ويكيبيديا

    "الشكل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şekilde
        
    • böyle
        
    • şekil
        
    • kadar
        
    • gibi
        
    • öyle
        
    • şekli
        
    • halde
        
    • çok
        
    • şeklinde
        
    • hale
        
    • şeklin
        
    • şeklini
        
    • şekilli
        
    • şekle
        
    Bunu bir çok farklı şekilde gördünüz,... ...ama belki de bunu hiç görmediniz. TED لقد رأيتم هذا في أشكال مختلفة ، ولكن ربما لم تروا هذا الشكل
    Bunu bir tek şekilde dizayn edebilirdik, ya da muhtemelen inşa edebilirdik, bu da formun kalkülüs temelli tanımlamasını kullanarak. TED والآن ، فإن الطريقة الوحيدة التي يمكن أن نصمم ذلك، أو ربما بناءه، هي باستخدام حساب التفاضل والتكامل لتعريف الشكل.
    öyleyse izin verin size hayata ne şekilde baktığımı anlatayım. TED لذا دعوني اخبركم اني اليوم انظر الى العالم بهذا الشكل.
    Eğer benim odam böyle gözükseydi, annem beni üç gün odama hapsederdi. TED إذا كانت غرفتي في منزلي بهذا الشكل لكانت أمي حبستني ثلاثة أيام
    Bu, çok sevdiğim bir şekil. Bradley, Petrie ve Dumais. TED هذا الشكل الذي أحبه : برادلي و بيتري و دوماي
    Hangi fiyattan olursa olsun, hiç bir reklam, zekice hazırlanmış pazarlama kampanyası bu kadar fazla iyi niyet yaratamaz veya üretemezdi. TED ولا يوجد أي كم من الدعايا أو حملة تسويقية بارعة مهما كانت تكاليفها تستطيع أن تنتج تلك الإرادة القوية بهذا الشكل
    Her zamanki gibi, tasarımcılar olarak bu pompayı inanılmaz derecede güzel tasarlamak istedik ve buna çok vakit harcadık. TED ومرة أخرى ، كالمصممين ، أردنا جعل هذا شيء بالغ الجمال وقضينا الكثير من الوقت في التفكير في الشكل.
    Burası insanların bu şekilde davranmak için gittikleri bir yer mi? Open Subtitles هل هناك مكان يتعلمون فيه الناس كيف يتصرفون بهذا الشكل ؟
    Daha önce hiç bir kızı o şekilde fondip yaparken görmemiştin. Open Subtitles أجل, لم يسبق لك رؤية فتاة تسكر بهذا الشكل من قبل.
    Eğer bir daha ellerini Clare'e bu şekilde sürersen, seni affetmem! Open Subtitles إذا حاولت وضع يديك على كلير بهذا الشكل أنا لن أسامحك
    Ya da seni nasıl bulduklarını. Normalde bu şekilde saldırmazlar. Open Subtitles او كيف علموا بك هم عادة لا يهجمون بهذا الشكل
    Beni bu şekilde buraya getirmen, zalim ve alışılmadık bir ceza. Open Subtitles ،إنه عقابٌ قاسٍ وغير إعتيادي . بأن تعيدني هنا بهذا الشكل
    Aynı şekilde ve boyutta. Ne diyorsun, babası mı yapmıştır? Open Subtitles نفس الشكل ونفس الحجم، ماذا كان يعمل الوالد كما قُلتي؟
    böyle bir kararı onun gibi kaslı ve kalın kulaklı birine mi bırakacaksın? Open Subtitles هل ستاخذ القرار بهذا الشكل بمثل هذا الرجل ذو العضلات والاذن العريضه ؟
    Bana evlenme teklifi etti. Bunun böyle olmasını senin istediğini söyledi. Open Subtitles وقد طلب منى الزواج وقال انك تريد هذا ايضا بهذا الشكل
    En son Doğu'ya geldiğimden beri böyle bir yatak görmemiştim. Open Subtitles لم أرّ سرير بهذا الشكل منذ آخر مرّة أتيت للشرق
    Buradaki şekil sadece matematiksel bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. TED حصلنا على هذا الشكل فقط من تمرين في الرياضيات البحتة.
    Genellikle öyle davranmam ama analık içgüdüsü ne kadar güçlüdür bilirsin. Open Subtitles لا أتصرف بهذا الشكل عادة لكن تعلمون كم غريزة الامومة قوية
    Uzak atalarınız o şekli sevmişlerdi ve onu yapabilmek için gerekli olan beceride güzelliği görmüşlerdi; bu sevgilerini kelimelere dökemeden önce bile. TED أحب اجدادكم القدماء هذا الشكل و وجدوا الجمال في الحرفة التي تتطلب صنعه حتى قبل ذلك كان بمكنهم التعبير عن حبهم بالكلمات
    Atın simetrik biçimini elde etmek çok zor oldu çünkü atı şaha kalkmış halde yapıp ona hareketli bir görüntü vermek istiyordum. TED كان الحصول على الشكل المتناسق للحصان صعبا جدا لأنه حصان ركوب فأردت أن يكون متبخترا وأن يبدو وكأنه في نوع من الإنفعال.
    Ayrıca kurbanın göz çukurunun üçgen şeklinde olduğunu da tespit edebildim. Open Subtitles و قد تمكنتُ من تحديد أنّ مدار عين الضحية مثلث الشكل
    Bu da belli bir elmasın ne hale geleceğini oluştuğu yerdeki basınç, ısı ve kimyasal çevre faktörlerine bağlı olarak şekillendirir. TED إن الشكل الذي تغدو إليه ألماسةً ما يتوقف على الظروف التي تنمو بها، بما فيها الضغط، الحرارة، والبيئة الكيميائية.
    Bu şekildeki her nokta çok karmaşık ve güzel şeklin simetrisine tekabül eder. TED كل نقطة في هذا النمط يقابله شكل معادل.. في هذا الشكل المعقد والجميل.
    Sanırım, ilk kez -- dantelin, bacağa şeklini verdiği bir protez yaptık. Normalde bacağın dantele bir form vermesini beklersiniz. TED صنعنا الساق الأولى، أعتقد، حيث يحدد الرباط محيط الساق، بدلًا من أن تعطي الساق الشكل للرباط.
    Çinliler, tuhaf şekilli bu kayalara çok düşkünler ve onlara hayali isimler takmışlar. Open Subtitles الصينيون مولعون بالصخور الغريبة الشكل وسمي العديد من الصخور بأسماء غريبة أيضا
    Bunu yaptığımda araştırmalarım, aslında güneş fırtınalarının kendine özgü bir şekle sahip olduğunu ve güneşten uzaklaştıkça bu şeklin değiştiğini gösteriyor. TED ونتيجة لذلك فقد أظهر بحثي، أن العواصف الشمسية لها شكل عام، وهذا الشكل يتطور كلما تحركت تلك العواصف بعيدًا عن الشمس.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد