Muhtemelen o gürültülü Rock müziği dinliyor. | Open Subtitles | من المحتمل يَستمعُ إلى تلك الصخرةِ العاليةِ. |
Ah, o Rock'ın kuzeni. Katılmasına izin vermek zorundaydılar. Miras meselesi. | Open Subtitles | أوه ، هو بن عم الصخرةِ كان لابد أن يسمحوا له بدخول التراث |
Bu yaşlı evlerin kaya gibi kapıları vardır. | Open Subtitles | هذه البيوتِ القديمةِ لَها أبواب تشبه الصخرةِ الصلبةِ |
Ve bu sıkı çalışmama atfen bu taşı sana veriyorum. | Open Subtitles | وأنا حَصلتُ عليك هذه الصخرةِ للتَمْثيل كُلّ عملي الشاقّ. |
Şurdaki kayadan sonraki üçüncü çalı. | Open Subtitles | الأجمة الثالثة بعد الصخرةِ هناك. |
Şu mantar şeklindeki kayaya bakın. | Open Subtitles | راقبْ تلك الصخرةِ التي على هيئةِ فطرَ المشروم. |
Şansı yaver gidecekti, ama hepsini birden sürükleyemedi, ... Jack sürüklendi ve kayanın üzerinden aşağıya düştü, o ileri demişti. | Open Subtitles | لكن الفتى إنزلقَ وسَقط على تلك الصخرةِ التي تسمى بالرأس |
Rock yıldızlarının antika koleksiyonu yaptıkları bir sır değil. | Open Subtitles | ليس سراً تلك الصخرةِ و تَجْمعُ نجومُ اللفّةِ التُحَفَ. |
Depresyondaki karınızı Red Rock Kanyonuna getirdiniz, | Open Subtitles | أَخذتَ زوجتَكَ المُكْتَئبةَ إلى قمة وادي الصخرةِ الأحمرِ، |
Red Rock'ın batısında terk edilmiş bir binada olacakmış. | Open Subtitles | هي بنايةُ متروكةُ فقط غرب الصخرةِ الحمراءِ. |
Şunu hatırlayalım, biz Hıristiyanların Rock 'n Roll'u tanrısal bir mesaj iletip iletmediğini... sürekli tartışıyorduk. | Open Subtitles | الذي ما زالَ يَتسائلُ إذا الصخرةِ لا تَطْوى... إمتلكْ الحقّ للنَقْل كلمة الله. |
"Tayland yemeği, feminist yazıları ve bağımsız Rock müziği yapan öfkeli kız müzikleri." | Open Subtitles | " غذاء تايلاندي، اشعار مساواة الجنسين وموسيقى البنتِ غاضبةِ... وإقناعِ الصخرةِ المُستقلّه. " |
Dünya dediğimiz şu kaya parçasının üzerindeki en iyi berber. | Open Subtitles | أفضل حلاقِ على هذه الصخرةِ نَدْعو أرضاً. |
Eğer bu kaya onu bırakırsa bir yarım kilometre derine daha düşecek. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ هذه الصخرةِ تَفْسحُ المجال , هي سَتَسْقطُ نِصْفَ كيلومتر آخرَ أسفل إلى الأعماقِ المظلمة جداً. |
Uzun Saçlı, bana Pittsburgh'deki Tatlı kaya'yı vadetti. | Open Subtitles | الشعر الطويل قد وَ عدَني بحلوى الصخرةِ في "بيتسبيرج". |
O taşı daha önce bir yerde gördüğümü biliyordum. | Open Subtitles | - حَسناً، عَرفتُ بأنّني رَأيتُ تلك الصخرةِ قبل في مكان ما. |
- O taşı almak zorundayız. | Open Subtitles | - نحن مسكة gotta تلك الصخرةِ. |
Bu dağların etekleri kayadan oluşmuş. | Open Subtitles | هذه التلالِ تَصْنعُ من الصخرةِ. |
Büyük kayaya kafasını çarpıyor. | Open Subtitles | رأسها ضرباتِ على الصخرةِ الكبيرةِ. |
Bir kayanın üzerinde kamp yapacağız. | Open Subtitles | معسكر على الصخرةِ الصلبةِ. |