| Artık önemi yok. Önemli olan tek şey sen ve ben. | Open Subtitles | هذا لايهم بعد الآن الشيء الوحيد المهم هو أنا وأنتي |
| Çünkü Önemli olan tek şey Rory'nin harika bir okula başladığı. | Open Subtitles | لأن الشيء الوحيد المهم هو دخول روري لتلك المدرسة العظيمة |
| Önemli olan tek şey bunu bir saldırı olarak yaşayıp yaşamamam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو ما إذا كنتُ أراه اعتداءً واحدًا أم لا |
| Önemli olan tek şey buradan gitmemiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو أن نخرج من هنا |
| Önemli olan tek şey bana inanıyor olman. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو أن تصدقيني |
| Önemli olan tek şey gerçek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو الحقيقة. |
| Şu anda Önemli olan tek şey Tom Reed'in küçük kızını bulmamız. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو أننا وجدنا بنت (توم ريدز) الصغيرة |
| Önemli olan tek şey işte bu. Evet, ama Annie bana... | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو هذا. |
| Sadece bunun için biraz düşüneyim, çünkü Önemli olan tek şey, Lucy. | Open Subtitles | - سأتحدث إليه , ابقي هادئه لدقيقه أحتاج أن أفكر بهذا , الشيء الوحيد المهم هو (لوسي) |
| Önemli olan tek şey, sadece Charlie ve Danny. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو "تشارلي" و "داني" |
| Önemli olan tek şey delillerdir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو الأدلة. |
| Önemli olan tek şey kardeşimi geri almak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المهم هو أستعادة اختي (مايك) مجرد طعم |