorsan, mikrofonla ülserimi değiştireyim. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أنه من السهولة أن تكون مدرباً سأعطيك قرحتي مقابل الميكروفون الذي معك |
Kodeste seni mahvetmeleri çok kolay. | Open Subtitles | فى غاية السهولة أن تتركهم يحطمونك فى السجن |
Üzüntünü gizlemek asla kolay bir şey değildir. | Open Subtitles | ليس من السهولة أن تخفي حزنك وتبتسم ، أليس كذلك |
Yaşadıklarımızdan sonra pes etmek, ümidimizi yitirmek çok kolay olurdu. | Open Subtitles | .. بعد ما مررنا به كان من منتهى السهولة أن نستسلم ونفقد الأمل |
Bir şeylere heyecanlanmak pek kolay değildir. | Open Subtitles | أتعلم، ليس من السهولة أن تتحمس بخصوص هذه الأشياء |
Ne zaman arkadaş, ne zaman anne olacağını kestirmek o kadar kolay değildir. | Open Subtitles | إنه ليس دائما بهذه السهولة أن تكوني صديقة و عندما تكني أماً. |
Çok kolay. Ölmek çok kolay. | Open Subtitles | تعرف , انه شيء سهل انه شيء بغاية السهولة أن تسقط قتيلا |
Bir hayâlin peşinden koşmak için bu adayı terketmek kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهولة أن تترك المنطقة، لتحقق حلمُك |
O kadar kolay mı unutacağını sanmıştın abi? | Open Subtitles | أتعتقد أن الأمر بتلك السهولة أن يدعك تذهب ؟ |
Lütfen af buyurun Siz yokken tam anlamıyla geçinip giden bir aile için, dönüşünüzle tüm o normallik değiştiği için normallik duygusuna dönmek o kadar da kolay değildir. | TED | من فضلكم اغفروا لنا عند عودتك إلى أسرتك التي تدير أمرها كليًا بدونك، والآن لدى عودتك، ليس بتلك السهولة أن تنخرط في الشعور بالحياة الطبيعية، لأن كل شيء طبيعي قد تغير. |
Birini öldürmenin ne kadar kolay olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف كيف من السهولة أن تقتل شخصا |
Ama banliyölerde kaçmanın kolay olmadığını fark etmesi uzun sürmedi. | Open Subtitles | ... لكن كما أكتشفت قريبا أنه ليس بتلك السهولة أن تتسلل في الضواحي |
Ama bu gibi durumda gerçeği söylemek çok da kolay değil. | Open Subtitles | لكنه... ليس بتلك السهولة أن تقول الحقيقة حول شيء مثل هذا، أتعرف؟ |
Bunu onlardan almak çok kolay oldu. | Open Subtitles | كان الأمر في غاية السهولة أن تأخذوه منه |
Bunu almak kolay olmamıştır. | Open Subtitles | لم يكون من السهولة أن تأتين إلى هنا |