"الصخرةِ" - Translation from Arabic to Turkish

• Rock
• kaya
• taşı
• kayadan
• kayaya
• kayanın

Muhtemelen o gürültülü Rock müziği dinliyor.
من المحتمل يَستمعُ إلى تلك الصخرةِ العاليةِ.

Ah, o Rock'ın kuzeni. Katılmasına izin vermek zorundaydılar. Miras meselesi.
أوه ، هو بن عم الصخرةِ كان لابد أن يسمحوا له بدخول التراث

Bu yaşlı evlerin kaya gibi kapıları vardır.
هذه البيوتِ القديمةِ لَها أبواب تشبه الصخرةِ الصلبةِ

Ve bu sıkı çalışmama atfen bu taşı sana veriyorum.
وأنا حَصلتُ عليك هذه الصخرةِ للتَمْثيل كُلّ عملي الشاقّ.

Şurdaki kayadan sonraki üçüncü çalı.
الأجمة الثالثة بعد الصخرةِ هناك.

Şu mantar şeklindeki kayaya bakın.
راقبْ تلك الصخرةِ التي على هيئةِ فطرَ المشروم.

Şansı yaver gidecekti, ama hepsini birden sürükleyemedi, ... Jack sürüklendi ve kayanın üzerinden aşağıya düştü, o ileri demişti.
لكن الفتى إنزلقَ وسَقط على تلك الصخرةِ التي تسمى بالرأس

Rock yıldızlarının antika koleksiyonu yaptıkları bir sır değil.
ليس سراً تلك الصخرةِ و تَجْمعُ نجومُ اللفّةِ التُحَفَ.

Depresyondaki karınızı Red Rock Kanyonuna getirdiniz,
أَخذتَ زوجتَكَ المُكْتَئبةَ إلى قمة وادي الصخرةِ الأحمرِ،

Red Rock'ın batısında terk edilmiş bir binada olacakmış.
هي بنايةُ متروكةُ فقط غرب الصخرةِ الحمراءِ.

Şunu hatırlayalım, biz Hıristiyanların Rock 'n Roll'u tanrısal bir mesaj iletip iletmediğini... sürekli tartışıyorduk.
الذي ما زالَ يَتسائلُ إذا الصخرةِ لا تَطْوى... إمتلكْ الحقّ للنَقْل كلمة الله.

"Tayland yemeği, feminist yazıları ve bağımsız Rock müziği yapan öfkeli kız müzikleri."
" غذاء تايلاندي، اشعار مساواة الجنسين وموسيقى البنتِ غاضبةِ... وإقناعِ الصخرةِ المُستقلّه. "

Dünya dediğimiz şu kaya parçasının üzerindeki en iyi berber.
أفضل حلاقِ على هذه الصخرةِ نَدْعو أرضاً.

Eğer bu kaya onu bırakırsa bir yarım kilometre derine daha düşecek.
يَجِبُ أَنْ هذه الصخرةِ تَفْسحُ المجال , هي سَتَسْقطُ نِصْفَ كيلومتر آخرَ أسفل إلى الأعماقِ المظلمة جداً.

Uzun Saçlı, bana Pittsburgh'deki Tatlı kaya'yı vadetti.
الشعر الطويل قد وَ عدَني بحلوى الصخرةِ في "بيتسبيرج".

O taşı daha önce bir yerde gördüğümü biliyordum.
- حَسناً، عَرفتُ بأنّني رَأيتُ تلك الصخرةِ قبل في مكان ما.

- O taşı almak zorundayız.
- نحن مسكة gotta تلك الصخرةِ.

Bu dağların etekleri kayadan oluşmuş.
هذه التلالِ تَصْنعُ من الصخرةِ.

Büyük kayaya kafasını çarpıyor.
رأسها ضرباتِ على الصخرةِ الكبيرةِ.

Bir kayanın üzerinde kamp yapacağız.
معسكر على الصخرةِ الصلبةِ.