Adam yavaş yürüyordu. tanık sandalyesine bile birinin yardımıyla gelebildi. | Open Subtitles | لقد مشى ببطء واحتاج لمساعدة حتى يصل إلى كرسي الشهود. |
Denver"da tanık kürsüsünde dururken soruların hepsini bu yüzden anımsayamamıştım. | Open Subtitles | لذلك لم أتذكر كا ما سألوني في منصة الشهود بدينفير |
Tamam, öğrenci yok, tanık yok. İkinci koma: Anlat bakalım. | Open Subtitles | .حسناً، لا وجود للطلاب، ولا الشهود .كلمني عن الغيبوبة الثانية |
Tanıklar, saldırganın otuz yaşına yakın, çekici bir sarışın olduğunu belirtti. | Open Subtitles | وصف الشهود القاتل بأنة أمرآة شقراء جذابة فى العشرين من عمرها |
O sabah, yatak odasından çıktıktan sonra kardeşimle konuşmuş olan tanıkları dinleyin, Kardinalim. | Open Subtitles | لنسمع الشهود الذين تحدثوا مع أخى فى صباح اليوم الذى غادر به مخدعه. |
Suç mahalinin yakınında bile değildi, nasıl bir tanık olabilir ki? | Open Subtitles | أنه لم يكن بالقرب من مسرح الجريمة أى نوع من الشهود.. |
Bütün tanık olayını biliyormuş fakat daha fazla anlamalarına kadar gidip söylememiş. | Open Subtitles | يعرف مسألة الشهود لكنه لا يريد إعلام الرؤساء قبل أن يعرف المزيد |
Avukatlarım senin isminin de savcının tanık listesinde olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبرني المحامين بأن اسمك قد ظهر على لائحة الشهود |
"tanık raporunda bölgede pazar gecesi silah sesleri duyulduğunu yazıyor." | Open Subtitles | الشهود يقولوا انهم سمعوا اطلاق نار يوم الاحد منتصف الليل |
tanık koruma programı için para harcaması için resmen yalvardım. | Open Subtitles | ترجّيتُه أن يصرف أموالا وأن يجعل من حماية الشهود أولويّةً |
Bir tanık, ifadesinde soygundan birkaç dakika sonra sırt çantalı ve motosikletli bir adamın yanından hızla geçtiğini söylemiş. | Open Subtitles | و احد الشهود قال انه رأى رجل على دراجة نارية يحمل حقيبة ظهر مسرعا بعد دقائق من عملية السطو |
Denedim, ama biliyorsun ki tanık koruma programında olmam... işimi zorlaştırıyor. | Open Subtitles | حاولت, لكن تعرفين .. كوني في برنامج حماية الشهود يجعلني قلق |
Bölge vekili hiçbir şekilde tanık sandalyesine bir keşi almayacaktır. | Open Subtitles | محال أن يضع المدّعي العام مدمن مخدّرات على منصّة الشهود |
Tüm bildiğim, şimdiden öldürdüğü Tanıklar var. Seni öldürmeye geliyor. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انه قتل كل الشهود وهو قادم لقتلك |
Morgda bir ceset var ve Tanıklar seni katil olarak teşhis etti. | Open Subtitles | لدينا جثة في المشرحة وكثير من الشهود يمكنهم التعرف على هويتك كقاتل |
Şef, görgü tanıkları kızları merdivelerde ve tuvaletin dışında gördüklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | يا رئيس، الشهود رأوا مراهقات خرجوا من غرفة الإستراحة وصعدوا السلالم |
şahitler, zanlının yağmalamayı bizzat yönettiğine ve enkazda hayatta kalanları dövdüğüne tanıklık edecek. | Open Subtitles | الشهود ستشهد ان المتهم اشار بالنهب حرفياً وان الناجين من الحطام قد ضربوا |
şahit olan bir çok kişi var ama çoğu konuşmak istemiyor | Open Subtitles | على منصة الشهود مما في الشوارع صحيح؟ أعطهم فقط خيار واحد |
Olay sırasında köprü havadaymış. Kurbanların, mekanların ve tanıkların arasında ilişki kurmaya çalıştık ama elimizde bir şey yok. | Open Subtitles | الجسر كان خارج نطاق العدسة، حاولنا إيجاد رابط بين الضحايا و الأماكن و الشهود ، لكننا لم نجد شيئاً |
Kusura bakmayın Dedektif ama bilmeniz gerekir ki korunan bir tanığın bilgileri gizlidir. | Open Subtitles | عفوا ، أيتها المحققة ، لكن معرفة بيانات الشهود ، حماية سرية تماماً |
Aklımda birisi var ama bunun için o tanıklara ulaşmamız gerek. | Open Subtitles | أفكر ببعضهم بالفعل ولكنّنا بحاجة لطريقة تجعل الشهود يوافقون على ذلك |
Temyiz Mahkemesi Heyeti konuyla ilgisi olan tüm tanıklarla görüşmemizde ısrarcı. | Open Subtitles | هيئة القضاء العسكرية تصر على أن نستجوب جميع الشهود |
şahitlerin söylediğine göre, bu kız, iki üniversite öğrencisinin davranışlarından rahatsız olmuş. | Open Subtitles | الشهود يقولونَ بأنها كانت تتلقى اهتماماًً غير مرغوب فيه من شابين جامعيين |
Neredeyse yüzlerce görgü tanığı var, ama burada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كان هناك المئات من الشهود العيّان لكن هنا , تقريبا لاشيء |
Çoğu tanığımız korkak parazitlerdir. | Open Subtitles | حسناً ، أغلب نوعية الشهود لدينا هي طفيلة خائفة |
Onu şahitlerin önünde vurdu, ama kimse şahitlik etmedi ve dava düştü. | Open Subtitles | أرداه قتيلاً أمام الشهود و لم يأتي أحد للشهادة تم إسقاط القضية |
Gurur kötü kanıtlardan aptal Tanıklardan ve idama meyilli bir yargıçtan daha fazla dava kaybettirir. | Open Subtitles | الكبرياء خسرت قضايا أكثر من الأدلة الباطلة و الشهود المغفلون و القضاء الظالم ، جميعاً |