ويكيبيديا

    "السّاعة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • saat
        
    • saatte
        
    • saati
        
    • saatten
        
    • saattir
        
    • saate
        
    • yönünde
        
    • 'da
        
    • 'te
        
    • sabah
        
    • sekizde
        
    Hepinizin, tüm ekipmanınızla birlikte saat 6.30'da burada olmasını istiyorum. Open Subtitles أريدكم جميعاً هنا ومعكم الأغراض اللازمة , قبل السّاعة السّابعة
    Tree King rapor veriyor, 470 m. saat 10 yönünde. Open Subtitles ملك الشجرةِ ، ذكر في 470 متر في السّاعة العاشرة
    Ama, iyi yanından bakınca, ...saat 12:001'de bütün donutların fiyatı yarı yarıya düşüyor. Open Subtitles ولكن من الجانب الإيجابي، في السّاعة الـ12: 01 كلُّ الحلويّات أصبحت بنصف الثّمن.
    Kaç adam gitti bilmem, saatte ortalama altı tane olmalı. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ كم عدد الرجالَ، المتوسط ستّة في السّاعة.
    Google ve YouTube'un hâlihazırda benzer sistemleri var ve saat başı 100.000 içerik kaldırma talebi alıyorlar. TED جوجل ويوتيوب لديهم نظمٌ شبيهةٌ بالفعل، ويستقبلون مئة ألف بلاغٍ في السّاعة الواحدة.
    saat üçte ofisime gelsin. Open Subtitles عِنْدَهُ يَجيءُ إلى مكتبِي في السّاعة الثّالثة.
    Ya saat üçte burada olacak, ya da herşeyi unuttun. Open Subtitles فقط يَحْصلُ عليه هنا مِن قِبل السّاعة الثّالثة اليوم أَو يَنْسي الشيء بأكملهَ.
    Burada bir saat içinde ölebilecek insanlar var. Open Subtitles عِنْدَنا اناسُ سَيَمُوتونَ في أقل مِنْ السّاعة.
    - Bir buçuk saat oldu. Ne yapıyorlar? Open Subtitles لقد مضت حوالي السّاعة و نصف أظلّوا يشاهدون مثلّجاتهم و هي تذوب؟
    Bir saat sonra gelebilir misin? Open Subtitles أَحتاجُ وقتَ أكثرَ بهذا الموضوعِ. يُمْكِنُ أَنْ تَرْجعَ في السّاعة و نِصْف؟
    Henry Bowers bu hafta her gün okuldan sonra bir saat fazla kalacaksın. Open Subtitles هنري،ممكن تَبْقى السّاعة بعد المدرسةِ كُلّ يوم هذا الإسبوعِ.
    biz saat bir de kolejde olmak zorundayız. Open Subtitles يجب أن نقابلها في الكليّة في السّاعة الواحدة.
    şimdi saat 3'tür. o arkadaşının partisine gideceğini söylemişti. Open Subtitles السّاعة الأن الثالثة. كان يجب أن تذهب إلى حفل صديقها.
    Piliç alarmı , saat iki yönünde. Ne fıstık ha! Open Subtitles انتبه للانذار، السّاعة الثّانية ياله من عرق سوس
    saat üçte ofisime gelsin. Open Subtitles عِنْدَهُ يَجيءُ إلى مكتبِي في السّاعة الثّالثة.
    Ya saat üçte burada olacak, ya da herşeyi unuttun. Open Subtitles فقط يَحْصلُ عليه هنا مِن قِبل السّاعة الثّالثة اليوم أَو يَنْسي الشيء بأكملهَ.
    Rüzgâr hızının saatte üç ila beş mil olduğu anlaşılıyor. Open Subtitles مينز، الريح تَتحرّكُ في ثلاثة إلى خمسة أميالِ في السّاعة.
    Son teslim saati öğleden sonra 4 olan günlük bir gazete. TED إنها جريدة يومية مع موعد نهائي للتوزيع محدد في السّاعة الرّابعة صباحا
    Bir günlük ihtiyaçtan fazla. Bir saatten fazlasına gerek olmayacak. Open Subtitles أكثر من يوم نحن لَنْ نَحتاجَ أكثر مِنْ السّاعة.
    Bir buçuk saattir kımıldayan olmadı. Open Subtitles لم يتحرّك منهم من مكانه أحدٌ لما يقارب السّاعة و نصف
    Debra ve çocuklar bir saate evde olacaklar. Open Subtitles تعال. ديبرا والأطفال سَيصْبَحُ بيتاً في السّاعة.
    Gibson ne dedi ? Emri çıkarmışlar. İçeri 9:30 da gireceklermiş Open Subtitles الشيء الذي أخبره لي جيبسن أن لديه الأمربالدْخولَ في السّاعة التّاسعة:
    Bir tanık 612 no'lu odadan sabah 4'te kavga sesleri geldiğini söyledi. Open Subtitles الشاهد سَمعَ مقاومة في الغرفةِ 612، حول السّاعة الرّابعة هذا الصباحِ.
    saat sekizde 45 Dunstan Sokağında. Open Subtitles السّاعة الثّامنة في 45 شارع دنستون. - انها ستكون حفله لطيفه جدا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد