| Affedersin, Çin cep telefonu pazarına giremeyen tek kişi kimdi? | Open Subtitles | ومن الشخص الوحيد الذى يستطيع ادخال الهاتف المحمول الى الصين؟ |
| Bazen bunun farkında olmayan tek kişi senmişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | أحيانا أعتقد أنه أنت الشخص الوحيد الذى لا يعرف هذا |
| Ölümün Gölgesi'yle karşılaşıp da sağ kalan tek kişi sensin. | Open Subtitles | لقد كُنت الشخص الوحيد الذى وقف ضد ظل الظلام والموت. |
| Hasta olduğu zaman, kendini daha iyi hisseden tek insan. | Open Subtitles | هو الشخص الوحيد الذى اعرفه الذى يشعر بأنه أفضل عندما يكون مريضا |
| Sen benim buralarda... kaybetmesine izin vereceğim tek kişisin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذى لن استطيع تحمل فقدانة |
| Ayrıca kendi kendine konuşma olayını yapabilen tek kişi ben olduğuma göre iyileşip iyileşmediğini söyleyebilecek tek kişi benim. | Open Subtitles | بالاضافه الى الجنون الذى اقوم به بتحدثى الى نفسى انا الشخص الوحيد الذى يمكنه معرفة ما اذا كانت بخير |
| Gücü kullanabilen tek kişi o. | Open Subtitles | وهى الشخص الوحيد الذى أستخدم هذا القوه .. مع ذلك |
| 1953'te buradan canlı ve akıl sağlığı yerinde olarak çıkmayı başaran tek kişi bendim. | Open Subtitles | انا كنت الشخص الوحيد الذى خرج من هنا حيا وعاقلا عام 1953 |
| - Dedi ki, konuşabileceği tek kişi senmişsin. - Teşekkürler. | Open Subtitles | - لكنه أخبرنى انك الشخص الوحيد الذى سوف يتحدث معه |
| Burada başarı basamaklarını inen tek kişi sizsiniz. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذى ينزل من على سلم النجاح؟ |
| Oradan kaçan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الذى فرّ دائماًّ من هناك. |
| Johnny'yi düzenli olarak gören tek kişi Coney lsland'daki Madam Zora isimli falcıymış. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذى كان جونى يراه بإنتظام كانت قارئة كف فى جزيرة كونى و تدعى مدام زورا |
| Onunla buluşacağımı bilen tek kişi sendin. | Open Subtitles | كنت أنت الشخص الوحيد الذى كان يعلم أننى سأرى توتس |
| İçinizde halka açık yerde bana ateş etmeyecek tek kişi o. | Open Subtitles | انه الشخص الوحيد الذى لن يطلق النار فى مكان عام |
| Hayatta korktuğu tek insan karısı Lutetia. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ الشخص الوحيد الذى يخاف منه هى زوجته لاتيشيا |
| Kız arkadaşından ayrıldığından beri yanında gördüğüm tek insan sendin. | Open Subtitles | أنظرى, الشخص الوحيد الذى شاهدت هذا الرجل يخرج معه, ماعدا صديقته, كان انتى. |
| Yanında kendim olabildiğim tek kişisin. | Open Subtitles | أنتِ الشخص الوحيد الذى أكون على طبيعتى معه |
| - Onunla işi olan bir tek Copper' dı. - Bekle bir dakika! | Open Subtitles | كوبر هو الشخص الوحيد الذى لة علاقة بهذا انتظر لحظة |
| Görmem gereken tek kişiyi görüyorum zaten. | Open Subtitles | انا الان ارى الشخص الوحيد الذى احتاج رؤيته. |
| - O zaman bu da doğru değil. Bunu yıkayabilecek tek kişinin LaTour olduğu doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحا ان الشخص الوحيد الذى كان فى امكانه غسل الكأس, هو لاتور ؟ |
| Onlar, o dağa tırmanan ilk kişilerdi. Yalnız başına o dağa, tek o tırmandı. | Open Subtitles | لقد تسلقوه بالفعل وهو الشخص الوحيد الذى يمكنه تسلّقه بمفرده |
| Bayan Luckner, bunu bize söyleyebilecek tek kişisiniz. | Open Subtitles | مسز لوكنر ، أنت الشخص الوحيد الذى يمكنه أن يخبرنا |
| Bana bir şeyler ifade eden tek insanı yanımdan uzaklaştırdın. | Open Subtitles | لقد قتلتى الشخص الوحيد الذى كان يهمنى. |
| Ve sen, tekrar görmek istediğim tek insandın. | Open Subtitles | وكنت الشخص الوحيد الذى كنت أريد رؤيتك مره أخرى |
| Bu blokta kablolu tv için para ödeyen tek adam benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الوحيد الذى دفع لقاء محطات الكيبل فيهذاالحي. |