ويكيبيديا

    "الشيء الذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeyi
        
    • bir şey
        
    • şu
        
    • tek şey
        
    • şeyin
        
    • olan şey
        
    • şey ne
        
    • şeyler
        
    • şeyden
        
    • şey neydi
        
    • beni
        
    • o şey
        
    Ama spektroskopinin belki de en önemli bulgusu kendi göremediği şeyi keşfetmiş olmasıdır. Open Subtitles لكن ربما قد يكون أعظم كشوفات المطيافية هو إكتشاف الشيء الذي لا يُرى
    Benden yapmamı istediğin herşeyi yaptım ve hala tek istediğim şeyi benden esirgiyorsun. Open Subtitles لقد قمت بكل ما طلبته مني ومازلتي تحرمينني من الشيء الذي لطالما أردته
    Bu ev ve sahibesi hakkında bilmeniz gereken bir şey var. Open Subtitles الشيء الذي أنت يجب أن تعرف حول هذا البيت وحول مضيفتك.
    Genelde pek güveneceğimiz tür bir şey değil ama işe yarayabilir. Open Subtitles ان ليس نوع الشيء الذي نعتمد عليه، لكنه يمكن أن يساعد
    Çoğu insanın anlamadığı olay şu ki, Avrupa'da yetişen ve kendi olma özgürlüğüne sahip olmayan bizim gibi birçok insan var. TED الشيء الذي لا يفهمه معظم الأشخاص هو أنه يوجد الكثير منا ممن يترعرع في أوروبا لا يتمتع بالحرية ليكون على طبيعته.
    Sence güçlerin olması seni Krypton'lu yapan tek şey mi? Open Subtitles أتظن أن امتلاكك لقدرات هو الشيء الذي يجعلك كريبتوني ؟
    Odasına gireceğim ve öğrendiğimi sandığım şeyin gerçek olduğunu öğreneceğim. Open Subtitles سأذهب لغرفته وارى الشيء الذي اعتقد انني اعرف انني اعرفه
    Bu kadar belaya girecek kadar önemli olan şey nedir? Open Subtitles أعني، ما الشيء الذي يستحق عناء المرور بكل هذه المصاعب؟
    - Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir? Open Subtitles أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته
    şu şişeleri ve küreği hatırlasana, ve ayakkabı mağazasında ayağını ölçtükleri o şeyi. Open Subtitles ,هل تتذكر القنينة والمجرفة وذلك الشيء الذي قاسوا به قدميك في متجر الحذاء؟
    İtiraf edeyim, Gilroy gibi bir psikopatın ilgisini çeken şeyi merak ettim. Open Subtitles اعترف انني فضولية قليلاً حول الشيء الذي يريده شخص مجنون مثل غيلروي
    Sana tüm yaşamında köpekbalıklarının tehlikeli olduğu söylendi, ve sonunda su altındasın, ve tam da korkmayı öğrendiğin şeyi görürsün, ve mükemmeldir. Open Subtitles لقد أخبروك طوال حياتك بأن أسماك القرش خطيرة وفي النهاية تكون تحت الماء وتقابل الشيء الذي تم إقناعك بالخوف منه وهو ممتاز
    -Bir erkeğe nasıl böyle bir şey dersin? -Şey bilemiyorum, Burt. Open Subtitles ما هذا الشيء الذي تقوله لرجل حسنا , لا اعلم بيرت
    Aynı insan olmadığınızı söyleyebilmek için kullanabileceğim bir şey buldum. Open Subtitles الشيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أَستعملَ لإخْبارك إثنان على حِدة.
    Dünyadaki her şehirde her ülkede her masada bulunacak bir şey. Open Subtitles الشيء الذي سيوضع على كل مكتب في كل مدينة في العالم.
    Tanınmama sebep olan şu olaya dönersek aslında olanlardan dolayı ünlüyüm ve elimde de o an kamera vardı. Open Subtitles حسناً، لنعود إلى هذا الشيء الذي به أصبحت معروفاً بشكل رئيسي بسبب الذي حدث وأنا أحصل على آلة التصوير
    Ama hayatım, beni gerçekten korkutan tek şey seni kaybetmek. Open Subtitles لكن، يا عزيزي، الشيء الذي يخيفني بحق هو أن أفقدك.
    Ah be abi dün akşam bize çarpan şeyin plakasını alan oldu mu? Open Subtitles يا شباب، هل سجّل أحدكم رقم لوحة ذلك الشيء الذي اصطدم بنا أمس؟
    Şaşırtıcı olan şey, bu eğilimin girişimci dünyasında bile devam ediyor olması. TED الشيء الذي قد يثير دهشتك هو أن هذا التوجّه مستفحل حتى في مجال ريادة الأعمال.
    Charlie gibi bir geleceğin basketçisinin istediği tek şey ne olurdu? Open Subtitles ماهو الشيء الذي يجعل شخصا متنبئا بالمستقبل نفس تشارلي سوف يعجبه؟
    Fakat anlıyorum burada kızın için bir şeyler yapmaya çalışıyorsun. Open Subtitles لكن هذا الشيء الذي تحاول فعله لإبنتك هنا، أتفهم ذلك
    İçindeki o şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? Open Subtitles تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟
    Onu bu kadar korkutan ve kendine gelerek kaçmasını sağlayan şey neydi? Open Subtitles ما هذا الشيء الذي أخافها لدرجة انها تفوّقت على المخدّر وهربت؟
    Ama beni en çok hayran bırakan şey, telefon teknolojisiydi. TED ولكن الشيء الذي كنت مفتونًا به أكثر كانت تكنولوجيا الهواتف.
    İşte o anda, imkânsız olan o şey artık öyle değildi. TED وفي تلك اللحظة، الشيء الذي كان مستحيلاً فجأة لم يكن كذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد