Ve, su gibi, herhangi bir kuralda çatlaklar bulacaklar. | TED | انهم كما الماء يمكنها ان تجد الشقوق على الفور في اي حزمة من القوانين |
Empati ve eşitlik arasındaki uçurum kolektif bütünlüğümüzü oluşturan çatlaklar kadar net değildir. | TED | الهوة بين التعاطف والإنصاف لا يمكن سبر غوره مثل الشقوق التي تترك علامة على نزاهتنا الجماعية. |
Gece olduğunda bazı tuhaf canlılar çatlaklardan çıkar ve resifin üzerinde dolaşırlar. | Open Subtitles | عندما يحل الليل تتسلل بعض المخلوقات الغريبة خارجة من الشقوق وتتسلق الشعاب المرجانية |
Organdan uzak ve organın bağlanma noktasına yakın doğrultuda olan kesikler testere hareketiyle oluşmuş. | Open Subtitles | اتجاهية الشقوق تشير حركة في اتجاهات كل من القاصي والداني اقتراح نشر. |
Bütün bu buz, çatlak ve sırtlarla birazcık Kuzey Kutbunu andırıyor. | Open Subtitles | يبدو كل هذا الجليد وكأنه القطب الشمالي بكل هذه الشقوق والمرتفعات |
Anladım. Bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı. | Open Subtitles | فهمتها ، نوعاً ما من الزلازل والبركاين أحدث تلك الشقوق ؟ |
Ve bu sadece önemli kırılmalar değil: Küçük çatlaklar da tehlikeli olabilir. | TED | والكسور الكبيرة ليست فقط ما يهم الشقوق الصغيرة يمكن أن تكون بذات الخطورة. |
Bu betonda, küçük çatlaklar bile çeliği aşındıran ve yıkıcı çöküşe neden olan su, oksijen ve karbondioksiti kanalize edebilir. | TED | في هذه الخرسانة، حتى الشقوق الصغيرة قد تمرر الماء، الأكسجين، وثاني أكسيد الكربون الذي يتلف الحديد فيؤدي إلى انهيار كارثي. |
çatlaklar kapandığında bakteri veya mantarlar bir kez daha spor yapar ve hareketsizleşir. çatlaklar tekrar oluştuğunda yeni bir iyileşme döngüsüne başlamaya hazırdır. | TED | حين تغلق الشقوق بإحكام، البكتيريا أو الفطريات ستصنع بذور وتعود للسبات مجددًا مستعدة لتبدأ دورة جديدة من الإصلاح الذاتي عندما تتشكل الشقوق مجددًا. |
Onu inceliyorlar, çatlaklar için kontrol ediyorlar, delme zararı, kıymıklar, çentikler için. | TED | ويقومون بفحصها .. وتدقيق الشقوق التي تعتريها بسبب الحفر و الاحتكاك |
Geleneksel gruplar, çatlaklardan sıvışanları barındırmaz. | Open Subtitles | اولئك الذين يمرون عبر الشقوق هم الذين لا تتقبلهم المجموعات المختلفة |
...ahlâksızlığın neden olduğu çatlaklardan onları duyulabiliriz. | Open Subtitles | من خلال الشقوق التي صنعتها الأعمال الوحشية ، والعنف والظلم |
Tüm bu kesikler kusursuz şekilde aynı açılar ile aşağı doğru hareket etmişler. | Open Subtitles | كل هذه الشقوق يظهر حصولها بأسلوب تنازلي بنفس الزاوية بدقة |
Ortaya çıkan sonuç; sol koldaki kesikler ile göğüsteki kesiklerin... arasındaki boşluklar birbirine eşit. | Open Subtitles | يبدوا لو كان هناك مساحات بين الشقوق على الذراع اليمنى فسوف تساوي بين الجروح في منطقة الصدر |
Ezilmekten ve yırtıcılara yem olmaktan kurtulabilecekleri çatlak, oluk ve delikleri tercih ediyorlar. | TED | و يفضل الشقوق والأخاديد والحفر حيث يكون بمأمن من أن يتم دهسه أو أكله من كائن مفترس. |
Şimdi gerçekten iyice derine inersek, çatlakları görebilirsiniz. | TED | الآن وفقط للذهاب عميقا، يمكن فعلا الوصول إلى الشقوق. |
Richard, mercan resifleri yok olmadan bizi bilim için belgesel çekmeye teşvik etti. | Open Subtitles | ريتشارد أصر فقط على توثّيق الشقوق المرجانية في فلم للعلم قبل أن يختفوا |
Richard dünyanın her yerinde mercan resiflerinin nasıl öldüğünü ve bunun ne kadar korkutucu oranda olduğunu bize gösterdi. | Open Subtitles | ريتشارد عرض لنا كيف الشقوق المرجانية تموت والنسبة خطيرة في كافة أنحاء العالم |
Başucuna o kadar çok çentik atıyor ki koca yatak kürdana döndü. | Open Subtitles | لديها الكثير من الشقوق على أعمدة السرير لها، تم اختيارهم من شبه صولا الى مسواك. |
Bu fay hatları sayesinde sürükleniyorlar. Kendi dünyalarından yola çıkıp, boşluktan geçip dünyanıza ilerliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتسربون من الشقوق من عالمهم ويعبرون الفراغ إلى عالمكم |
Su bu küçük çatlaklara girdiğinde, betonun kalsiyum oksitini nemlendirir. | TED | عندما تدخل المياه لهذه الشقوق الصغيرة ترطب أكسيد الكالسيوم للخرسانة. |
Osuruk, memeler, kıç çatalı! | Open Subtitles | الفقاقيع، المؤخرات، النهود، الشقوق. |
yarıklar suya dalıp araştırma yapmak için yeterince geniş. | Open Subtitles | حتى الآن، اتّسعت الشقوق بما يكفي لهم ليغوصو ويبحثو عنهم |
Şu yarıklara bak, bu lastikler nereden baksan 25 yıllık. | Open Subtitles | إنظر إلى هذه الشقوق هذه الإطارات عمرها أكثر من 25 عاماً |
Buradaysa her bir elektron her bir parçacık ekrana çarpmadan önce tek tek yarıklardan geçiyor. | Open Subtitles | ولكن هنا، كل إلكترون على حدة، كل جسيم يمر وحده من خلال الشقوق |