yelken balıkları üstün yırtıcılardır, onları tehdit edebilen pek yoktur. | Open Subtitles | السمك الشراعي مفترسون كبار، قليلٌ ما يهدّدهم. |
Beslenen kuşlar onları yelken balıklarına götürdü. | Open Subtitles | تقودهم الطيور المتغذّية إلى السمك الشراعي. |
Annen televizyondaydı, yelkenli gemiyi görmeliydin. | Open Subtitles | أمك ظهرت في التلفاز، واستطعتُ رؤية القارب الشراعي. |
Bir yer hayal edin, komşularınız çocuklarınızı isimleriyle selamlıyor, görkemli manzaraları olan bir yer, sadece 20 dakika araba sürüp yelkenli teknenizi suya koyabileceğiniz bir yer. | TED | تخيلوا مكانا يحيّي فيه الجيران أبناءكم بأسمائهم مكانا تحيط به مشاهد خلابة؛ مكانا يمكنك القيادة فيه لمدة 20 دقيقة وتضع مركبك الشراعي على الماء. |
Altı yıl sonra, lra'nın önünde "Üzeri Püsküllü At Arabası"nı söylüyorsunuz. | Open Subtitles | بعد 6 سنوات تغني (القارب الشراعي) في حضور (آيرا)! |
Spor okullarının ihbarları sayılmaz. | Open Subtitles | مدارس الطيران الشراعي لا تعد |
Gençliğini kovalamak, spor bir araba almak ya da planörle uçmak yerine, yaratıcılığınla ölümsüzlüğü arıyorsun. | Open Subtitles | ماعدا، أنك بدلاً مِنْ أنْ تطاردَ شبابَكَ بشراء سيارة رياضية أَو تَذْهبُ بالطيران الشراعي خلدت إرادتك من خلال الإبداعِ |
Çok hoş olurdu. Yamaç paraşütü madalyamın yanında güzel görünürdü. | Open Subtitles | سيكون هذا جميلاً، سيبدو جيداً بجوار وسام الطيران الشراعي |
Meksika'daki Yucatan yarımadasını çevreleyen sular yelken balıkları için bereketli bir avlanma bölgesidir. | Open Subtitles | المياه قبالة جزيرة "يوكاتن" في "المكسيك" أرض صيد غنيّة للسمك الشراعي. |
Ama Rick, yelken balıkları burnunun dibinde sardalya üstüne sardalya kaparken kendine hakim oluyor. | Open Subtitles | لكن يتماسك "ريك" عندما يصيد السمك الشراعي سردينة تلو الأخرى أمامه مباشرة. |
Ortaokul öğrencileri ile gençlere uygun parklar tasarlamaya çalıştığımızda, serbest paraşüt ve yelken kanat resimleri çizdiler (Kahkahalar) ve tramplenden kocaman köpük çukurlara atlama resimleri. | TED | عندما عملنا مع طلاب المرحلة المتوسطة لتصميم متنزهات صديقة للمراهقين، رسموا صورًا للقفز بالمظلات وللطيران الشراعي. (ضحك) وللقفز من الترامبولين إلى حفر كبيرة مملوءة بالرغوة. |
yelkenli, günler önce gitmiş olabilir. | Open Subtitles | أعني، ربما غادر القارب الشراعي منذ أيام |
yelkenli gemimden vazgeçmemi istemek gibi bir şey bu. | Open Subtitles | وكأنكِ تطلبين مني التخلي عن مركبي الشراعي! |
yelkenli Altın Diş'le tanış. Charlotte Amalie bandıralı. | Open Subtitles | ها هي مركب "ناب الذهبي" الشراعي قادمة من "شارلوت أمالي" |
- "Üzeri Püsküllü At Arabası." | Open Subtitles | -القارب الشراعي) ) |
Spor okullarının ihbarları sayılmaz. | Open Subtitles | مدارس الطيران الشراعي لا تعد |
Yamaç paraşütü madalyan mı var? | Open Subtitles | هل لديك وسام جدارة للطيران الشراعي ؟ |