ağ örgüsündeki düğümler sistemin parçalarıdır ve etkileşimler de bağlantıları oluşturur. | TED | العُقد في الشبكات هي مكونات النظام والروابط تُعطى من خلال التفاعلات. |
Böylece sizlere bu örgütsel ağ adalarından örnekler verdim ama ağlar sadece büyük olduklarında ilgi çekici hale gelirler. | TED | بالتالي هذه الأمثلة التي ضربتها لكم هي هذه الجزر من الشبكات المتداخلة. والشبكات مثيرة للإهتمام إذا كانت هي كبيرة. |
Yani aslında gerçekten olan şey, sosyal ağlar ve gerçekte zamanlı teknolojiler bizi geçmişe götürüyor. | TED | ما يحدث فعلا هو ان الشبكات الاجتماعية والتكنولوجيات الانية تاخذنا للوراء. |
Görünen o ki, bilgisayarlar görüntü tanımada sinir ağları gibi algoritma öğrenen makineler sayesinde, hızla daha iyiye gidiyorlar. | TED | وكما تبيّن لاحقًا، فإن أجهزة الكمبيوتر تصبح أفضل في التعرف على الصور بفضل خوارزميات تعلم الآلة، مثل الشبكات العصبية، |
Eğer sosyal ağların üst lineer eğimi üzerinden konuşursak, birim başına daha fazla demektir, teori der ki; hayatın hızı artar. | TED | إذا كانت هذه هي الشبكات و تدرجها الخطي الفائق اكثر للفرد الواحد في هذه الحالة النظرية تقول أنك زدت تسارع الحياة |
MRI çalışmaları, ilgili ağı saptamak için umut verici bir yoldur. | TED | تُعدّ دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي وسيلة واعدة لتحديد مواقع الشبكات المعنيّة. |
Piyasadaki indirme hızı en fazla olan ağ modeli üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن التغيير والتبديل وحدة الشبكات لجعل سرعة التحميل أسرع في السوق. |
Hiç bir bilgisayar programı böyle karmaşık ağ formlarını yer çekimiyle birlikte dizayn edemezdi. | TED | ولم يكن هناك برنامج يمكنه ان يعزل و يدرس كل تلك الشبكات المعقدة ويشكلهم ويدرسهم تبعا للجاذبية الارضية |
Çünkü artık hepimiz dijital, ağ bağlantılı bir çağda yaşıyoruz, hepimiz ardımızda kayıt bırakıyoruz. | TED | لأنه في العصر الرقمي الذي نعيش فيه الآن, في عصر الشبكات, نحن جميعاً نترك سجلاً. |
Yani fiziğin bu konudaki eşitliği; karmaşık ağ sitemleri, karmaşık sistemler alanının çalışma konusudur. | TED | فما تمثله المعادلات للفيزياء، هو ما تمثله الشبكات المعقدة لدراسة الأنظمة المعقدة. |
Bu sebeple Apple şunu dedi: "Bu konum verileri sizin hakkınızda değil bulunduğunuz bölgedeki kablosuz ağlar hakkındaki konum verileriydi." | TED | لذلك أبل ردت بقولها هذه لم تكن معلومات موقعية عنك كانت معلومات موقعية عن الشبكات اللاسلكية في المكان الذي كنت فيه |
Açık bilgiyi inanılmaz buluyorum. Açık ağlar bilgi kaynaklarının temeliler. | TED | المعلومات المفتوحة شيء رائع، الشبكات المفتوحة عنصر أساسي. |
Sizi normal uykuya yatkınlaştıran, size normal uyku sağlayan sinirsel ağlar ile normal zihin sağlığı verenler örtüşüyor. | TED | الشبكات العصبية التي تتيح لك النوم العادي، تعطيك النوم العادي، وتلك التي تعطيك الصحة النفسية العادية متداخلة. |
Neden insanların sosyal ağları böyle düzenli bir örgüye benzemez? | TED | لم لا نشكّل شبكات إجتماعية بشرية تظهر بشكل الشبكات المعتادة؟ |
Ama parmaklarının arasında bir yerde örümcek ağları olduğuna emindim. | Open Subtitles | ولكن كنت متأكد من يمكن أن أشعر الشبكات بين أصابعه. |
Tüm yayın ağları peşimdeydi ve farkı gazetelerden isteklerim vardı. | Open Subtitles | كل الشبكات تطاردني و تلقيت طلبات عديدة من صحف مختلفة |
Ve şehirler arası ağların tümü tek bir amaç taşır, insanlığın 21. yy'daki bir numaralı önceliği: sürdürülebilir şehirleşme. | TED | وجميع هذه الشبكات التي بين المدن مكرسة لغرض واحد، الأولوية رقم واحد للبشرية في القرن ال21: هي التحضر المستدام. |
Childress, bir tür sinirsel iletişim ağı üzerinde çalıştığını mı söylemişti? | Open Subtitles | كانت جلدريس تقول انها كانت تعمل على نوع من الشبكات العصبية |
kanallar, aramaların gizli numaradan yapıldığını söylüyor. | Open Subtitles | الشبكات تقول ان المكالمات اتت من رقم محجوب |
Sosyal ağlara doğru hareket ettiğimiz için onlar tehlike altındalar. | TED | لقد أصبحت مهددة بالإنقراض لأننا بدأنا بالتوجه نحو الشبكات الإجتماعية. |
Evet, hatlar neden meşgul bi,liyormusunuz çünkü herkez sevdiklerini arıyor, | Open Subtitles | نعم .. اتعلموا لماذا كل الشبكات مزدحمة لان كل شخص يتصل بحبيبة |
Finans komitesiyle ben konuşayım. kanalları ikna edebilirim. | Open Subtitles | اجعلني في اللجنة المالية سوف أحدث فرقاً مع الشبكات |
Resmi görevleri siber terörizme karşı hassas devlet ağlarını gözlemleyip korumak. | Open Subtitles | دورهم الرسميّ هو مراقبة وحماية الشبكات الدقيقة للحكومة ضد الإرهاب الإلكترونيّ. |
Dark webde trafiğini görünce sen olduğuna emin bile olamadım. | Open Subtitles | لمّا لاحظت حركتك على الشبكات القاتمة، لم أكُن موقنة حتّى أنك نفس الشخص. |
Bu şeyler kanallarda hep olur ama sadece esilirler ve siz onları görmezsiniz. | Open Subtitles | لا هذه.. هذه الأمور تحدث طوال الوقت على الشبكات, انهم فقط يقطعونها |
Artı, yüksek fiyat önerip bir de medya'da düşman kazandın. | Open Subtitles | بالإضافة، بعرضك مبلغا أكبر فقد جعلت الشبكات أعداءا لك سلفا |
Çatlak çalışması, ince ağlardan oluşan çatlaklar, soldaki, ah. | Open Subtitles | وعمل الشقوق ,لعمل هذه الشبكات الدقيقة والشقوق ,اه, اليسرى. |
Biz bilginin de ağlarda nasıl yayıldığını biliyoruz. | TED | نعرف كذلك الكثير عن كيفية انتشار المعلومات عبر الشبكات. |